BÖLÜM 17

11.3K 591 121
                                    

İyi okumalar ❣️

Hayata karşı umudunu kaybetme o renkleri göreceksin...

Mehti havluyla beni sıkı sıkıya sarıp kendi ıslaklığını umursamadan şu an buz tutmuş bedenimi ısıtmak için çabalıyordu.

"Sende ıslaksın."

Bunu derken dişlerim çeneme vuruyordu. Bu kadar üşüdüğüm tahmin etmemiştim.

"Beni merak etme, sen 1 saattir o çivi gibi suyun altındasın, tenine baksana kıpkırmızı olmuş soğuktan."

Sesindeki o azarlayış ton nedense hoşuma gitmişti. Diğer küçük havluyla kısa saçlarımı sardığımda birlikte banyodan çıkmıştık. Yatağın üstüne bıraktığı kalın polarlı alt üst pijamayı bana uzatıp

"Sen bunları giyin sana çamaşır da vereceğim."

Elime aldığım pijama takımları sıkı sıkıya tuttuğumda o da dolaptan çıkardığı birkaç parça çamaşırı bana uzattı.

"Sana almıştım temiz merak etme."

Dudaklarımdan minnet dolu bir gülümseme ile teşekkür ettim.

"Hadi sen giyin ben de bir duş alayım."

Dolaptan kendine kıyafet çıkarıp banyoya girdiğinde soğuktan titreyen bedenimi zor bir biçimde çamaşırlarımı giyip hemen kalın pijamalarımı da giyindim.

Yüzüm sanki alev içinde yanıyordu. Umarım hasta olmazdım yoksa zebani burnumdan getireceğini biliyordum.

Üstümü giyindikten sonra Mehti de banyodan çıkmıştı. Odanın kenarında duran elektrikli ocaktan kısa zamanda ıhlamur yapıp bardağı bana uzatıp

"Hadi al iyi gelecek." Demişti.

Uzanıp ıhlamuru alıp dudaklarıma götürdüğümde tadından çok kokusunu beğenmiştim.

Mehti yanıma oturduğunda gergin olduğunu net görmüştüm. Neden böyle bir şeyi yaptığımı sormak istiyordu ama benim tepkimden korkuyor gibiydi.

"Sor Mehti ne sormak istiyorsan."

Zümrüt gözleri anında büyümüştü, ne diyeceğini bilmiyor gibiydi.

"B-ben neden, yani böyle bir şey yaptın, o evi..."

Susmuştu.

"Şeyda, Kartal ile iş birliği yapmış beni bile isteye Eczel'in eline vermişler. "

Gözlerim dolu dolu olmuştu, uzanıp ıhlamurdan bir yudum aldığımda onu bile zor yutmuştum. Methi'ye doğru baktığımda onun da gözleri dolu doluydu.

"Nasıl bir insan kardeşinin canını bile isteye yakar ki?"

Omuzlarımı hafifçe silkip

"Ben bu hayatta ruhumda açılan tüm yaraları hep kan bağım olan insanlar tarafında aldım, o yüzden bu sorduğun sorunun cevabı bende yok."

"Ö-ölmüş müdür?"

Mehti bunu sorarken sesi titremişti. Ama benim o evi yakarken ne elim titremişti ne de son sözümde sesim...

"Hayır ölmemiştir ama güzelliği ya da o kıvrımlı vücudunun artık yanıklar içinde olduğunu düşünüyorum."

Bunu söylerken hiç içim acımamıştı, acaba o karanlık ruhuma da mı bulaşmıştı? Ellerim kirli miydi? Derin bir nefes aldım, bunları düşünürken bile o içine düştüğüm büyük okyanusta boğuluyor gibi hissediyordum.

KİMLİKSİZLER ŞEHRİ +18 (KİTAP OLDU )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin