Serin - Bir Çocuk Sevdim
Soru çözüm saati olduğundan sınıfta yaklaşık on üç kişi sessizce soru çözüyorduk.
Ama sorun şuydu ki benim pek çözebildiğim söylenemezdi.
Kantinimiz dışarıya da masalar koymuştu bu yüzden çıkıp orda çalışmaya karar vermiştim.
Kitabımı alıp sessizce dikkatleri üzerime çekmeden dışarı çıktım.
Merdivenlerden inip bahçede en köşedeki masaya oturup odaklanmaya çalıştım.
Şuan dualarım tutsaydı geometriyi bulan adam veya kadın mezarında ters dönmüştü.
Tam sorunun formlünü bulmuş ve sayıları yerine koyarken kafama bir top yedim.
"Oha." kafama top yediğimde ağzımdan çıkan tek kelime 'oha' mıydı gerçekten?
Çocuklardan bir iki tanesi gülerken ikisi yanıma gelmişti.
"İyi misin?" kafam şuan zonkluyordu. "Aynen iyiyim kafama hayvan gibi top attınız kaleye benzer bir halim var mı?"
Çocuğun biri hafif güler gibi olunca diğeri kafasına şaplağı geçirdi.
"Özür dileriz kantinden buz getirebilirim."
"Oğlum abartma alt tarafı top attık yani." diğer çocuğu görmezden gelip diğerine döndüm.
"Gerek yok sağol." çocuk başını sallayıp uzaklaşırken önüme döndüm.
Kafamı sağ tarafa çevirdiğimde Çağan ve Ata'nın gülerek beni izlediğini gördüm.
Ya sabır çekip önüme döndüğümde burda da odaklanamayacağıma emin olup kütüphanenin yolunu tuttum.
Sonunda sessiz sakin huzurlu bir ortama gelmiştim. Kütüphanemiz gerçekten okulun en güzel kısmıydı.
Hem deniz görüyordu hem de bir sürü ağaç vardı.
En sonunda sorunun cevabını bulduğumda kendimi rahatlamış hissettim.
Kumral saçlı muhtemelen yaşıt olduğumuz bir çocuk gelip tam karşı sandalyeme oturduğunda göz göze geldik.
Hemen kafamı soru kitabıma geri çevirdim. "Rahatsız olduysan gidebilirim."
Kafamı kaldırıp tekrar çocuğa baktım. "Hayır olmadım." çocuk kafasını anladım anlamında salladı ve tekrar derse döndüm.
**
Zil çaldığında kitabımı ve kalemliğimi alıp karşımdaki çocuğu kütüphanede tek bıraktım.
Sınıfa girdiğimde Eylül ve Gökçen hararetli bir şekilde bir şeyler konuşuyorlardı.
"Eylül x'i buna eklersek cevap dört olacak işte nesini anlamadın?"
Rüzgar'la ben yanlarına gittiğimizde ikimiz de soruya baktık.
"Gökçen x zaten dört değil mi? Onu eklersek yedi olur abi."
Soruyu anlamadığım için tartışmalarına katılmadım.
"Eylül x iki lan." Rüzgar soruyu anlamış ve Gökçen'le aynı fikirdeydi.
"Ya ben hocaya soracağım x dört."
"He he." Eylül sinirle sınıftan çıkarken Gökçen de sırıtıyordu.
"Biriniz benimle kantine gelin la." Alper yanına arkadaş ararken hepimiz gözlerimizi kaçırdık.
"İlgi şanslı kişi sensin hadi ablacım." su almayacak olsam gitmezdim ama çantamdan cüzdanımı alıp Alper'le kantine doğru yürümeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Canlı Ders Vakası | Texting
Teen Fictiontamamlandı. İlgi yeni okuluna geldiği ilk gün kamerasını yanlışlıkla açıp tüm okula rezil olur. • 'Kameranı açman kendini herkese kapatman gerektiği anlamına gelmez.' • Sınıfın erkeklere özel grubuna yanlışlıkla eklenip kendi hakkında neler dedikler...