36

862 61 30
                                    

Merhaba!

Hani olur ya hepimizin böyle ruhsal bir çöküntü yaşadığı hayatının ipini kaçırdığı anlar vardır. Bende son birkaç haftadır tamda böyle bir durumun içindeydim. Hayatımda bir şeyler olup gidiyor lakin ne yaparsam yapayım kontrol edemiyordum. Sorumluluklarım olduğunu biliyor fakat bu sorumluluklarımı yapmaya yanaşmıyordum. Üstelik tek uzaklaştığım şey sorumluluklarım değildi. Hayatımdaki gereksiz insanları silmiş, yepyeni bir sayfa açmaya karar vermiştim. E haliyle bütün bunlarla uğraşırken Göksu ve Ali'yi yazmak hem size hem onlara hakaret olurdu. Çünkü asıl olması gereken şeyleri yazamaz, kurgu saçma yerlere kayardı. Ve inanın böyle bir şey olunca toparlaması çok zor oluyor.

Genellikle komik bir insanımdır. Gerçi herkes kendisi için böyle olduğunu düşünür ama gerçekten arkadaş ortamlarında o herkesi güldüren ama bir türlü kendi hayatını yoluna sokamayan o kişiyim. Yanlış anlamayın, şikayetçi değilim bundan. Şakalar, espriler yapmak beni de mutlu ediyor içten içe. Zaten amacım karakterlerim üzerinden sizi güldürebilmek. Ama şu zamanlarda öyle kötü bir ruh halindeydim ki bir türlü beceremiyordum yazmayı. İçime sinmeyen bölümü de paylaşmaya gönlüm razı olmadı. Umarım anlamışsınızdır neden bu kadar uzun bir süre bilim beklemenizin nedenini.

Çok konuştum ve sizi çok oyaladım biliyorum. Bölümü sakince ve yavaş yavaş okumanızı şiddetle tavsiye ediyorum. Ve mümkünse bölüm sonunda bana küfür etmemeye çalışın xsosopslslsloxpsos Bir sonraki bölümü, hazır biraz daha kendime gelmişken hemen bitirmeye çalışacağım. Yorum atın belki bir yerlerden ilham falan fırlar sjospwlslzozallslspz

~

"Bunu kabul etmiyorum. Tekrar yapalım." Diyerek yedinci sefer daha Göksu'ya meydan okuyan Zafer'e hepimiz sertçe baktık. Her seferinde Göksu'yu kışkırtıp duruyor ve bu durum sonsuz bir döngüye girmemize yol açıyordu. Bir saattir bu saçma iddiaların bitmesini bekliyorduk diğerleriyle. Onlarsız başka bir alete binmeye kalksak birbirlerine girip ortalığı karıştıracak gibilerdi. Dilan'ın Zafer üzerindeki tehditleri de işe yaramamaya başlamıştı. Begüm ise öyle rahat, öyle hiçbir şey olmamışçasına dolaşıyordu ki şaşkınlıkla bu garip üçlü arkadaş grubuna bakakalmıştık.

"Yediden sonrası bana şans getirmez. Bu kadarı yeterli. Başka şeylere binmek istiyorum. Biletlerim tükendi. Bilet sırasına benimle gelmek isteyen var mı?"

Bende çok fazla almamıştım ama sadece bir kez çarpışan arabalarda kullandığım için bir sonrakilere yetecek kadar vardı.

Begüm hızla Ege'nin koluna asıldı. "O bana oyuncak ayı kazanacak." Ege bundan o an haberi olduğunu belli edecek şekilde Begüm'e baktı ve sıkıntıyla derin bir nefes verdi. Bizler ise onların bu vıcık vıcık, klişe ilişkisine yüzümüzü buruşturduk.

Dilan Zafer'e ters ters bakarken konuştu. "Benim birine azar çekmem gerek. Sanırsınız küçük bir çocukla birlikteyim." Elinden tuttuğu Selin'in gösterdi. "Bu kız sizden daha olgundur." Bu seferki cümlesini ikisinede söylemişti. "Ve ayrıca Pazartesi günü kendini hazır et ısınmaya daha erken geleceksin." Dedi işaret parmağını Göksu'ya sallayarak. Onun cezasını çoktan on dakika önce kafasında oluşturmuştu.

Göksu göz devirerek hemen itiraz etti."Kişisel sebeplerden ötürü neden ceza yiyecekmişim? Kaptanlık taslayıp durma. Burası okulun spor salonu değil." Fakat içten içe kabul ettiğini Dilan ve ben anlamıştık.
Maksat Dilan ile münakaşaya girmek günlük kavga kotalarını doldurmaktı. Onları bir gün iyi anlaşırken görmek gerçekten de hayalimdi. Ama bu gidişle rüyamda bile zor görürdüm onların bu hâlini.

BAĞCIK ||TEXTİNG|| (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin