On Altı

181 19 50
                                    

"Benimle geldiğiniz için teşekkür ederim." dedim Tsukki ve Shi chan'ın sırtına vurup otobüs durağına ilerlerken.

"Önemli değil, alışveriş güzel fikir."

"Bana neden çarşıya gittiğimizi tekrar hatırlatabilir misiniz acaba?" diye sordu Tsukki huysuz huysuz.

"Huysuzlanmasana. Yui san'a hediye almak için gidiyorum ve siz de benimle geliyorsunuz."

"Gerek var mı?"

"Tabii ki var!" dedim sitem ederek. Aniden bağırmamla biraz irkilmişti.

"Bana çok yardımcı oldu. Bir hediye vermemek ayıp olur."

"Yoo, ayıp falan olmaz. Ama harcayacak çok paran varsa sen bilirsin." dedi Tsukki kafama hafifçe vururken.

O tekrar elini cebine koyarken beklediğimiz otobüs sonunda gelmişti. Kapılar açılınca ön kapıdan bindik ve arkaya doğru ilerlemeye başladık. Biraz sonra da otobüs harekete geçti.

~~~~~~~~~

İki arkadaşı takılara bakıp hangisi alacağına karar vermeye çalışırken Tsukishima da yanlarında durup boş boş etrafa bakınıyordu.

"Ah, Shi chan şuna bak! Bu ona çok yakışır."

"Bence de. Vay, şuna bak! Bana Yachi san'ı hatırlattı."

"Sen de ona alsana?" dedi takıların arasında kaybolan kız.

"Hayatta olmaz! Alsam bile nasıl vereceğim?"

"Eğer veremem diyorsan ben de verebilirim." diyerek biraz daha ilerdeki takılara döndü Mina.

"Hmm, o zaman belki olabilir. Ama sadece iyilik etmek için, başka bir amacım yok tamam mı?"

"Hıhı. Evet, iyilik etmek için." diyerek hislerini anladığını belli etti kız.

"Shimizu san'ı dışarıda bırakmayalım değil mi? Bu da tam ona göre. Zaten o kadar güzel ki ne taksa yakışır." diyip derin bir nefes verdi.

'Bir şeyler söylesem tuhaf mı olur?' diye içinden geçirdi Tsukishima. Evet, tuhaf kaçardı. O yüzden vazgeçti. Neyse ki arkadaşı aklındakileri onun yerine söyleyiverdi.

"Sen de sevimli bir kızsın Micchan. Shimizu san'dan sonra kulüp odasında dedikodusu en çok dönen sensin." dedi gülerek Yamaguchi.

"Dedikodu mu?!"

"Yani... İyi dedikodular. Kısmen..." diyerek düzeltmeye çalıştı.

Mina'nın yanlış anlayıp kızmasından korkmuştu ama o pek umursamamış görünüyordu. Bileziklerden yüzüklerin olduğu kısma geçmişti. Yeşil saçlı genç de onu takip etti.

Bu sırada Tsukishima'nın gözüne tam önündeki bir gerdanlık takıldı. Zaten geldiğinden beri olduğu yerde onları inceliyordu. Neden daha önce gözüne çarpmamıştı ki? Tam da sevdiği kıza yakışacak güzellikte, ay gibi parlak ince detaylı, ortasında koyu mavi bir taşla büyüleyici görünüyordu.

'Onda güzel dururdu.'

Aklından geçirdiği düşünce tuhafına gitti. Kafasını toplamak için kaşlarını çattı. Ama yine de kaşla göz arasında gerdanlığı alıp kasaya gitmekten kendini alıkoyamadı. Bir yandan da arkadaşlarına bakıyordu. Yakalanmak istemiyordu. Neyse ki takıları incelemeye dalmışlardı. Hızlıca kutuyu alıp çantasına koydu. Tekrar eski yerine dönüp arkadaşlarını bekledi.

|°|I'm in Love Again|°| Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin