Çağrı abiye meşhur soruyu sordum
"Daha ne kadar var?"dedim. Bu soruyla annesini babasını çıldırtanlar favorimdi. Güldü
"Mmm birkaç saat. Zaten sen uyumak zorunda kalacaksın. Bu yolları bilmemen gerekiyor. Büyüyle istemeyerek de olsa uyuyacaksın."dedi. Yok canım öyle. İtiraz ettim
"Neden sadece ben? Kim uyutacakmış? Banane uyumak istemiyorum."dedim. Onu neşelendiriyordum
"Mary yine saçmalamaya başladın. Sadece sen insansın. Büyü zaten nöbetçiler tarafından yapılıyor. Bize kızma bizlik bir durum yok."dedi. Sanki öğrensek kıyamet kopardı. Bunlar kadar bilgi cimrisi ırk görmedim. Kabul ediyorum eğer yolları bilseydim sürekli gidip gelirdim ve kesin insanlarla paylaşırdım. Bilselerdi nolurdu? Ne güzel ırklar arasında dayanışma olurdu. Bizde gelişirdik. Onların inadına gözlerimi iyice açtım ve yolları ezberlemeye şimdiden başladım. Daha dümdüz gittiğimiz için sıkıntı yok. Ama görecek onlar uyumayacağım.
Kesin on saat geçti. Bu yollar hep aynı hiç bitmiyor. Şuradaki ağaçı yirmi defa gördüğüme adım gibi eminim. Yoksa Çağrı abi benim yolları ezberlediğimi anlayınca sürekli daireler mi çiziyor? İki dakika önce sorduğum soruyu bu sefer can sıkıntısından sordum
"Daha gelmedik mi?"dedim. Bu 57 etmişti. İşsizlik üstüme yapışmıştı ve cidden bunu saymıştım. Bir iç çekti
"Sana burası insanlar alemi gibi gözüktü mü? Bence de hayır. Daha var canım sabret. Hem sen uyusana benim de dikkatimi dağıtıyorsun."dedi. Bu oyunlara gelmem. Devam etti
"Baksana Emir de uyumuş."dedi.
"Hayır uyumadım."dedi Emir. Güldüm. Ben söze atladım
"Hayır gözlerini dinlendiriyor o."dedim. Ben onunla küsmüştüm değil mi? Küs olmayı da beceremiyorum yaşasın. Çağrı abi üsteledi
"Tamam işte sen de gözlerini dinlendir. Kaç saattir gözlerini sonuna kadar açmış yolları inceliyorsun. Kör olacaksın haberin yok."dedi. Beni kandıramaz. Böyle kolay kör olunmaz. Sustum. Acaba yemek yese miydim? Emir'e baktım. Bu nasıl göz dinlendirme? Baya da uyuyor yani. Çağrı abinin telefonuna mesaj geldi. Bir eliyle direksiyonu tuttu bir eliyle telefona baktı. Mesajı okuyunca arabayı yolun kenarına çekti. Acaba bir şey mi oldu? Motoru durdurdu. Bana döndü
"Batınların arabasında sorun çıkmış. Zaten dinlenmeye de bahane arıyorduk. Yarım saat kadar buradayız. Madem uyumayacaksın çık dışarı nefes al."dedi. Kafamı salladım. Arabadan çıktı. Ben de çıkmalıydım. Kapıyı açtım. Bacağımı aşağı sarkıtacağım sıra inanılmaz bir acı saplandı. Müthiş bacaklarım uyuştu. Niye pozisyon değiştirmedim ki? Kapıyı kapattım. Emir de kendine geldi. Aynadan bana baktı. Ve konuştu
"İnmeyecek misin?"dedi. Ona bakmamaya çalıştım. Küstüm sonuçta
"Hayır böyle iyi."dedim. Benim kadar yalancı yok. Elleriyle yüzünü avuçladı ve uyanmaya çalıştı. Ellerini çekti. Kapıyı açtı
"Ben gelene kadar yemeğini ye."dedi ve çıkıp kapıyı kapattı. Demek küs olduğumu anladı. Şimdi daha mutluydum. Yemeğe uzandım. Bacağım tekrar acıdı. Bu karıncalanma hissi mahvediyordu. Binlerce iğne batıyordu aynı anda. Dudaklarımı bastırdım. Yemeği aldım. Poşetten çıkardım. Köpük paketlerdeydi. Üç tane paket vardı. Hepsini açtım. Birinde çorba birinde pilav birin de ise salata vardı. Bu nasıl kahvaltı oluyordu? Kim kahvaltıda çorba içerdi? Ya da pilav yerdi? Şükretmek yerine yine nankörlük yapıyordum. Sustum artık yemek yeme zamanıydı. Emir gelmeden önce bitirmeliydim. Hemen yemeğe başladım. On dakika kadar kısa sürede bitirdim. Çöpleri poşete koydum. Camdan dışarı baktım. Millet kenara oturmuş konuşuyordu. Emir de oturmuş elinde bir otla uğraşıyordu. Dışlanmak diye buna denir. Öylece camdan bakıyordum. Tekrar hareket etmeye çalıştım. Hayır acı daha geçmemişti. Asla dışarı çıkamam. Tekrar cama baktım. Çok güzel bir sohbet var gibiydi. Çağrı abi de onlara dahildi. Emir bu tarafa baktı. Beni de gördü. Hemen camdan çekildim. Kesin gelecekti. Ne yapsam ki? Sap gibi onu bekleyemem ya. Uyusam mı? Daha yeni onları izlediğini gördü ne uyuması? Bir şey yapmam gerekiyordu. Ve geldi. Ön kapıya gitti ve kapıyı açtı. Sonra vazgeçip kapıyı kapattı. Arka tarafın kapısına geldi ve kapıyı açtı. Eğilip bana baktı sonra bir şey demeden içeri girdi. Heyecanlanmaya başladım. Onunla küs değil miydik? Benden uzak duracaktı. Kapıyı kapattı. Çöp poşetini alıp ön tarafa attı. Benimle hiç göz teması kurmadan direkt başını bacağıma koydu. Koltuğa yattı ve bacaklarını topladı. Acıdan bağırsam mı yoksa mutlu tabloyu bozmamak için sussam mı bilemedim. Nasılsa görmüyordu parmağımı ısırdım. Acısını bastırmaya çalıştım. Kendimi iyice kastım. Emir eskisi gibi olmuştu. Beni yalnız bırakmayacak demek oluyor. Bir dakika o uyuyor. Yoksa beni araç olarak mı kullanıyor? Uyumak isteseydi istediği yerde uyurdu bence. Beni tercih etti. Sessizce düzenli nefesler alıyordu. Benim bile uykum yoktu. Dün kesin uyumadı. Bu yüzden uykulu uykulu geziyor ya da somurtuyordu. Kafasını koyduğu yerdeki acı bir süre sonra hissedilmez oldu. Biraz sonra da Çağrı abi geldi. Kapıyı açıp sürücü koltuğuna oturdu. Kapıyı kapatıp buraya baktı
"Sen de birazdan uyursun. İyi en azından rahat bir yolculuk olacak bundan sonrası."dedi. Daha da inatlaşasım geliyor. Ama bacaklarımda Emir o kadar güzel uyuyor ki insan hemen onunla beraber uyumak istiyor. Beni sürekli tatlılığıyla aldatmayı başarıyor. Yapacağım bir işten vazgeçirebiliyor sadece duruşu bile yetiyor. Hareket etmemeye çalıştım. Onu uyandırmamam gerekiyor. Arabayı çalıştırdı. Tekrar yola devam ettik. Yanımda Emir vardı ve açta değildim. Daha mutluydum. Emir hareket etti. Elini uzattı ve elimi tuttu. Elimi saçlarına götürüp bıraktı. Saçlarıyla oynamamı istiyordu. Yapmaktan zevk aldığım bir şeydi bu. Gülümsedim ve saçlarıyla oynamaya başladım. Elini çekti. Onun uykusunu getiriyor olmalı. Uzun süre aynı pozisyonda kaldık. İki saat kadar geçmişti. Hala onun saçlarıyla oynuyordum. Tabi ki parmaklarım ağrıyordu. Uyuduğuna emindim. Benim de uykum gelmeye başlamıştı. Ama ben direnecektim. Bu yolları ezberleyecektim. Gerçekten çok yorgundum. Kafamı cama yasladım. Gözlerimi kapadım. Fırsatçı uyku hemen beni gerçek dünyadan alıkoydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BLOODY MARY 2
VampireSevinmeye, üzülmeye, korkmaya, umutsuzluğa kapılmaya bile fırsat kalmalarına izin vermeyen olaylar bu kez insanlar aleminde. Mary hariç bütün arkadaşlarının zorlanacağı bu alemde her şey kaldığı yerden devam ediyor...