20

1.1K 75 40
                                    

AlGök'ün dolu dolu olduğu bir bölüme hoş geldiniz. Mümkünse bir yere oturunuz çünkü düşebilirsiniz.

Bunu istemeyiz öyle değil mi?

Başlamadan önce elleri yıldıza alalım ve bölümün şarkısını (Perdenin Ardındakiler-Bul bütün denizleri) dinlemeden geçmeyelim lütfen.

Keyifli okumalar.

~

"Abartmayın artık." Diyerek karşımda geldiklerinden beri başımın etini yiyen ikiliye baktım. Bunalttıkça bunaltmışlardı beni tüm gece. Eğlenmek için geldiğim mekanda az sonra sinir krizi geçirecektim.

"Ne demek abartıyoruz? Sen farkında mısın bilmiyorum ama sen ses etmemiş olsaydın o yanlış anlardı. Ya seni kuytu bir köşeye sıkıştırsaydı?" Karşımda dört dönen Zafer'e göz devirmeyi saymayı bırakalı çok olmuştu. Tam cevap verecekken konuşmamı bir ses kesti.

"Abim öyle şey yapmaz." Diyerek abisini savunan Ceyda'yla bakışlarımız yan yana duran ikiliye çevrildi. Uraz az öncekine nazaran biraz daha iyi gözüküyordu ama mutlu değildi. İtiraf etmiş miydi?

Mustafa cevapladı Ceyda'yı. "Tamam abin yapmaz ama ya abinin yerinde başka biri olsaydı. Sen öyle pis zihniyetli insanların neler düşündüğünü nerden bilebilirsin? Ulan şerefsiz herifin biri kadınla göz göze geldi diye kadının ona 'yeşil ışık yaktığını' düşünmüş. Bak aklıma geldikçe sinirleniyorum." Diyerek saçlarını çekiştirdi sinirle.

Erkeklerin kalabalık olduğu yerden geçerken genellikle göz teması kurmaktan kaçınırdım. Rahatsız hissederdim ve yanlış anlaşılmaktan korkardım. Mustafa Ali haklıydı. Kahkaha atan bir kadını ya da kızı görünce ya ayıplarlar ya da pis düşüncelerini devreye sokarlardı. Bundan kaçınıyordum.

Çünkü pis düşünceli insanlar böyle masum bir olayı bile kendilerine alet edebilecek ahlâk seviyesine sahiplerdi.

"İyi de az önce davranmam gereken şekilde davrandım. Siz niye şuan bana söyleniyorsunuz? Hatta Turgay'a açık açık tacizci damgası yapıştırdım.  Neyseki bizlerin dilinden anlayan biri olduğu için hareketlerime ses etmedi. Hatta o lafı onun tarafından bakarsak hiç hak etmedi. O anki rahatsızlık psikolojisi içerisinde olduğum için sert çıkışımı anladığını düşünüyorum." Zafer derin bir nefes verdi ve Mali tekrar yanıma oturdu. Ceyda ise gerilen ortamı her zamanki pozitifliğiyle coşturmaya çalışıyordu. Nitekim başardı da.

"Hadi dans edelim." Hareketli bir müzik için birilerine el kol hareketleri yapan Ceyda ortadan kaybolduğunda müziğin sesi de artmıştı.

Dilan Zafer'i çekiştirerek piste götürdüğünde Ege ve Begüm onların aksine oturmayı seçmişti. Kulağımın dibinde hissettiğim nefesle kafamı hızla sağ tarafa çevirdi. Huylanmıştım.

"Çok güzel olmuşsun Su" İrkildim. Bu ses... Bu koku...

Elimi hızla Mali'nin alnına getirdiğimde sıcak alnına değen soğuk elim irkilmesine sebep oldu. "Ne yapıyorsun Göksu?" Diye soran Mustafa'ya endişeli gözlerle baktım ve konuştum.

"İyi olup olmadığını anlamaya çalışıyorum. Hem adımı yanlış söyledin hem de güzel olduğumu söyledin." Elimi alnından çektim. Gülümsüyordu.

Adım ile ilgili dediğim şeyi es geçerek konuştu. "Sana güzel olduğunu söyleyemez miyim?" Biraz daha dibime girersen hiç hoş şeyler olmayacak Mustafacığım Aliciğim.

"Bana güzel olduğumu söyleyenler oldu." Dedim duraksayarak. Ne diyeceğimi toparlamaya çalışıyordum. Ali'nin gözünden anlamlandıramadığım bir karartı geçti. "Ama sen daha önce demediğin için şaşırdım."

BAĞCIK ||TEXTİNG|| (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin