19

1.1K 69 44
                                    

Arkadaşlar bu bölüm için ekstra yorum ve oy istiyorum çünkü Göksu yargı dağıtıyor(bence). Göksu diye yazılır, kraliçe diye okunur.

Medya...

Keyifle okuyun...

~

"Ben alkolsüz kokteyl istiyorum." Dediğimde Begüm sırıtarak bana baktı. Ona ne var dercesine baktığımda ağzındaki baklayı çıkarmıştı.

"Hızlı başlardın sen genelde. Hayırdır?" Ona göz devirdim.

"Seni görende alkoliğin tekiyim sanır. On sekizime girdiğimden bu yana toplasan iki üç şişe alkol almışımdır."

Tahmin ettiğim gibi Ceyda Cumartesi gecesi abisinin gündüzleri kafe, geceleri bar olan mekanını kapattırmıştı. Bizi kutlama yapmadan bırakmayacağını biliyordum. Haliyle ebeveynlerin gece vakti dışarı çıkmamıza izin vermesi Ceyda'nın abisi sayesinde olmuştu.

Gece vakti kadınların sokağa çıkma yasağı olduğu yazmıyordu anayasada ama bazı beyinlerini bacak arasında tutan insanların zihniyeti yüzünden gece dışarı çıkamıyorduk. Cahil insanların düşüncelerini değiştirmektense kendi özgürlüğümüzü kısıtlamak zorunda kalıyorduk. Bu durumdan hiç memnun değildim ama oturup cahillede konuşulmazdı. Kendi nefislerine sahip çıkamıyorlar, sonrada onları tahrik eden biz oluyorduk.

Bizde her önümüze gelen erkeğe bakalım sonra da izinsiz bedenlerine dokunup tahrik etti diyelim o zaman.

Çoğu insan neden bulunduğumuz konuma saygı duymak yerine bizi küçük görüp aşağılıyordu?

Üstüne üstlük babam binbaşıydı ve düşmanları için açık bir hedeftim. Bırakın geceleri, gündüzleri bile dışarı çıkmak için babam peşime adam yollatırdı.

İrem'in kolumu dürtmesiyle başımı ondan yana çevirdim. "Sen bir durgunsun bugün. Eğlenmek için geldik buraya. Kafanı bulandıran ne varsa kapının önünde bırakıp gireceksin içeri." Dediğinde gülümsedim. O sırada istediğimiz içecekler gelmişti.

Ceyda'nın elinde tuttuğu tepsideki bardakları eğilip aldık. Hangisi kimin bardağı söylemişti ama yinede Ceyda'ya güven olmazdı. Aklı bir karış havada olan biricik pasörümüz karıştırabilirdi. Elimde tuttuğum bardağı kokladığımda Ceyda bana dik dik baktı. Ona omuz silktim ve alkol kokusu almadığımdan emin olduğumda kokteylden küçük bir yudum aldım. Tadı güzeldi.

Merve kollarını iki yana açarak söylendi. "Siz nasıl bu kadar rahatsınız ya? Ben evde Matematik çözmediğim için vicdan azabı çekiyorum." Aramızdaki en çalışkan kişiydi Merve. Hatta Edebiyat'dan 80 aldığını öğrendiğinde -hayatında aldığı en düşük notmuş- takımdan ayrılmak için Leyla hocanın yanına gidecekti. Zor ikna etmiştik.

Zaten on ikinci sınıf olunca antrenmanlara gelecek vakit bulunmuyordu. Bazıları isterse takımdan ayrılıyordu. İlk yedide oynayanlar genellikle on birinci sınıf olurdu. Diğer yedi kişi alt dönemlerimizdendi. Bu yüzden Ceyda onları davet etmemişti. Aileleri reşit olmadıkları için genellikle böyle kutlamalara onları göndermiyordu. Geçen sene bizde katılamazdık böyle kaçamaklara.

"Merve, sorunlarım arasında pazartesi günkü sınav yoktu ama sayende artık onu da düşüneceğim." Diyip onu azarladığımda omuz silkti.

"Eğlenmeye geliyoruz, derslerden bahsediyorsunuz. Matematik diyince aklıma Murat geliyor zaten. Soyadı Küçük ama etkisi büyük adamın." Dediğinde yüzümü buruşturdum. Hazırlık yılında karabasan gibi üstümüze çökmüştü. Onlarında aklına hazırlık yılı geldiği yüzlerini buruşturmalarından belliydi.

BAĞCIK ||TEXTİNG|| (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin