Asiller ve Asiler

5

~J O C E L Y N~

"N-nasıl yaptın bunu?!"
"Özümde var," dedi ellerindeki o şeyler yavaşça yok olurken. "Tıpkı o seni boğmaya çalışan çocuğun, şifacıların, buradaki herkesin ve özellikle senin de olduğun gibi."

"Benim de mi?!" sesim biraz yüksek çıkmıştı.

Johan ise bu duruma biraz gülmüştü "Sakin ol şampiyon."  derin bir nefes aldı. "Güçlerinin ne olduğunu ve ne kadar güçlü olduğunu bilmiyoruz. Vakti geldiğinde o senin için ortaya çıkacaktır o zaman da kontrol etmeyi öğrenirsin."

"Neden birden?" sesim cılız çıkmıştı.

"Efendim?" dedi Johan sorarcasına bakarken.

"Her şey neden birden böyle ortaya çıktı, haberlerdeki o garip insanlar, çarşıdaki alev çocuk, saraydaki garip adam, sen..." derin bir nefes aldım.

"Neden daha önce gelip bana özel güçlerim falan olduğunu söylemedin ya da diğer insanlara?"

Başını iki yana salladı "Yapamazdım, her şey vaktini bekler Jocelyn."

"Nasıl ortaya çıktı?" Ellerimle başıma baskı uyguladım, çok kötü ağrıyordu. "Alev çocuk öfke ve üzüntüden yanmaya başladı. Haberde gördüklerim ise bir kızın kavga esnasında dokunduğu birine yanlışlıkla elektrik çarptığıydı. Bu güçlerin ortaya çıkmasında duyguların bir etkisi var mı?"

Şaşkınlıkla bana bakıyordu "E-evet."
Ufak bir kahkaha attı ve arkasına yaslandı "İşi çabuk kaptın şampiyon."

"Peki bu öz olayı da tam olarak ne?"

Sandalyesinden kalktı ve masasının arkasındaki zarif, cam dolaba gitti. Bir şişe ve iki bardak alıp aramızdaki masaya koydu. Şişedeki içeceği yavaşça bardaklara doldururken konuşmaya başladı.

"Ana küre, tüm güçlerimizi içinde barındırır. Özlerimiz ondadır ve biz ondan güç alırız." Bardağımı bana uzattı ve devam etti. "Bundan asırlar öncesinde atalarımız kendi aralarında çok büyük bir savaş başlattılar." Sanki o zamanları yaşamışcasına gözüne bir hüzün ve de öfke bulutu sinmişti.
"Sonuca gelirsek savaşı Arethlone kazandı ve diğer tüm ataların güçlerini Ana Küre'de topladı."

"Neden?" İçeceğinden büyükçe yudum aldı.

"Kendi ordusunu kurmak istiyordu."

"N-nasıl yani?"

"Zamanı geldiğinde elçilerinden birine Ana Küre'yi tekrardan dünyaya salmasını isteyecek ve sonrasında tamamen ona itaat edecek olan yeni ordusunu kurmaya başlayacaktı. Ama ondan önce bir planı daha vardı,"
Ellerini ovuşturdu "Dünyayı ikiye ayırıp, iki tarafı da farklı koşullar altında yaşamaya mecbur bırakacak böylelikle de aralarından en güçlülerini çok daha net bir şekilde seçebilecekti."

"Kuzey ve Güney!" dedim dehşetle. "B-ben bunun hikayesini çok daha farklı sanıyordum."

"Düşün Jocelyn, kim ortada başka hiç güç kalmamışken bu hikayeyi anlatsın ki. İnanmazlar." dedi gülerek.

"Öyleyse Arethlone kötü olmalı!" dedim sitemle.
Gülüşü soldu ve gökyüzüne bakan zümrüt yeşili gözlerini hızlıca bana çevirdi. Çok ciddi ve çok sert bir bakıştı bu.