33

914 69 14
                                    

Uzun bir aradan sonra herkese merhaba!

Öncelikle buraya gelmeyeli ve bölüm atmayalı epey bir vaktin geçtiğinin farkındayım ama doğru zamanı bekliyordum. Burayı çok özlemişim ve galiba çok duygusal olduğum için her an ağlayabilirim. Açıkçası içimden gelmeyen bir bölümü yayınlamıyorum ve bu sebeple aylardır içime sindiremediğim bölüm sonunda içime sindi. Hem geri döndüğüm için hem de sizi hayal kırıklığına uğratmadığım için rahatım biraz.

Fakat lütfen bu kısmı geçmeyin.

Siz hayalet okuyuculara kırgın olduğum kadar hiç yorum yapmayıp ve oy vermeyip yeni bölümü soran kişilere de çok kırgınım. Benim düşündüğüm, saatlerce hatta aylarca kafa yorduğum bölümleri sizin böyle umarsızca okumanız büyük bir kabalık. Artık sizin gibilere diyecek bir şey bulamıyorum. Yazık. Çok yazık.

Alın bu istediğiniz fakat bir gram değer vermediğiniz bölümü tepe tepe okuyun. Zira uzun bir aradan sonra bu platforma geri döndüğüm  için mutlu olmam gerekirken üzgün ve çokça sinirliyim. Yazıklar olsun verdiğim onca emeğe. Bana en azından oy veren ve hatta yorum yapan o güzel insanların hatrına bu hikayeyi devam ettirebiliyorum. Emeğimin karşılığını vermeyenlerde ancak o insanlar sayesinde okuyabilir hikayemi zaten.

Tüm bu olumsuzluklara inat o güzel insanlar inşallah keyifle okur.

Bu bölüm en başından beri bana oy verip yorum yapan, yüzümdeki tebessümü oluşturabilen o kişilere ithaf edilmiştir.

~

Mustafa Ali Onrat

"Şu endama, boya posa bak. Heyt be!"

Aynanın karşısına geçmiş ellerimle saçlarımı dağıtırken ıslık çalıyordum. Keyfim yerindeydi. Haftasonu olduğu için bizimkilerle plan yapmıştık. Kızların voleybol antrenmanı olduğu için buluşmamız geçe kalsada Göksu'yu göreceğim için heyecanlıydım.

Odanın kapısı açılıp içeri Ege girdiğinde kendini yatağa attı. "Bakıyorum keyfin yerinde." Dedi yaramaz bir sırıtışla. Bende ona aynı sırıtışla karşılık verdim. "Sen neden keyfimin yerinde olduğunu biliyorsun kardeşim."

Tekrar kafamı aynaya çevirdim ve saçlarımın hâline baktım. Hava kararmak üzere olduğu için hafif esiyordu, zaten bozulacaktı. O yüzden çok da içime sinmeyen saçımı düzeltmeye son verdim. "Bilmez olur muyum? Göksu'yu göreceğin için. Sanki haftada beş gün görmüyormuşsun gibi birde bugün göreceğin için heyecanlısın."

Cebinden çıkardığı sigara paketinden bir dal uzattı Ege fakat almadım. Göksu sigara kokusunu pek sevmezdi ve bugün benden uzak vakit geçirsin istemiyordum. Zaten çok sık içmezdim. Kendimi olabildiğince ona alıştırmamaya çalışıyordum. Sporcu olduğumuz için de pek sağlıklı bir hareket değildi ama bazı günler temiz havanın insana iyi gelmediği bir gerçekti.

Ege almayacağımı anlayınca omuz silkti ve çakmağıyla bana uzattığı sigarayı yaktı. Söylenerek odamdaki pencereye gittim. "Benim odamda içmemen gerektiğini sana kaç defa söyleyeceğim puşt. Annem geçen gün unuttuğun sigara paketini buldu. Yarım saat ağzımı açıp dişlerimi inceledi sararıp sararmadığını anlamak için. Allah'tan son birkaç aydır içmiyorum da içtiğim ortaya çıkmadı." Ege benim konuşmamı gözlerini devirerek dinledi ve gözlerimin içine bakarak inadına dumanı içine çekti.

Şerefsiz.

"Hâlâ ona söylemedin mi? Mehmet amca biliyordu."

"Son birkaç aydır içmiyorum. Bence bırakmış sayılabilirim." Dedim dediklerini görmezden gelerek. Babam kendisi içtiği için bana kızmamıştı öğrenince ama annemin tepkisinin babamla aynı olmayacağını tahmin edebiliyordum.

BAĞCIK ||TEXTİNG|| (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin