On Dört

191 21 50
                                    

Ertesi gün alarmın sesini duyar duymaz daha gözümü bile açmadan onu susturdum. Sonra da yavaşça yerimde doğruldum ve terliklerimi giyip banyoya doğru ilerledim. Sabah rutinimi yerine getirdikten sonra giyinmek için odaya döndüm. Giyindikten ve kahvaltımı da yaptıktan sonra okul için hazırdım. Aynadaki halime son bir kez bakmak için durdum. Güzeldim. Kendimi iyice inceleyip gülümsedim. Sonra da kapıya doğru ilerledim. Tam evden çıkmak üzereyken telefonuma bildirim geldi. Kimden olduğuna bakmak için evden çıkarken telefonumu cebimden çıkardım. Tsukki'dendi. Bugün okula gelemeyeceğini biraz hasta olduğunu söylüyordu. Biraz şaşırmıştım çünkü dün bir şeyi yoktu. Evine geldiğime dair bir mesaj atıp Tsukki'nin evine döndüm.

Koşmaktan nefesim kesilmeye başladığında nihayet gelmiştim. Biraz soluklanıp zili çaldım. Tsukishima san kapıyı açıp da beni görünce gülümsedi. Ben de ona gülümsedim. Ne için geldiğimi anlamış olmalıydı ki beni hemen içeri aldı.

"Tsukki nasıl?" diye sordum.

"Kendin gör." diyip odayı gösterdi.

Sonra da önümden yürüdü. Kapının önüne gelince durdu ve kapıyı çaldı.

"Kei, Micchan geldi." diyip kapıyı açtı.

Tsukki yatakta oturma ve yatma karışımı bir pozisyonda telefona bakıyordu. Biz girince bakışlarını bize kaldırdı.

"Gelmene gerek yok demiştim." dedi tek kaşını kaldırarak. Sonra da birkaç kere öksürdü.

"Ne zaman dedin?"

"Mesaj attım ya." Yine öksürdü.

Telefonu alıp baktım. Gerçekten de mesaj atmıştı.

"Görmemişim." dedim kıkırdayarak.

"Hiç bakmadığına yemin edebilirim."

Alayını ettikten sonra telefonu kapatıp kenara koydu ve yatakta kendini kaydırdı.

"Nasılsın?" diyerek yanına yaklaştım. Bu sırada Tsukishima san odadan çıkmıştı.

"Hastayım işte. Nasıl olabilirim?"

"Nerden hasta oldun acaba? Kendine dikkat edersin. Çok çalışıyor olmalısın."

Yanına oturup elimi alnına koydum.

"Fazla yaklaşma." dedi alnındaki elime bakarak.

"Sorun yok. Çok ateşin yok neyse ki."

Yataktan kalkıp ellerimi belime koydum.

"Sana sıcak bir şeyler hazırlayıp getireyim." diyip odadan çıktım.

Mutfağa girdiğimde Tsukishima san da oradaydı.

"Acaba Tsukki' ye bir şeyler hazırlamak için mutfağı kullanmamın sakıncası var mı?"

"Gerek yok. Ben hazırladım bile. Ama istersen sen götürebilirsin." diyerek hazırladığı tepsiyi elime verdi.

"İzninizle... bugün... size rahatsızlık verebilir miyim?" dedim sevimli bir şekilde.

"Okula gitmeyecek misin?"

"Size de uygunsa öyle düşünüyordum."

"Tabii olur. İşe gittiğimde Kei' ye bakacak birinin olması iyi olur."

"Çok teşekkür ederim."

Gülümsememe karşılık o da gülümsedi ve elini saçıma koydu.

"Ona iyi bakacaksın değil mi?"

"Tabii ki." dedim gülümsememi büyüterek.

"Hadi çorbayı soğumadan götür."

|°|I'm in Love Again|°| Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin