BÖLÜM 33

11.2K 595 540
                                    

İyi okumalar ❣️



Karanlık yolda yürürken bile gölgen seninle değil...

"Sakın soru sorma, kim olduğunu söyleme, unutma bunları."

"Peki Zebani?"

"Merak etme onun işi uzun, sen gelene kadar gelemez."

Mehti'nin bu yüzü nedense beni korkutmuştu. Farklı duruyordu, o tanıdığım kız gibi değil. Sanki bambaşka yüzü vardı. Sesi soğuktu, dolaptan buz gibi su içmiş gibi içimi üşütüyordu.

"Ne var beyaz dediğin odada?"

Elime tutuşturduğu siyah pantolon ve sweati üstüme geçirdiğimde bu kez de siyah bir peruk vermişti.

"Tak şunu, oraya gittiğin de göreceksin."

Sesinde herhangi bir duygu aradım ama yoktu. Hiç bir açıklama yapmıyordu. Bilmediğim bir derin kuyuya iniyordum. Karanlıktı ve orada neyle karşılaşamacağımı bilmeden iniyordum. Verdiği peruğuda taktığımda tek korkumu sordum.

"Herhangi bir temas olmayacak değil mi?"

"Merak etme her şeyi ayarladım, sen sadece soğuk kanlı olmaya bak, gördüklerini ve duyduklarına gözünü ve kulağını kapat."

Tanrım ben nereye gidiyordum böyle? Başımı salladığımda birlikte dışarı çıktık. Ortalık sessizleşmişti. Yine Kimliksizler Şehri'ne bir ayaz oturmuştu. Sokaklar sessiz kanı canı çekilmişti. Bir tane insan yoktu sadece duvarlara kanla yazıldığını emin olduğum o yazı ile karşılaşmıştım. Kapan... Bu yazı burada yoktu. Zebani beni buraya bıraktığında bu duvarda hiç bir şey yazmıyordu. Sanki bana bir mesaj veriyorlardı.

İşaret parmağımı kaldırıp

"B-bu yazdı var mıydı?"

Mehti yandan bir bakış atıp sorduğum soruyu göz ardı edip beni ileriye doğru itti. Soruma cevap vermeyi reddetmesi ile kafamdaki o karanlık düşünceler iyice birbirine girmişti.

Mehti önden ben arkadan ilerliyordum. Ortamdaki kasvet herkesten çok benide etkilemişti. Özellikle o Kapan yazısı...

Adım seslerimiz sokakta yankılanırken geldiğimiz sokak çıkmazdı.

"Buradan sonrasını sen devam edeceksin."

Gözlerim etrafta gezdiğinde

"Ama burada kimse yok..."

"Bekle onlar seni alacak."

Mehti'yle aramızda geçen son diyalogdu, sessiz karanlık sokakta kaybolurken ben sadece öylesine duruyordum. Neye bulaştığımı bilmeden ilerliyordum. Bu kez bu fırtına beni yutup götürmesinden korkuyordum.

Arada ne kadar vakit geçti bilmiyorum ama o ara sokağa uzun bir siyah minibüs girmişti.

Önümde durduğunda kapı açılmıştı. İlk başını çıkaran uzun kulaklı tavşan maskeli bir adamdı. Bu da neyin nesiydi?

"Oda?"

Mehti'nin dedikleri aklıma geldiğinde

"Beyaz."

Demiştim bunlar bir takım şifreydi.

Başını sallayıp kenara çekildiğinde minibüse binmemi beklediğini anlamıştım.

Minibüse titreyen ayaklarımla bindiğimde içerisi karanlıktı. Aynı o adam gibi iki kişi daha vardı. Bana doğru yaklaştığında koltuğa yapışıp gidebildiğim kadar ileri gitmiştim.

KİMLİKSİZLER ŞEHRİ +18 (KİTAP OLDU )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin