BÖLÜM 14

11.4K 603 52
                                    


İyi okumalar.. ❣️

Neydi masumiyet, tende olan mıydı yoksa yürekte olan mı?

Hayatın en acımasız yüzünü doğduğumda görmüştüm. O yüzden kimseden bir umut etmemiştim. Şimdi ise beni kapattıkları odada sadece Zebani aklıma gelmiş ondan bir umut beklemiştim.

Gelemez diyen aklıma karşı gelecek diyen kalbim kazanmıştı. İlk kez biri benim çığlıklarımın yankılandığı yeri yakıp yıkmıştı, ben acı çektiğim içindi, oysaki ben bu acıyı zaten ömrüm boyunca çekmiştim. İnanıyordum, gözlerinde ölüm olan bu adam o küçük kızın da sesini duyup elini tutacaktı.

Gözlerimi yavaşça araladığımda dudaklarımda küçük bir inleme çıkmıştı. Vücudumun her yerine sanki iğneler batıyordu. Yataktan ne kadar kas kastı kesen bedenime inat yavaşça doğrulduğumda nerede olduğumu çözmeye çalışıyordum. Mehti'nin evi değildi, tanıdık gelen odayı hatırlamıştım, burası Zebani'nin beni getirdiği ilk odaydı. Gözlerimle etrafa baktığımda kendisi ortada yoktu.

Üstümdeki yorganı kaldırıp ayağa kalkmak istiyordum sanki bedenimin üstünde bir ton ağırlık vardı ve ben o ağırlığın altında eziliyordum. Ayağımı parkeye attığımda kapıda aynı zamanda açılmıştı. İçeriye giren Zebani'ydi o siyah demir maskesi ve kırmızı gözlerle ben buradayım diyordu. Üstünde dar bir tişört vardı. Kolları ise boydan boya dövme ile kaplıydı. Bu şehirde birçok kişide dövme gördüğüm halde en çok yakıştırdığım Zebani olmuştu.

"Nereye ayaklandın bakayım?"

Kapıyı kapatıp bana doğru geldiğinde hâlâ onun etkisindeydim.

"Ahsen."

Tam karşıma geldiğinde zor bir biçimde kendimi topladım, hadi ama kızım adamın sadece kollarından bu kadar etkilendin, başka yerine görsen ne olursun? Ah içimdeki o sese küfürler yağdırırken Zebani bir anda elini alnıma koymuştu.

"Ne yapıyorsun?"

Ondan geri kaçmak istesem de kıpırdayamamıştım. Aslında ben onun dokunuşundan iğrenmemiş kaçmak istememiştim.

"Ateşin mi çıktı senin? Yüzün kızardı, üstüne dalgınsın."

Ah yüzüm hastalıktan değil başka şeylerden dolayı kızardı demek istiyordum ama bunu dedikten sonra herhalde bir ömür yorganın altından başımı çıkarmazdım.

"İyiyim."

Maskenin ardından belli olan orta düzeyde dolgun dudakları kıvrılıp gözleri anında daha da yumuşamıştı.

"İyi olmana sevindim."

Tekrardan yatağa beni sokup oturur pozisyonu aldıktan sonra o da tam yanıma oturmuştu. Ben bu adamla neden bu kadar yakın oturuyordum?

Kendine gel kızım iyice aptal oldun, hayır Eczel başına da vurmadı hani, bu ne dengesizlik?

"Bedenimin bu kadar ağrıması normal mi?"

"Ağır bir travma yaşadın hem onu etkisi hem de iki haftadır uyuyorsun."

"NE?"

Evet bunu sorarken resmen bir çığlık atmıştım. Benim sesimle beraber Zebani'nin ters sesini duydum.

"Kızım senden nasıl çıktı bu ses?"

Bir yandan da sağ kulağını tutuyordu. Gerçekten de ben de şaşırmıştım bu sesin benden çıkmasına ama bir yandan da nasıl iki hafta boyunca uyurdum? Hayır ayı bile bu kadar kış uykusuna yatmazdı hani. Kafamdan geçenleri sanki Zebani anlamış gibi direkt cevap vermişti.

KİMLİKSİZLER ŞEHRİ +18 (KİTAP OLDU )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin