5

1.7K 71 18
                                    

Keyifli okumalar...

~

"Neden benden bu kadar çok haz etmediğini anlayamıyorum." Diyerek yakındım kabinde üstünü giyinen Begüm'e. Bende o sırada çantama okul formamı tıkıştırıyorum. Annem görse kalp krizi falan geçirirdi kırıştırarak koyduğum için herhalde.

"Kanka, dışardan çok sert ve kibirli görünüyorsun. Öylesin de ama bizim yanımızda tam tersi oluyorsun. Belki biraz önyargılı yaklaşıyordur sana." Dizliklerimi dizime taktım ve ayağıma spor ayakkabılarımı giydim.

Giydiğim spor ayakkabının bağcıklarını bağlamak için eğildim ve çok sıkmamak koşuluyla bağladım. Yaklaşık beş dakika sonra kendiliğinden çözülecek şekilde bağlamıştım. Sinsiliğime sırıttım fakat konuştuğumuz konu aklıma gelince tekrar somurttum.

"Ben öyle olmak istemezdim ama yapım böyle. İnsanlar bana çok gereksiz ve güvenilmez geliyor. Sizinle ilkokuldan beri tanışıyor olmasak sizin yanınızda bu kadar rahat olamazdım ki. normalde birinin bana soğuk davranması umrumda olmaz ama Dilan'ın bana bu kadar soğuk davranmasını çok takıyorum kafaya. Onun kuzeniyle iyi anlaşmak istiyorum. Şimdi birde Zafer'in sevgilisi oldu." Dedim sırt çantamı tek koluma takarak. Begüm de o sırada kabinden çıktı ve elindeki katlanmış elbiseleriyle yanıma geldi. O da oturakların üstünde duran çantasına kıyafetlerini koyarken bana ters ters bakmayı ihmal etmeyerek konuştu.

"Onun sana iyi davranmasını istiyorsan yapacağın son şey onun fotoğrafının altına havuç kafa yazıp havuç emojisi koymak! Ama sen tam olarak bunu yaptın. Dilan kinci biridir. Ona söylenilen hiçbir şeyi unutmaz." Çantasının fermuarını kapattı ve oturağa oturdu. İlk önce o da benim gibi dizliklerini taktı. Ayakkabısını da giyip bağcıklarını bağlamak için eğildi. Benim ise istemsizce omuzlarım düşmüştü ama çenem konuşarak Begüm'e kendini kanıtlamak istiyor gibiydi.

"Çok sinirlendirdi ama beni dün. Alttan alttan laf sokup durdu. Dayanamam böyle şeylere, biliyorsun. Okula nakil aldırdığından beri böyle zaten. Nefes alırken nefretini kazanmışım sanki. Her saniye kör olduğumu ima edip duruyor. Neyin körlüğüyse!" Dedim gözlerimi devirerek. Sona doğru homurdanmıştım. Soyunma odasındaki aynanın karşısına geçtim ve saçımı tepeden sıkı bir at kuyruğu yaptım. Açınca çok fena sızlayacaktı ama saçlarım önüme gelirken oynayamazdım.

Begüm cevap vermeden kapıyı açtı ve soyunma odasından çıktı. Bende onun su şişesini ve kendi şişemi alıp peşinden çıktım. Odanın kapısını kitleyip hızlı adımlarla yürüdüm. Begüm çoktan spor salonuna inmiş olmalıydı.

Hafta içi üç gün antrenmanlarımız vardı. Bugünde antrenmanlarımız olan günlerden birindeydik. Begüm spor çantasını dolabından almayı unuttuğu için okulun bitişiğinde kalan spor salonuna geldiğimiz gibi geri dönmüştük. Haliyle antrenmana geç kalmıştık. Leyla hocadan işiteceğim azarı düşününce ürperdim. En iyi ihtimal on tur fazla koşturarak bize ceza verirdi.

Yaktın bizi Begüm!

Spor salonuna nihayet indiğimde -soyunma odaları üst katta spor salonu ise altında kalıyordu- sıra halinde tempolu bir şekilde koşan takım arkadaşlarıma ve çaylaklara bakınca derin bir nefes aldım. Leyla hoca ve Begüm ortalarda görünmüyordu. Canım arkadaşım Leyla hocaya yakalanmış olmalıydı. Leyla hoca Begüm ile ilgilenirken sıraya kaynak yapabilirdim. Elimdeki şişeleri tribünlere bıraktım.

Tam koşanların arasına kaynak yapacaktım ki tişörtümün arkasından tutulup çekildim ve yenilmişlikle gözlerimi kapadım. Tişörtümü çeken elden tarafa döndüğümde gözlerimi yavaşça açtım ve bana kırmızı görmüş matador gibi bakan Leyla hoca ile karşılaştım.

BAĞCIK ||TEXTİNG|| (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin