Canlı Ders Vakası | Texting

C. D. V. 7

Servis geldiğinde müziği kapatıp hemen servise bindim. Servis en son beni alıyordu ve iki gündür ayakta gidiyordum. Servise binip boş yere baktığımda sadece Çağan'ın yanında boş yer olduğunu gördüm. Anlaşılan bugün Rüzgar okula gelmemişti.

Gerilerek Çağan'ın yanına ilerledim. "Otura bilir miyim?" Çağan kulaklarındaki airpodsalardan birini çıkarıp bana anlamayan gözlerle bakmaya başladı. Derin bir nefes alıp sorumu tekrarladım. "Otura bilir miyim?" Çağan gülümsedi. "Tabii gel." gülümsedikten sonra teşekkür ettim.

On dakikadır sessizce ikimizde müzik dinliyorduk. Servis sabah sakin olsa da akşam hiçte sakin değildi. Partilerde bile daha az ses oluyor diyebilirdim.

"Okula alışabildin mi?" bu sefer gözlerimi kaçırmadan sorusunu cevapladım. "Evet okulunuz gerçekten güzelmiş." gülümseyip tekrar gözlerini dışarıya çevirdi.

Okula geldiğimizde hemen ayağa kalkıp inecekken ayağım halıya takıldı. Arka kapıdaki tutunma yerine son anda tutunduğumda arka beşli kahkaha atmaya çoktan başlamıştı.

"Ahahahaha oğlum kız sürekli bir şey yapıp rezil oluyor yazık lan." nefret dolu gölzerle onlara bakıp servisten indim. Hızla okula doğru yürürken bir el kolumu tuttu.

"Selam." sınıfta gördüğüm ama adını bilmediğim çocuğa ters ters baktım. "Sanada." çocuk sırıttı. "Sabahın çok iyi başlamamış anladığım kadarıyla." bu seni niye ilgilendiriyor demek istesem de başımı salladım.

"Ben Kerem sınıfta tanışamamıştık. Chatten çok güzel olduğunu yazan Kerem." çocuk o kadar ağzını yaya yaya konuşuyordu ki gıcık olmamak elde değildi. "Bende İlgi memnun oldum." Kerem bana gülümsediğinde yanımda yürümeye devam ediyordu. "Bende çok memnun oldum İlgi."

Hızlıca merdivenlerden çıkmaya başladığımda arkamdan adımın tüm okul bahçesinde duyulacak kadar bağrıldığını duydum. "İlgi!" arkamı döndüğümde Kerem hâlâ yanımda bir şeyler anlatmaya devam ediyordu.

"İlgi şey seninle öğretmenler odasına gitmemiz gerek." Kaan'a neden dermiş gibi baktığımda en sonunda ben söylemeden sorumu anlamıştı. "Şey çünkü şu yüzden.." Çağan yanımızdan ters ters bakarak hızlıca kulağında kulaklığıyla geçtiğinde neye öfkelendiğini merak etmiştim.

Kaan telefonuna bakıp hemen başını kaldırdığında artık söylemeye karar vermiş gibiydi. "Çünkü şu yüzden ben sınıf başkanıyım hocaya senin yazılı olup olmayacağını sormamız gerek." Kaan'a anlam veremeyen gözlerle bakmaya devam ediyordum. "Teneffüste sorabiliriz." Kaan ya sabır çektiğinde kolumdan tutup beni sürüklemeye başlamıştı. "Bak İlgi bacım şimdi sormamız gerek çünkü tüm hocaları anca bu saatte bir arada görebiliriz." istemeyerek Kaan'la öğretmenler odasına geldiğimde Kaan durup bana bakmaya başladı. "Ne bakıyorsun ya Kaan? Birlilkte sormayacak mıyız?" Kaan telefonuna bakıp tekrardan bana baktığında etrafıma bakmaya başladım. Çağan koridorun köşesindeki kalorifere yaslanmış telefonuyla oynuyordu.

"Kaan cevap verecek misin artık?" Kaan telefonuna bir kez daha bakıp kafasını kaldırdı. "Ya da boşver ya sabah tüm hocalar aksi olur." Kaan'a anlamayan gözlerle baktığımda gözlerim Çağan'a kaydı. Telefonunu bırakmış bizi izliyordu. Aklıma çok saçma şeyler gelse de olması imkansızdı. "Ben sınıfa gidiyorum Kaan daha fazla saçmalamaını çekemeyeceğim." giderken Kaan'ın sessizce söylendiğini duydum. "Sanki kendi isteğimle yaptım." hızlıca merdivenlerden çıkıp sınıfa girdiğimde yerimde Kerem'in oturduğunu gördüm.

"Burası senin yerin mi?" Kerem telefonundan başını kaldırıp bana baktı. Kumral hoş bir çocuktu ama biraz cıvıktı. "Evet üç yıldır bu sırada oturuyorum." sabahım iğrenç iğrenç ilerlemeye devam ediyordu. "Tamam." Kerem bana biraz daha bakıp başını telefonuna çevirdi. Çok güzel ya ayakta kalmıştım. Çağan ve Kaan sınıfa girdiğinde ayakta mal gibi dikiliyordum. Çağan Kerem'e ters ters bakıp yerine geçtiğinde Kaan elinde telefonla hâlâ biriyle yazışıyordu.

"İlgi neden ayaktasın?" Kaan'ın sorusuyla sınıfta gezinmeyi kestim. "Ayakta kaldım çünkü." Kerem telefondan başını kaldırıp niye söylemedin dermiş gibi bakmaya başladı. "İlgi bana neden söylemedin? İster-" o sırada Çağan Kerem'in sözünü kesti. "Bugün Rüzgar yok benim yanım boş gelebilirsin." sınıftaki tek boş yer Çağan'ın yanı olduğu için oturmak zorundaydım. "Teşekkürler." Çağan ve Kerem birbirine saçma sapan bakmaya devam ederken Çağan'ın gözünün önünde elimi salladım. "Bir sorun mu var?" Çağan Kerem'den gözlerini ayırıp bana baktı. "Efendim?" çantamı çıkarıp sıraya koydum. "Bir sorun mu var?" Çağan gözlerini yeniden telefona çevirdi. "Hayır sorun yok." tamam anlamında başımı sallayıp önümde döndüm.

Hoca geldiğinde kulaklığımı çıkarıp çantama koydum. "Gençler bugün sizlere küçük bir gezi düzenlemek istedik. Pandemi süresince hep evdeydiniz ve çok sıkıldığınızı biliyoruz. Bizde biraz kafanızı dağıtmak istedik. Boğaza gidip hem bir gemi turu hemde bir balık ekmek keyfi yapmaya ne dersiniz?" sınıftan alkış sesleri yükseldiğinde herkes kankasıyla birlikte ayaklanırken bizde Çağan'la birlikte ayağa kalktık. "Çocuklar tek sıra halinde ilerlemenizi rica ediyorum. Karışıklık çıkmasını istemiyoruz." Herkes hocayı dinlemeden sınıftan çıkmıştı. Çağan'la birlikte saçma yan yana yürüken yanımıza Kaan geldi. "Kanka naber?" Çağan başını telefondan kaldırmadan yanıtladı acaba bir haber mi bekliyordu?

"İyi kanka sen?" Kaan yanımızda yürümeye adapte olmuş gibiydi. "İyi ne olsun Merve falan yaşayıp gidiyoruz." Çağan ona bir şey demeden telefonuyla oynamaya devam ediyordu. "La Çağan" Çağan başını kaldırıp ne var anlamında salladığında onların yanında görünmez olduğumı düşünmeye başlamıştım. "Senin önemli bir işin falan mı var la?" Çağan telefonu kapatıp cebine koyduğunda sırıtmaya başladı. "Evet var kanka çok önemli işlerim var." Kaan ya sabır çekerken ben etrafıma bakmaya başladım. Hiç arkadaşımın olmaması çok kötü bir şeydi. Bana yazan Duru hangisiydi acaba?

"Duru hangisi?"  Çağan etrafına bakıp duruyu bulduğunda bana biraz yanaşıp eliyle gösterdi. "Şu siyah hırkası olan telefonla oynayan kız Duru." teşekkür edip ondan uzaklaştım ve bir cesaretle Duru'ya yaklaştım. "Duru merhaba." Duru telefondan kafasını kaldırıp bana baktı ve hemen telefonu cebine attı. "Aa İlgi merhaba ben sana yazmıştım hatırlıyor musun?" hatırlamasam burda işim ne diye içimden söylensem de gülümsedim. "Evet hatırlıyorum."

__

Duru ile sohbet ede ede ne zaman geldiğimizin farkına varamamıştım. Servisten indiğimizde denizin harika kokusunu içime çektim. "Gençler hemen dağılmadan gemiye biniyoruz hadi!" gemiye binip açık havaya çıktığımızda herkes bir yere oturmaya başlamıştı. Ben Duru'nun yanından ayrılıp demirlere yaslandığımda Çağan yanımda belirdi. "İlgi sen içine kapanık biri misin?" gölzerimi açıp onun gözlerine çevirdim. Benim hakkımda merak ettiği şeyler var mıydı gerçekten?

"Aslında biraz öyleyim ama kameramı yanlışlıkla açmam beni biraz daha içime kapanık biri yaptı." Çağan göözlerini denize çevirdi. Bu çocuk gerçekten yakışıklıydı. "Kameranı açman kendini herkese kapatman gerektiği anlamına gelmez." aslında haklıydı ama diyecek bir şey bulamamıştım. Gözlerini denizden ayırıp bana bakmaya başladı. "Neden sustun?" neden sustun İlgi? Bunu bende bilmiyorum Çağan. "Bilmem." orda dikilmeye devam ederken yanımıza Ata geldi. "Napıyorsun la mal?" Çağan Ata'ya mal mısın dermiş gibi bakarken Ata'nın dünya yansa umrunda olmaz gibi bir hali vardı. "Mal olmadığım için bu soruyu cevaplamayacağım." Ata sırıtarak denize bakmaya başladığında yanlarından ayrılıp Duru'nun yanındaki boş koltuğa oturdum.

"Çağan ile neden bu kadar yakınsın?" Duru'ya şok içinde bakarken gözlerimi kaçırdım. "Yakın değilim." Duru gülümsedi. "İnan benim ona o kadar yaklaşabilmek en büyük hayalim." ona şok içinde bakmaya devam ediyordum. "Evet İlgi dokuzuncu sınıftan beri Çağan'ı seviyorum, fakat o beni sevmiyor."

PKEPMKFNMPKWŞMKNLKRMLKN1KR. Biraz kaos katmak istedim aga. Ayrıca bölümlere artık bi gün koymaktan vazgeçtim. Çünkü canım ne zaman isterse ne zaman yayınlamak istersem o zaman yapmaya karar verdim. Umarım beğenmişsinizdir. Bb şdkfmşlmkd.