2

74 14 11
                                    




~J O C E L Y N~

OLAYDAN İKİ HAFTA SONRA

GÜNEY - SENPALİYTS

8:30

------------------------------

Koca odamda kendi karanlığımla baş başaydım, iki hafta önce olan olaylar benim yüzümdendi ve ben bunun yüzünden bir gram uyku bile uyuyamıyordum. Balo davetlerini reddediyor ağzıma lokma dahi atmıyordum. Herkes bana nedenini bilmiyormuş gibi bu çöküşümü soruyordu. Güney benden iyice nefret etmişti, hatta saraya bir suikast girişiminde bile bulunmuşlardı.

Yıllardır yaratmak istediğim imajımı bir anda bozmuştum. Ben tüm Güneyliler gibi olmak istemiyordum, ben sadece oradan çıkışta onun bunca yıl iki tarafı birbirine katan ve daha da çıkmaza sürükleyen o davranışlarının cezasını çekmesini sadece tutuklanmasını istemiştim ama ağabeyim Jack çok daha farklı planlar kurmuştu ve sonucunda ben zarar görmüştüm. Sonuçta kim İmparatorun kızı dururken ileride başa geçecek imparatorlarını suçlasın ki!

İşin bir diğer garip noktası ise askerler tarafından oradan tam uzaklaştırılıyorken çocuğun üstünde gördüğüm alevlerdi. Olayın şoku hâlâ üstümdeydi, gözümü her kapattığımda o alevleri görüyor ve sanki o öfkeli haliyle bana doğru gelip saldıracakmış gibi hissediyordum. O olaydan sonra birkaç tane daha haber dolaşmıştı, kimileri uçan bir insan gördüğünü iddia ediyor, kimileri ise bir kızın dokunduğu her yere şimşek çaktığını tek bir elini şıklatmasıyla elektriklerin gittiğini söylüyordu. Şimdi herkes birbirinden korkuyor ve bu garip olaylara inanmaya başlıyorlardı.

Kendime gelmek için lavaboya gittim ve serin suyla yüzümü güzelce yıkadım, kafamı kaldırıp bir saniye bile olsun aynaya bakmadım. Ne durumda olduğumu, ne kadar zayıf düştüğümü ve berbat olduğumu görmek istemiyordum. Camın önüne doğru gittim ve perdeyi çok az aralayıp gün ışığına kavuştum, sırf ne durumda olduğumu görmek için bile halk iki haftadır sarayın bahçesinden ayrılmıyordu. Bazen burayı ve halkımı gerçekten çok seviyordum ve uğrunda her şeyimi vermeye hazırdım ama beni Bayan Serenly eğittiği için diğer prensesler gibi aklı bir karış havada ve Kuzeye yapılanlardan habersiz gezmiyordum. Gerçi diğer soyluların hiçbir suçu yoktu onlar sadece kurallara uyup bu saçma düzene boyun eğiyorlardı ama ben onlar gibi olmayacaktım her şeyin farkındaydım ve elbet birgün bu düzeni değiştirip kuralları yeniden yazacaktım.

Daha çok küçükken olayları yavaş yavaş araştırmaya başlamıştım, sarayın en gizli kütüphanelerine kapıdaki muhafızlara mükemmel ikna etme kabiliyetimle bir şeyler anlatıyor sonra da onların oradan uzaklaşmasını bekleyip içeri giriyordum. Binlerce kitapla tanıştım böylelikle her gün güneşin doğuşundan batımına kadar kütüphanelere gittim, her türden kitap okudum her türden arkadaşım oldu. Kimileri bana tarihimizi anlattı kimileri ise bilimi, bazıları bana savaş stratejilerini öğretti, bazıları ise sevgiyi.... Bilmiyorlardı aslında ben sarayın en yalnızı ve hiçbir şey bilmeyen sıradan bir prensesi değildim, en çevik ve en zekisiydim.

Bir süre sonra kitaplarım bitince o zamanlar en sevdiğim ve en güvendiğim insana durumu anlatmaya başladım, Bayan Serenly'e.

-------------------- ON ÜÇ YIL ÖNCE-----------------

"Ne!" diye gürledi birden. "B-bunu nereden çıkartıyorsun! Öyle bir şey yok"

Sorduğum soruyla resmen bir şok geçirmişti, bana korku dolu gözlerle bakıyor ve etrafı bizi duyanlar var mı diye kolaçan ediyordu.

Asiller ve AsilerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin