37

836 52 79
                                    

Herkese merhaba!

Malum bölüme hoş geldiniz. Öncelikle uyarmadı falan demeyin. Rahatça çığlık atabileceğiniz bir yere geçin. Birde oturun bir yerlere ki düşüp kalmayın.

Beklentilerinizi çok mu yükselttim ne yaptım bilmiyorum ama benim için çok anlamlı bir bölüm. Aranızda belki beğenmeyenler olabilir demek isterdim ama Göksu ve Ali aşkını kim beğenmeyebilir ki? Beğenmeyenler halt etmiş.

Şaka maka gerçekten beğenmeyenler olabilir ki bu çok normal. Herkesin fikri aynı olacak diye bir şey yok. Bölümü pasif bulanlardan tek ricam eksikliklerimi veya karakterdeki eksiklikleri belirterek eleştiride bulunması.

Ve lütfen oylarınızı esirgemeyin. Özellikle yorumlarınızı. Onları görmek bana tarifi imkansız bir mutluluk ve enerji veriyor. Yazma isteğimi arttırıyor. Özelliklen satır arası yorumları. O tek cümlelik yorumların bile beni ne kadar mutlu ettiğini görmüyorsunuz belki ama söylüyorum işte size. Hem etkileşimimiz ne kadar fazla olursa etiketlerde yükselebiliriz. Daha fazla kişinin Göksu ve Ali'yi tanımasını istiyorum.

Yine çok konuştum. Bölüme geçebilirsiniz.

~

Göksu Çevik

Başım düşünmekten ağrıyordu. Zaten bu yüzden aklım başka yerdeydi. Birkaç gün önce verdiğim karardan caymak benlik bir hareket değildi fakat içimdeki ses bu konuşmayı ertlemem gerektiğini söylüyordu. Korkularım beynimi ele geçirmek üzereydi. Fakat buna izin vermek istemiyordum. Kilitlenip kalmıştım âdeta.

Antrenman boyunca aklım Ali'de olduğu için düzgün toplar çıkaramamıştım. Bu durumu Leyla hoca da fark ettiği için antrenman sonunda beni yanına çağırmış ve Pazartesi günkü maçta sorunumu çözene kadar oynayamayacağımı söylemişti. Sorunumun yeğeni olduğunu bilse herhalde beni takımdan atar ve aynen şöyle derdi:

Benim sümsük yeğenim yüzünden takım arkadaşlarına dezavantaj oluşturan bir smaçörü takımımda istemiyorum.

Elbette bütün bu kafa karışıklığımın sebebi Ali'ye olan kızgınlığımdı. Fakat bir o kadar da kendime kızgındım. Çünkü onun yaptığı korkaklığın aynısını bende yapmıştım. Arkadaş gibi birbirimize davranmış ve arkadaşlığımıza zarar gelmesin diye hislerimizi söylememiştik. Fakat aslında düşününce Ali benden daha cesur davranarak bir adım atmıştı. Kendi korkaklığımdan utanıyor ve birbirimize hislerimizi söylemediğimiz için kızıyordum ikimize de. Kayıp olan çok zamanımız vardı. 

Fakat bu konuşmadan olabildiğince uzaklaşmak istiyordum. Zaten o yüzden Zafer ile defalarca kez iddiaya girmiştim. Kafam dağılsın diye bineceğim çarpışan arabalara ilk başta onunla binmek ise kafamı dağıtmak yerine iyice gerilememe sebep olmuştu. Yolda yürürken pat diye gerçeği söyleyebilecek psikolojiye gelmiştim. İtiraz edecek gücü de o zaman bulamamıştım zira onunla vakit geçirme isteğim kararsızlığımdan daha baskın çıkmıştı.

İşte bu yüzden en sonunda Zafer ile olan iddialaşmamı sonlandırmış ve Ali ile yalnız kalmak için fırsat yakalamıştım. O kağıt helvayı da kendi gerginliğimi biraz daha azaltmak için istemiştim lakin istemez olaydım. Kağıt helva satan abi çöpçatanlıkta zirve yaparak beni oğluna ayarlamaya çalışmasaydı güzel olabilirdi ama en azından Ali'nin saklamaya çalıştığı kıskançlığını görmüştüm. Daha önceden de bu tür kıskançlıklar yapıyordu muhtemelen ama benim gözlerim kör olduğu için fark etmemiştim. Ve bu durumu fark etmek garip hissettirmişti. Olumlu anlamda...

BAĞCIK ||TEXTİNG|| (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin