otuz altı

3K 238 756
                                    

bring me the horizon - can you feel my heart

of arkadaslae ben cok salagim
bolumu yayimladim saniyordum
tam niye kimse yorum yapmamis diye bakacakken bolumu atmamis oldugumu fark ettim..

cidden hayatimda gordugum en geri zekali insanim
😭✊

neyse aptalligimi gormezden gelerek kurguya gecelim
😸✌

***

"Adamdan kaçayım derken alış-veriş merkezini birbirine kattım oğlum. Anasını satayım, birde nasıl hızlı koşuyor şerefsizin evlâdı. Durmak, yorulmak ne bilmiyordu resmen."

Demir'in yayınından sonra Onur'un isteği üzerine her zaman gittiğimiz kafede toplanmıştık. Cenk ilk başta gelmek istemesede Onur'un bitmek bilmeyen ısrarı üzerine gelmek zorunda kalmıştı. Şimdiyse Demir hararetli hararetli başından geçenleri anlatıyordu.

"Son anda kendimi oyuncak satan bir mağazaya attım. Yoksa Allah çarpsın ağzıma sıçılırdı."

"Yakalasansaydın harbi götten yemiştin bu arada kanka." dedi Onur gülerek kolasını yudumlarken.

"Sen hâlâ konuşuyor musun lan? Gelip beni kurtarmaya bile zahmet etmedin. Pis insan."

"Ayıp oluyor."

"İşin komik tarafı da ne biliyor musun? Seni minik bir şeker parçası yüzünden götün çıkana kadar kovaladı. Hayır yani sanki kadının çantasını dızladın. Ne bu şiddet, bu celal kardeşim ananı mı siktik?" dedim hafif bir sitemle.

Lafımı bitirir bitirmez Göktuğ hariç herkes kahkaha atmıştı. Dediğim şeyi anlamamıştı büyük ihtimal.

Demir kahkaha atmayı bıraktığında yüzünde yaramaz bir sırıtış belirdi. "Mmh, haşin." diyerek kolunu omzuma attı. "En sevdiğim."

Onun gibi sırıttım. "Mmh, azgın." Bacağına elimi yerleştirirken, dudaklarımı yaladım. Dokunuşumla vücudu kasılmıştı. Yavaşça pantolonun üzerinden deriyi okşamaya başlamamla yutkunmuştu. "En sevdiğim."

"Biz çıkalım, siz devam edin isterseniz?" dedi Cenk. Demir kafasını anında Cenk'e çevirip "Oluur." demişti u harfini uzatarak.

"Tch tch, azmis bu." dedi Göktuğ kınarcasına.

Görkem sandalyesinde geriye doğru yaslanıp konuştu. "Bunu sen mi söylüyorsun, gerçekten?"

"Begenemedin mi pasam?"

"Paşam?" diyip kahkaha attım. Bu çocuk böyle şeyleri nereden öğreniyordu?

Göktuğ, Onur'a göz kırptığında her şey netletmişti. Tabii ki Onur'dan öğreniyordu, ne diye şaşırmıştım ki sanki.

Elimi Demir'in bacağından çekip, kafamı omzuna yasladım. Bunu bekliyormuş gibi omzumda olan elini saçlarıma çıkartmıştı. Bir tutamını parmağına dolayıp, oynamaya başlamasıyla kıkırdadım. Gıdıklanmıştım.

Onur gururlu bir anne ifadesiyle gözlerini kırpmadan bizi izlemeye başlarken biraz rahatsız hissetmiştim açıkçası. Fakat onun ne kadar büyük bir shipper olduğunu bildiğim için bozuntuya vermedim.

Feels gelmiş olacak ki Cenk'in koluna sarılıp, "Ağlayacağım şimdi, şunların güzelliğine bak Cenk." dedi. Sümkürme ve 'hüü' gibi sesler çıkartmayı da unutmamıştı tabii.

Cenk gülerek koluna sarılan çocuğun burnunu sıktı. "Ağla."

"Aman, sanada bir şey denilmiyor." diyerek yüzünü ekşitti Onur. Cenk onun bu tavrına sırıtırken, "Çok konuşma." diyip Onur'un saçlarını karıştırdı. Tam bir şey demek için Onur'un ağızı aralanırken, Göktuğ'nun aniden parmağını şıklatmasıyla geri kapanmıştı.

enchel│bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin