"Şaka gibi ya! Resmen mal durumuna düştük." Çağan odada bağırırken bende kafamı kollarımın arasına almış salak salak oturuyordum. Gerçekten gerizekalıydık.
"Çağan salaklık bizde. Ne bulacağımızı sandık ki? Görüşme kayıtları mı? Mal alım satım evrakları mı?" Çağan stresle odada dolaşmaya devam ederken bende ayağımı yere vurmaya başladım.
"İlgi bak sana yemin ederim duydum." Çağan'a anlayışla baktım. "Bak ben sana inanıyorum. İkimiz de bir şeylerden şüphelendik. Ama gördüğün gibi ajanda boş çıktı. Başka da bir şey bulamadık. Daha fazla zorlamaya gerek yok gibi sanki. Ne dersin?" Çağan dolaşmayı bırakıp yanıma oturdu.
"Özür dilerim. Seni de böyle saçma sapan bir planın içine dahil ettim." şuan düştüğümüz durum Betty ile Jughead'ın yaşadığı hayal kırıklarından birine benzetmiştim. Ya da fazla Riverdale izliyordum.
"Saçmalama. Bir daha böyle görevimiz olmayan işlere karışmayız ve ailelerimizden şüphelenmeyiz. Her insan hata yapar." Çağan yorgun yorgun gözlerime baktı.
"Teşekkür ederim. Planımda yanımda olduğun için. Ve burayo toplamamda da yardım edeceğin için." Çağan sırıtarak cümlesini bitirdiğinde bende sırıttım. "Babam o beyzbol sopasını aldığını görürse seni nasıl toparlarız bilmiyorum."
Çağan son gaz sırıtmaya devam ediyordu. "Bu sopaların tümünde neden Levent yazıyor?" dedi sopadaki altın harflerle Levent yazısını göstererek. "Babam tam bir beyzbol manyağıdır. Ve kendine de aşıktır. İkisini birleştirdi işte." Çağan'ın sırıtması gülümsemeye dönüştü.
"Ben kendime aşık olsaydım eğer bu sopaların üzerine aşık olduğum kadının adını yazdırırdım. Çünkü ben demek aşık olduğum kişi demek bana göre." Çağan'ın cümlesiyle gülümsedim. Bu kadar ince düşünceli olması tuhafıma gitmişti.
"Hadi kalk şurayı toparlayalım." Çağan benimle birlikte ayaklanırken ben ayağa kalkıp yaptığımız şeylere bir göz attım. Oda tek kelimeyle darmadağınıktı. "Belki odayı toparlayabiliriz ama bu kamerayı yapmamız imkansız."
"Bencede çocuklar." şok içinde arkamızı döndüğümüzde babamın ve tanımadığım birinin yan yana bize baktıklarını gördük.
"Baba." ikimizin ağzından aynı anda çıkan kelimelerle babam sırıttı. Gerçekten yakalanmış mıydık ya?
"Çocuklar sizi tebrik etmek istedik. Kusursuz hazırlanmış bir plan." saçma sapan konuşan babama kaşlarımı çattım. Dediği şeyleri anlamıyordum.
"Baba biz..-" babam elini kaldırıp sırıtmaya devam etti. "Sizi oyuna getirdik çocuklar. Tüm bunlar birer oyundu. Bu gizemi nasıl çözeceğinizi merak ettik. FBI'ya gitseniz orda sırıtmazsınız." gözlerimi Çağan'a çevirdiğimde her an babama yumruk atacakmış gibi duruyordu.
"Baba niye böyle bir şey yaptınız? Ne gerek vardı böyle saçmalıklara?" babam ellerini ceplerine koyduktan sonra Çağan'ın babasına bir bakış attı. Adamda sırıtırken babam keyifle konuşmaya başladı.
"Çocuklarımızın ne kadar dayanıklı olduğunu görmek istedik. Ve ne kadar iyi bir ekip olacağınızı." Çağan ensesini kaşıdıktan sonra sinirle babama ve babasına döndü.
"Ya benim aklım almıyor. Ruh hastası mısınız siz?" her kızmamızla sanki daha da bir eğleniyorlardı. "Ne var? Oğlumun marifetlerini görmek istedim." Çağan sırıtan babasına sinirle bakıp hızlıca ceketini alıp odadan çıktı.
"Çağan gelir misin oğlum?" evin kapısının hızla kapandığını duyduğumda bende hemen odama gidip kapımı kilitledim. Babalarımız ruh hastasıydı.
Neyse ki içim rahatlamıştı. Artık bir şeylerden şüphelenmeme gerek yoktu. Kulaklığımı takıp müzik açmadan önce Çağan'ı arasam mı aramasam mı bilememiştim. Sanırım biraz yalnız kaşmalıydık ikimiz de. Dolayısıyla müziğimi açıp bayadır girmediğim grubumuza girdim.
Rüzgar: Kanka gömdük la feneri
Yiğit: Aga o gol ofsayt değil
Ata: Nah ofsayt değil ağlama la
Kaan: Aga çizgi yamuk nası ofsayt
Rüzgar: Kaan yamulturum olm seni ne yamuk çizgisi
Ata: Olm adamlarınız ayı gibi zaten önüne geleni fırlatıyo o puşt caner
Yiğit: Ya he olm he
Kaan: Aga Cüneyt Çakır sizin oyuncunuz gibiydi bi gidin la
Rüzgar: Ne zaman feneri yensek şike diye ağlanıyor bi zırlamayın olm geçen sene kadıköyde 40 yıl sonra gömdük sizi onda da şike dediniz her yenildiğinizde şike var diye ağlayacaksanız işimiz var aq
Ata: Rüzgar haklı boşu kesin konu değiştirin
Kaan: Olm okul açılmıcak mı la
Eren: Kanka bu gidişle 12 de online olur diyim ben sana
Emin: Ayn olm hafta sonu yasak var herkes dışarda valla
Kaan: Olm sarı kar yağmış gördünüz mü onu KLR4LİYPHŞGLŞT
Eren: Ayn knk komiğime gitti o da lan kfşhşbşnbşn
Ata: Bari sarının üstüne kırmızı kar yağsın la
Emin: ŞDİDKGĞVLGĞFLCNVŞ
Rüzgar: Ata işte aradığım gs sevgisi bu la helal
Rüzgar: Çağanım nerde laEmin: Aynen o bu aralar hiç görünmüyor
Rüzgar: Tatil oldu bizi unuttu alçak
Ata: Çocuk ders çalışıyo la siz napi10uz
Kaan: Napi10uz ne la
Ata: Sanane la
Ata: Pis fenerliKaan: vlfşöfi
Gruptan çıkıp kulaklığımı da çıkardım. Kapıya yaklaşıp kulağımı dayadım. Ses yoktu ama ben duymuyor da olabilirdim.
Telefonumu elime alıp üstten gelen mesajı gözlerimi büyük büyük açarak okudum.
Çağan: İlgi bunu mesajla söylemek istemezdim ama ben senden hoşlanıyorum. Benden zaman istersen anlarım sonuçta; Hoşlanmadığına sabretmedikçe, hoşlandığını ele geçiremezsin.
Aga ben bu sahneyi yazarken çok heycanlandım JGLYK2LTK3. Bölüm sınırımız 300 oydu geçen bölümde son 10 oy kalmıştı bende beklemek istemedim. Bu bölüm sınırımız 300 oy 300 yorum olsun yine. Görüşürüz umarım beğenmişsinizdir :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Canlı Ders Vakası | Texting
Teen Fictiontamamlandı. İlgi yeni okuluna geldiği ilk gün kamerasını yanlışlıkla açıp tüm okula rezil olur. • 'Kameranı açman kendini herkese kapatman gerektiği anlamına gelmez.' • Sınıfın erkeklere özel grubuna yanlışlıkla eklenip kendi hakkında neler dedikler...