35

1K 62 27
                                    

Satır aralarını boş bırakmayın 🐞

~

Dilan az önceki öfkesine tezat bir şekilde hevesle simli mor parlak arabayı gösterdi bana. "Ben ona bineceğim."

Küçükken çarpışan arabalara binmek için sıra beklediğimizde de bineceği arabaya önceden karar verirdi. Bir keresinde istediği arabaya başka biri bindiğinde saatlerce ağlamış, en sonunda amcam tarafından atlı karıncaya bindirilmişti. Yine böyle bir şey olmaması için dua ettim. 19 yaşını doldurmak üzere olabilirdi ama Dilandı bu. Her an her şeyi yapabilirdi.

Dilan'ın önündeki küçük kızın sesiyle düşüncelerim dağıldı. "Ama ona ben binecektim." Dudaklarını büzerek düşük omuzlarıyla Dilan'a bakıyordu.

Aferin, açtın yine şom ağzını.

Derin bir nefes vererek önümde taş kağıt makas oynayan iki çocuğu izledim. Yani ne olurdu küçük çocuğun hayallerinin içine etmese, izin verse. Küçük bir çocuktu zaten ve anlaşılan ilk lunapark macerasıydı. Kızın babası gülerek Dilan'a bakarken göz devirdim. Rezil ediyordu kendini.

"Hayır, hile yaptın. Benden sonra kağıt yapıyorsun. Sayılmaz bu." Diyerek küçük kıza isyan eden Dilan'a göz devirdim. Bizimkiler arkamda çok başka bir sohbete dalmış olmalılardı.

Küçük kız, "Hayıy, asıl sen hile yapıyoysun." Dedi. Kollarını göğsünde bağlayıp gözlerini doldurduğunda müdahale etmem gerektiğinin farkına vardım ve Dilan'a döndüm.

"Yapma kuzen. Ne kadar da hevesliydi kız az önce. Küçükken senin istediğin arabaya başka biri binince nasıl üzülmüştün, hatırla. Neden büyüklük yapıp çocuğa arabayı bırakmıyorsun." Diğer arabaları gösterdim. "Başka renklerde var. Seç birini."

Dilan düşük omuzlarıyla söylendi. Bu kabul ettiği anlamına geliyordu. "Bugün harika bir gün olmalıydı. Fakat önce binmek istediğim alette ölüm oranlarının fazla olduğunu öğrendim sonra da binmek istediğim arabaya binemedim."

Derde bak!

Tam ağzını açıp yaptığı hareketin doğru olduğunu konusunda bir nutuk çekecektim ki küçük kız birden Dilan'ın bacağına sarıldı. Bu yüzden şaşkınlıkla ona baktım.

"Teşekküy edeyim. İsteysen ikimiz de ona binebiliyiz. Ben kullanamam. Babama soydum şimdi, izin veydi." Bakışlarımız kızın babasına döndüğünde gülümseyerek başını salladı. Dilan'ın keyfi yerine gelmişti.

"Ama bak şimdiden söyleyeyim, ben bir hız tutkunuyum." Küçük kız Dilan'ın dediğine karşın saçlarını savurdu ve göz kırptı. Şaşkınlıkla ona baktım fakat Dilan'ın göğsü kabarmıştı.

"Hızı seveyim."

Küçük kızın babası kocaman bir kahkaha attı ve eğilip kızıyla aynı boya geldiğinde çak yapması için elini uzattı. İkisi de ellerini birbirine vurduğunda anladım.

Galiba küçük bir Dilan ile karşılaşmıştık.

~

"Ne demek ben Selin ile bineceğim? Hem Selin kim?" Diye sordu şaşkınlıkla Zafer Dilan'a. Ege kolunu Begüm'e atarak alayla konuştu.

"Ben zaten şüphelenmiştim Dilan'ın lezbiyen olduğundan. Çok pis ortada kaldın mağlubiyet. Ama ben sana demiştim onu çok kızlarla bırakma diye." Zafer Ege'nin onu gıcık etmek için söylediklerine inanmış olmalı ki gözlerini kocaman açtı ve onay beklercesine Dilan'a baktı. Dilan ise ters bakışlarını Ege'ye göndermekle meşguldü. Ben de diğerleri gibi kahkahalarla gülmüştüm ama bu Ege'nin Zafer için kullandığı kelime yüzündendi. Onu sinir etmek istediğinde hep 'mağlubiyet' derdi. Fakat Zafer ilk defa bu hitabı umursamamıştı.

BAĞCIK ||TEXTİNG|| (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin