BÖLÜM 12

11.1K 582 36
                                    


İyi okumalar ❣️


O seni bulmadan sen onu bul...

Mehti önden ben arkadan bir sokağa doğru girdiğimizde ona doğru seslendim.

"Mehti neden oraya gidiyoruz?"

Mehti beni dinlemeyip önden hızlı hızlı yürümeye başladığında onu durdurmak için mecburiyetten kolundan tutmuştum. Durduğundan ise hızlıca elimi çektim

"Neden oraya gidiyoruz diyorum sana?"

Omuzların hafifçe silkip

"Ben de kalırsın diye düşündüm."

"Sana yük olmak istemem Mehti."

Kaşları anından çatılıp o küçük burnunu yukarıya dikti.

"Saçma sapan konuşma Ahsen, biz arkadaşız hem seni nasıl öyle sokağa bırakacağım?"

"Başımın çaresine bakarım."

"Bok bakarsın, kusura bakma ama bu kez o yelloz ablan haklı, bir gece bile geçiremezsin bu şehirde. Dışarda tarikatın birine kurban gidersen görürsün."

Kurban dedi bu şimdi, derin bir şekilde yutkundum, haklıydı. Geceleri bu şehirde farklı olaylar dönüyordu.

"Tamam."

"Aferin doğru karar."

İkimizde tekrardan sokakta yürümeye başladığında çukur içinde olan asfaltlar yürümemizi zorlaştırıyordu. Sokaklarda asfaltlar gibiydi aslında harabe şekilde evler vardı. Sokak resmen zifiri karanlıktı.

"Bu sokaklar beni ürkütüyor."

Mehti bana doğru döndüğünde

"Sen burayı ne zaman kabul edersen Ahsen bu sokaklardan da o zaman korkmazsın."

"Nasıl yani?"

Karşıdan gelen adam bana doğru ters bir şekilde bakınca Mehti ona gözlerini dikmişti. Adam direkt başını eğip yürüyeme devam etti.

"Böyle işte Ahsen, sen korkmadığını belli edersen kimse senin başını yere eğemez. Bu korktuğun sokaklarda gece istediğin gibi gezersin ve seni bu sokaklar korur ama önce senin burayı kabul etmen lazım."

Haklıydı, hiçbir şekilde bu şehri kabul edemiyordum, iki yabancı gibiydik... Birbirine ısınamayan iki yabancı ne ben bu şehri ne de bu şehir beni kabul etmezdi, imkânsız olan bir şeydi.

İkimizde yürümeye başladığımızda yanımızdan her geçen kişi ya başını eğip yürüyordu. Ya da Mehti'ye başıyla selam verip öyle geçiyordu. Acaba ben bu ufak tefek kızı gözümde çok mu sevimli olarak görüyordum?

Bir süre yürüdükten sonra iki katlı bir daireye girmiştik, merdivenlerin mermerleri çatlaktı, aynı çatlaklar maviye boyanmış duvarlarda da vardı. Mehti cebinden çıkardığı anahtarla kapıyı açtığında evden gelen o güzel ferah bir koku burnumun içine dolmuştu. Mehti kenera çekilip

"Hadi içeri gir." Dedi.

Ayakkabımı çıkarıp içeriye girdiğimde hayranlıkla odanın içine bakıyordum. Duvarlara renkli spreyle farklı farklı yazılar yazılmıştı. Duvarların birçoğunda renkli ledler vardı. Ortama ayrı bir hava katmıştı. Odanın ortasında büyük bir yatak, yatağının üstünde de gökkuşağı desenli bir battaniye ile örtmüştü. Yerler koyu renk ahşap parkeydi. Diğer tarafta da siyah bir dolap vardı, onun da üstüne sprey boyayla bir şeyler yazılmıştı. Bu oda o kadar renkliydi ki hayatımda hiç bu kadar rengi yan yana görmemiştim.

KİMLİKSİZLER ŞEHRİ +18 (KİTAP OLDU )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin