13

28 12 22
                                    

~J O C E L Y N~

Herkes koruyucularını ve bileklerine uygun kılıçlarını seçtikten sonra Johan yine bizi iki gruba ayırdı; Kuzey ve Güney.
Takım kaptanları oy birliğiyle seçildi ve Kuzey Matthias'ı seçerken Güneyden seçilen de ben olmuştum. Şimdi ikimiz de takımlarımızın başına geçmiş, haritalara bakarken plan yapıyorduk.

Johan olayı anlatmıştı ve kabul, BAYILMIŞTIM.
Bize iki bayrak vermişti; kırmızı bizim bayrağımızken mavi ise Kuzeyin bayrağı olmuştu.
Yeni yapılan oyun alanı yani eski avlu simetrik bir şekilde ilerliyordu bu demek oluyordu ki; koşullar eşitti. İki tarafın da ağaç sayıları, sığınak sayıları ve kritz taşları eşitti. Herkes rakibin bayrağını almaya çalışacaktı fakat bundan önce üç kulübe belirlenip üçüne de kritz taşlarını ve muhafızlarını koymamız gerekiyordu. Kritz taşları için altı kulübe şansımız vardı yani bu da rakibin şansını yarı yarıya kılıyordu. Kritz taşları açılıp birleştiğinde bayrağın yerini veriyordu ve ondan sonra da asıl savaş başlıyordu. Takımların iyice düşünmesi ve temiz bir strateji izlemesi gerekiyordu, asıl olay doğru adamı doğru yerde kullanmak ve hedef için deli gibi savaşmaktı. TAM BENLİK!

Takımımdaki herkesin adını öğrendim ve her onlara baktığımda isimlerini unutmamak için içimden tekrar ettim. Knox, Nova, Jack, Martin, Mary...

"Tamamdır!" dedim ellerimi ovuşturarak.
"Plan şu."  Hızlıca haritada bir yer işaretledim derenin yaklaşık bir kilometre uzağındaydı ve dağlıktı. "Buraya ilk kritzimizi yerleştireceğiz, fazla kapalı olduğu için onların da tercih edeceği yer büyük ihtimalle burası olacaktır fakat aşırı dağlık olduğundan gelenler hemen bitap düşecektir. Biz bu yorgunluklarını fırsata çevirmek için oraya Havanın Hakimlerini koyacağız." Bakışlarım kolunda açık mavi bandajı olan grubu buldu. "Eğer gelen olursa bunu rahatlıkla hissedebileceksiniz bu yüzden hareketleriniz çok daha etkili olacaktır. Gördüğünüz takdirde ise hemen gücünüzü kullanmayın. Unutmayın ki Johan önce kılıçları sonra güçlerimizi kullanmamızı istedi." Herkes anladıklarını belli edercesine başlarını salladı.
"İkinci kritzi dağın diğer tarafındaki kulübeye koyacağız, etrafına biraz daha fazla kişi koyacağım çünkü mesafe yakın olduğundan diğer kulübeyi de gelmişken kontrol edeceklerdir.
Neden böyle bir şey yaptığımı merak ederseniz açıklayayım. Rakibin de tahmin edebileceği üzre mesafeler yakın, kolay hamle gibi gözüküyor değil mi?" güldüm. "Ama değil. Yakın olduğundan ilk kulübemize gelenleri havanın hakimleri anlayacak ve bize işaret edecekler. Bu işareti ise bir anlığına üstümüzden geçen siyah bir bulut olarak yapabilirsiniz. İşareti gördüğümüzde kulübeye yaklaşacağız ve koruyacağız bu sırada diğer kulübede de telekinezicileri yani mor grubu istiyorum. Geri kalanlar da atağa geçecek." dedim ve biraz nefes aldım, yorulmuştum.

"Peki siz?" dedi Nova.

"Ben liderleriyle ilgileneceğim." dedim ve sırıttım.
Bu oyun hoşuma gitmeye başlamıştı.

—————————
~M A T T H I A S~

Takımıma planımı anlatmıştım, çok nettik ama rakibimiz bunu anlayamayacaktı.

İlk çanda herkes kendi tarafına geçmek için hazırlanmıştı ki gözüm Jocelyn'e ilişti. Takımına son tavsiyeleri büyük bir ciddiyetle veriyordu, kaşları çatılmış hareketleri netleşmişti. Herkes onu son kez onayladıktan sonra ise takım yerine doğru dağıldı fakat Jocelyn olduğu yerde kaldı. Gözleri bir anlığına bana ilişti fakat bu bakışlar oldukça hissiz ve soğuktu.

Asiller ve AsilerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin