21) DAVA

5.1K 426 143
                                    

(Faruk'tan)

Önümdeki dosyayı sıkıntıyla itip yanımdaki dava arkadaşıma baktım.

"Gerçekten baş şüpheli bu adam mı?"

"Evet."

"Adamın park cezası bile yok. Nasıl böyle bir suçu işlemiş olabilir? Olay o kadar karışık ki... Kafayı yemek üzereyim."

Alnımı kaşırken üzerimdeki stresi atmaya çalışıyordum. Saat gece 12'ye geliyordu ve biz sabahtan beri oturmuş bu dava için çalışıyorduk. Hâlâ somut bir delil yoktu elimizde.

"Burada bırakalım yarın devam ederiz Faruk abi. Sen de iyi değilsin zaten..."

Alnımdaki elimi indirip onun omzuna koydum. Bir iki sıkıp gülümsedim.

"Sen çıkabilirsin Hilmi. Ben birkaç saat daha buralardayım. Biliyorsun cezalıyım."

"Tamam abi. Sana kolay gelsin. Hadi ben kaçtım."

Odada tek kalınca kendime bir bardak çay yaptım. Sallama çay sevmesem bile şu an bununla idare edecektim. Üzerimdeki ceketi çıkarıp ellerimi yelpaze gibi yapıp kendimi serinletmeye çalıştım. Çok bunalmıştım.

Masadaki dava dosyasını kapatıp kilitli dolabıma koydum.

Az önce çıkardığım ceketi koluma alıp karakoldan çıktım. Mahallede devriye gezecektim. Bu saatlerde sokakta ayyaşlar dışında fazla kişi olmuyordu. Çıkması muhtemel kavgaları engelleyecektim. Yapmam gereken sadece buydu.

Yavaş yavaş çayımı yudumlarken karton bardak almış olmama küfrettim. Hem elim yanmıştı hem de karton bardakla çayın tadı çıkmıyordu.

Mahalledeki çocuk parkına yaklaşınca adımlarımı hızlandırıp banklara doğru yürüdüm. Birine oturunca cebimdeki telefonu çıkardım.

Aras hiç mesaj atmamıştı. Yeni müdürlerinin çok disiplinli biri olduğunu söylemişti. Model olmasına rağmen ona şirkette bir sürü iş veriyormuş. Çok yorulduğu için erkenden uyuyormuş.

Bunları dün söylemişti bana. O zamandan beri konuşmuyorduk. Bana mesaj atmasına alışmıştım. Şu an eksik hissediyordum.

Çayım bitince bardağı çöp kutusuna attım. Geri banka oturmaya gidiyordum ki mahallenin başından bir ses geldi. Ayağa kalkıp o tarafa doğru gittim.

"Şimdi siktim belanı. Bana nasıl orospu dersin sen!"

İki genç kavga ediyordu. Birisi cebinden çıkardığı çakıyı karşısındakine doğru sallamaya başlayınca düdüğümü çaldım. İkilinin gözleri önce beni buldu ardından birbirlerine bakıp kaçmaya başladılar. 

Onların peşinden koşup ikisinin de ceketlerinin yakasından tuttum. İki gerizekalı yan yana koştuğu için yakalamak zor olmamıştı. Eğer biri farklı yöne koşsaydı bu kadar kolay yakalayamazdım.

Karakola gittiğimizde çakıya el koydum. İkisinin de gözünü korkutmak istediğim için toplumun huzurunu bozduklarını öne sürüp para cezası kestim.

Ceza saatinin bitmesini beklerken karakolda oyalandım biraz da. Bir hafta boyunca bu şekilde devriye gezecektim. Aşkım ise bir hafta boyunca herkesin dosya işlerini yapacaktı. Onun işi benimkinden daha zordu.

Karakoldan çıktıktan sonra arabama binip eve gitmek için yola düştüm. Yarın karakolda olmayacaktım. İzinliydim.

Biz büyük operasyonlarda çalışan polisler ayda bir kere psikologla görüşme yapıyorduk. Prosedür gereği...

Beni çok etkilemese bile bazı korkunç olaylardan etkilenen polisler oluyordu.

Evden içeri girdiğimde salonda uyuya kalmış annemin üzerine battaniye örttüm. Babamın vefatından sonra kendine dikkat etmeyi bırakmıştı. Nerede uyuduğunun bir önemi kalmamıştı. Sabah uyandığında sırtının ağrısından şikayet edecekti. Ama kendine dikkat etmeyen oydu. 

Odama girince kıyafetlerimi çıkarıp direkt yatağa geçtim. Telefonumdaki bildirimleri kontrol ettikten sonra Instagram'da dolaştım bir süre. Aras'ın hesabına girip bir şey paylaşıp paylaşmadığına baktım.

 Aras'ın hesabına girip bir şey paylaşıp paylaşmadığına baktım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

arasprlk: BENİM DE BUNDANIM OLSUN İSTİYORUM

denizz1: Ben alırım sana
→arasprlk: Hayır :( Ben kendim almak istiyorum. Benim için özel birine hediye edeceğim hepsini
→ayazzprlk: Yaa abi ne gerek vardı
→arasprlk: Sana değil zaten ağla

linkbiomdacılar: Almak istersen link bioda kardeşim

mrcdag: Çalışırsanız 'bundan'ınız olur Aras bey.

Gönderiyi beğendim. Yüzümde ister istemez bir gülümseme oluşmuştu. Odamdaki küçük masanın üzerinde duran lamaya baktım. Bana verdiği ilk hediye buydu. İkincisi zaten kedi kulaklı taçtı.

Lamayı alıp yatağımın içine koydum. Üzerinde bir parfüm kokusu vardı ve bu çok tatlı bir kokuydu. Aras'ın kendi kokusu olduğunu tahmin ediyordum. Öyle olmak zorundaydı.

Yavaş yavaş ona çekiliyordum. İleride beraber yaşamaya başlarsak ona sarılıp uyumak güzel olurdu. Çok huzur verici bir kokuydu çünkü.

Şimdilik bu lamayla idare edecektim. Yarın sabah Aras'a mesaj atmayı aklıma not edip kendimi uyumaya zorladım.

Polis (BxB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin