---------
Yazım yanlışı var mı bilmiyorum, gözünüze çarpan olursa yazarsanız sevinirim. Kontrol etmeden yayımlıyorum.Bu bölümü de Hayal__17 ye ithaf ediyorum 💜
Yavaş yavaş kendime geldiğimi hissetmeye başlamıştım. Gözlerimi açtığımda kapkaranlık bir yerde olduğumu fark ettim.
Gözlerim karanlığa alışınca belli belirsiz nesneler görünmeye başladı. Küçük bir odadaydım. Temizlik malzemesi olduğunu düşündüğüm şeyler vardı odada.
Kendimi zorlamamaya çalışarak yattığım yerden kalkmak için debelendim. Başarılı olamamıştım. Ellerimde ve ayaklarımda plastik kelepçelerden vardı.
Sırtımdan boynuma doğru giderek artan ağrıyla ağzımdan istemsiz bir inleme çıktı.
Dün gece Ayaz'ın hediyesini vermek için bahçeye çıkmıştım. Sanki bunu bekliyorlarmış gibi bir anda dört tane adam belirmişti karşımda. Ben daha ne olduğunu anlayamadan birisi bana doğru atılmış kollarımdan tutmuştu. Diğerleri de ona katılıp beni etkisiz hâle getirmişlerdi. Ardında da bir arabaya taşımışlardı.
Yaşananlar bir film şeridi gibi gözlerimin önünden geçip gitmişti. Neyin içine düşmüştüm bilmiyordum ama bu karanlık odadan bir an önce çıkmak istiyordum.
Bir süre sonra odanın kapısı açıldı. Aradan ne kadar süre geçtiğinden emin olamıyordum. Belki beş dakika geçmişti belki de yarım saat. Zamanı kontrol edebileceğim bir saat yoktu yanımda. Ya da odada... Gerçi odada saat olsa bile bu karanlıkta üzerindeki yazıları anlayabilir miydim bilmiyorum.
Odanın kapısı açılınca içerisi bir anda aydınlanmıştı. Karanlığa alışan gözlerim ani bir refleksle kapanmış ardından saniyeler içinde geri açılmıştı.
İçeri giren bedenlere baktım. Üç kişiydiler. Biri önde yürüyen kabadayı kılıklı bir adamdı. İkisi ise onun hemen arkasında elleri kemerlerinde iki adam. Belki kemerlerini değil oradaki silahı tutuyorlardı. Bunu anlayacak kadar inceleme fırsatım olmamıştı. Çünkü kabadayıya benzeyen adam konuşmaya başlamıştı.
"Misafirperverliğimizden memnun kalmışsındır umarım, Aras."
Adımı büyük bir baskıyla söylemişti. Amacını anlamasam bile ses etmemiştim. Şu an ellerim ve ayaklarım bağlıyken ona kafa tutabilecek bir hâlde değildim. Gerçi normalde bile kafa tutsam beni tek hamlesiyle etkisiz hâle getirebilecek biri gibi duruyordu. Benden katbekat güçlü duruyordu.
"Abi bu sana cevap vermiyor sıkayım mı bir tane?"
"Şşş, bu çocuğu buraya öldürmek için getirmedik."
İyi bari en azından ölmeyecektim. Hâlâ bir umut vardı benim için.
"Faruk dene o iti buraya çekmek için kullanacağız onu."
Siktir. Doğru mu duymuştum? Benim Faruk'umu buraya çekmek için beni mi kullanacaklardı?
Şimdi iyice korkmaya başlamıştım. Polis civanıma bir şey olursa ben yaşayamazdım ki?
Her zaman kötü ihtimali düşünüp moral bozan insanlara sinir olurdum. Şimdi anlıyordum onları. Karşında canından çok sevdiğin birinin yaşamı söz konusuyken iyi ihtimal aklının ucundan bile geçmiyordu.
Buradan çıkıp onunla mutlu mesut bir hayata devam edebileceğimizi düşünemiyordum. Aklımdan geçen düşüncelerin hepsi kötü sona ulaşıyordu.
"Şuna bakın. Nasıl da beti benzi attı kıyamam."
Kabadayı kılıklı adam bir elini yanağıma uzatınca suratımı geriye doğru çektim.
"Merak etme aşk kuşu Faruk'una bir şey olmayacak. Sadece onu biraz korkutacağız."
Adama tiksintiyle bakmaya başladım. İğrenç bir herifti. Konuşurken yamuk yumuk gülümsüyordu. Ağzının ortasına bir tane vurmak istiyordum.
Faruk'um gelsin de seni bir tutuklasın pislik herif.
"Cafer telefonu getir."
"Hemen abi."
Adının Cafer olduğunu öğrendiğim çocuğa baktım. Zayıf bir şeydi. Sanırım yaşı da küçüktü. Eğer kelepçelerden kurtulsam onu dövebilirdim. Gözlerim diğer korumayı bulunca korkuyla geri çektim bakışlarımı. Çok iri yarı bir vücudu vardı. Ve gözlerini dikmiş bana bakıyordu.
"Buyur abi."
Telefonumu görünce özlem dolu bir şekilde ona bakmaya başlamıştım. Belki daha çok aşkla bakıyordum ama çok özlemiştim telefonumu. Keşke şu an bende olsa ve Faruk'uma mesaj atabilseydim.
"Şifresi ne bu telefonun?"
Söylememek için dirensem bir işe yarar mıydı acaba?
"Abi bak bu ikidir sana cevap vermiyor. Üçüncü de kendime hakim olamayıp sıkabilirim."
"Kemal siktirme belanı çık git şu odadan."
"Tamam abi."
"Evine git yat. Sabah erkenden gelirsin buraya."
O iri yarı vücutlu adam başını sallayıp odadan çıktı.
"Söyle sen de şu şifreyi. Zor kullandırtma bana."
"060920"
Ekranın açıldığına dair bir ses çıkınca kabadayının yüzündeki gülümseme büyüdü.
"Şimdi seninle bir selfie çekelim. Poz ver de güzel çık oldu mu?"
Gözlerimi devirip adama dik dik bakmaya devam ettim. Yanıma gelip dizlerimin yanına çöktü.
Telefonu yan çevirip benim vücudumun tamamen gözüktüğünden emin oldu. Yüzüne pis bir gülümseme yerleştirdi. Elini yumruk yapıp baş parmağını yukarı doğru kaldırdı. (👍🏻) Fotoğrafı çektikten sonra yanımdan ayrılmadan WhatsApp'a girdi.
"Demek kalbini çalan polis bey ha? Romantik şey seni."
Fotoğrafı Faruk'uma gönderdikten sonra telefonu Cafer'e verdi.
"Yaz oğlum."
"Tamam abi."
"Faruk çok sevgili arkadaşın bak buraya parantez içinde ünlem koy. Bir şeylerin farkında olduğumu anlasın."
"Koydum abi."
"Devam et yazmaya. Çok sevgilisi arkadaşın elimde, sakın aptalca bir hareket yapma. Bizden gelecek ikinci bir mesaja kadar da bizi bulmaya çalışma. Seni yedi yirmi dört izleyecek adamlarım olacak."
Kabadayı kılıklı adam odadan çıkarken Cafer'e bir emir verdi. Bana yiyecek bir şeyler getirecekti.
--------
(Yazar'dan)Faruk önündeki bilgisayara bakıyordu çaresizce. Karakoldaydı. Aras'ın telefonunun konumunu bulmaya çalışıyordu. Ama büyük ihtimalle telefon kapalı olduğu için bulamıyordu.
Bilgisayardan gelen seslerle hızla ekrana döndü. Kırmızı bir ışık yanıp sönüyordu. Sonunda Aras'tan bir iz bulmuştu.
Hızla klavyede parmakların gezdirirken telefonuna bir bildirim geldi. Ekranı açıp mesajları okumaya başladı.
Kıvırcık Bomba
*görüntü.*Kıvırcık Bomba
Faruk çok sevgili arkadaşın (!) elimde, sakın aptalca bir hareket yapma. Bizden gelecek ikinci bir mesaja kadar da bizi bulmaya çalışma. Seni yedi yirmi dört izleyecek adamlarım olacak.Fotoğrafı yakınlaştırıp sevdiğine baktı Faruk. Yüzü solmuştu, gözlerinde korku vardı.
Siyah saçlı, siyah sakallı diğer bedene bakmaya başladı bu sefer. Geçen gece kendilerini takip eden adama benziyordu. Mesajı tekrar tekrar okudu. Ne yani hiçbir şey yapmadan öylece oturup bunlardan gelecek ikinci mesajı mı bekleyecekti? Hiç sanmıyordu.
O an aklına dolan sözleriyle bir kere daha kahroldu. Bu işe Aras'ı bulaştırmadan bitireceğine söz vermişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Polis (BxB)
General Fiction[TAMAMLANDI] +İşte geliyor özel harekat +Kalbimi çalan, exlerime korku salan +Benim için ölmeyi göze alan +Özel harekat [+18] [Text-Metin karışık] #1 lgbt (16.01.2021) #1 bxb (30.01.2021) #2 gay (07.02.2021) #1 text (23.02.2021) #2 boyxboy (23.04.2...