İlahi asker önümüzde bize eşlik ederek tanrıların kaldığı ve savaş stratejilerin yapıldığı çadıra götürülüyorduk. Kader'in cezalandırılması söz konusu, tanrılardan başka kimse boyutlar arası kapı açmaması gerekiyordu ama biz de bu kuralı zorundalıktan çiğnemiştik. Kader'in bu sebeple cezalandırılması büyük haksızlıktı. Belki sadece Kader değil biz de cezalandırılabilirdik. Bu suça ortaktık ne de olsa. Beyaz çarşaflarla kaplı aydınlık ve altın detaylarının baştan sona su gibi aktığı aydınlık bir çadıra girdik. Tanrılar çok ilerideydi ve sadece ışıktan ibaret gözüküyorlardı. Onların varlığını görebilecek gözlere sahip olmadığımdan olsa gerek. İçeri girdiğimiz anda bakışları göremesek de bize yöneldiklerini iliklerimize kadar hissediyorduk. Yüksekçe bir ses
"Yine kural ihlali mi?"dedi. İstemsizce bakışlarımı ilahi askere yönelttim. Soruya cevap vermesini bekledim ama konuşmamıştı. Ama sanki bir şey demişçesine karşıdan gelen ses
"Pekala, damgala üçünü de. Savaş sonrası cezaları verilecek."dedi. İlahi askerin bir şey söylemediğini düşünürken sanırım telepati ile konuşmuşlardı. Sadece damgalanacaksak sıkıntı yok. Savaş bizim lehimize biterse savunmamızı yapabilirdik. Bitmezse zaten damganın da bir anlamı olmayacaktı. İlahi asker bizlere döndü ve sağ elini havaya kaldırdı. Kader bileğine baktı. Sanırım bileğimize bir damga basılacaktı. Bileğimde ki sıcaklık ile dikkatimi kendi üzerimde topladım. Kırmızı bir yuvarlak ve içinde bir çizgi belirmişti. Üçümüzde de aynı işaret bileğimizde belirmişti. Daireyi iki eşit parçaya bölen dikey bir çizgiydi. İlahi asker bana doğru bir adım attı. Korkarak hafifçe geri çekildim. Zihnimde bir ağırlık oluştu. Göremediğim gözleri bana bakıyor ve bir şeyler dediği açıktı ama onu duyamıyordum. Zihnime girmeye çalışıyor gibiydi. Kader fısıltıyla
"Onunla gelmeni istiyor. Tanrıların önüne kadar, Christian'la beraber." dedi. Düşüncelerim hızlı bir şekilde aktı ; Christian'la tek ortak noktamız ikimiz de Markus'un eşiydik. Bununla ilgili bir mesele olmalıydı. Tanrılarla en son ki karşılaşmam da hoş şeyler yaşanmamıştı ve onların karşısına çıkmak beni tereddüde soktu. Asker Christian'a bakıyordu. Soğukkanlılıkla başını sallayan Christian önümüze geçti ben de hemen onun arkasına takıldım. Bu sırada Kader de çadırdan çıkmıştı. Asker bizi takip ediyordu. Uzanıp Christian'ın elini tutum. Dönüp iç serinleten sıcak gülümsemesi ile baktı, aynı karşılığı veremesem de ben de ona gülümsedim. Sessizce tanrıların karşısına kadar ilerledik. Ölüme yürür gibi ışığa doğru gidiyorduk resmen ve giderek isteyerek olmasa da onların huzurunda kafamızı önümüze eğmiştik. Işığa doğrudan bakmak gözlerimi mahvedebilirdi. Sesleri kulaklarımı ağrıtacak kadar yüksek çıkıyordu. Biliyorum onlar tanrı ve ben oldukça normal biri olarak onların varlıkları yanında ezilmek için vardım ama bunun daha kolay yolu yok mu? İletişim çok zorlu olacak, hem göremiyor hem de dikkatle dinlenemeyecek kadar yüksek sesleri vardı. Arkamızdaki asker yanımıza geçti ve birkaç saniye sonra tanrılar sustu ve sanırım o an askeri dinliyorlardı. Asker tekrar bizden bir adım geriye çekildi ve sessizlik devam etti. Çok tuhaf bir durumun içine düşmüşüz gibi hissettim, yarı suçlu yarı masum ve bir yandan da buraya ait olunamama hissi. Christian'ın elini gerginlikle daha çok sıktığımı fark ettim. Christian'a doğru ufak bir bakış attım. O da bu dünyaya oldukça yeni ama nasıl bu kadar soğukkanlı olabiliyor anlamış değilim. Her şeyi o kadar olağan karşılıyor ki birazdan bana sakin olmam adına nutuk vermeye hazır gibi. Masallar Diyarı'nda yaşaması ile bir ilgisi olabilir belki ya da bir kral olmasıyla. Oldukça fazla tuhaf durumla karşı karşıya kalmıştır ve ne zaman, nerde nasıl tepki vermesi gerektiğini iyi biliyordur. Bense uzunca zamandır bu anormalliklerin içinde olmama rağmen hala bu kalp çırpıntımı durduramıyorum. Onun gibi gözü pek biri olmayı ne kadar çok isterdim. Çadırı kaplayan yüksek bir ses kulaklarımın büyük bir basınç varmış gibi uğuldamasına neden oldu
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BLOODY MARY 2
VampireSevinmeye, üzülmeye, korkmaya, umutsuzluğa kapılmaya bile fırsat kalmalarına izin vermeyen olaylar bu kez insanlar aleminde. Mary hariç bütün arkadaşlarının zorlanacağı bu alemde her şey kaldığı yerden devam ediyor...