the neighbourhood - sweat weather
~
Götkem: hey!
Eren: hey.
Götkem: nasılsın kaktüs? :p
Eren: fena değilim, ya sen?
Eren: ve adım Eren. kaktüs değil.
Götkem: iyiyim ben de.
Götkem: adının eren olması benim sana kaktüs dememe engel değil ehe.
Eren: şapşal çifpskxlwlxö
Götkem: ğoapnmlsmpqöapqgü
Götkem: emm, biliyorum daha yeni tanıştık ama.. seni özledim.
Götkem: yani yanlış anlama beni.
Götkem: üf.
Eren: hey hey hey, sakin ol.
Eren: yanlış anlamadım.
Eren: ben de seni özledim. c:
Götkem: o zaman, buluşmaya ne dersin..?
Eren: olur. nerede?
Götkem: lunapark?
Eren: bu harika!
Götkem: bunu duymak güzel, saat 15:03'te meydanda ki kafede buluşur, lunaparka gideriz.
Eren: tamam, bye.
Götkem: bye.
Eren, çevrimdışı.
Götkem, çevrimdışı.
***
Elma suyumdan bir yudum daha alırken camdan dışarıyı inceledim. Elma suyunu çok seviyordum.
Belki biraz fazla çok.
"Eren?"
Kafamı sesin geldiği yere çevirdiğimde, Görkem'in kahveleri ile buluştu gözlerim.
"Hoş geldin, otursana," dedim güler yüzle.
Aynı şekilde gülümseyip karşımda ki sandalyeye oturdu. Garson yanımıza gelirken, Görkem bir kahve söyleyip söze atladı.
''Doğruyu söylemek gerekirse çok heyecanlıyım. Lunapark'a pek gitmem."
"Bende öyle, güzel bir gün olacak."
Elma suyumun pipetini tutup, dişledim ve dışarıya bakmaya devam ettim.
Görkem'in kahvesi geldiğinde sohbet etmeye devam ediyorduk.
Kafenin kapısı açılınca, tatlı zil sesi ortamı doldurmuştu. Kapıya doğru bakınca bizimkilerin gelmiş olduğunu gördüm.
Onur ile göz göze gelince bana gülümseyip, yanımıza doğru ilerlemeye başladı. Arkasından Cenk ve Demir de gelmeyi ihmal etmemişti.
Ayakta dikilen üçlüye bakıp, oturmaları için işaret yaptım.
Demir ve Cenk benim yanıma oturmuşken, Onur ise Görkem'in yanına geçmişti.
"Görkem ile tanışın," dedim gülümserken.
Umarım bir aksilik çıkarmazlardı.
Görkem elini uzatıp, "Selam, Görkem ben."
Cenk, Görkem'in elini sıkıp geri çekildi.
"Cenk ben de."
"Onur, memnun oldum."
Cenk ve Onur, Görkem'e sıcak kanlılık ile yaklaşırken, Demir, soğukça "Demir." dedi.
"Memnun oldum, hepinizle."
"Biz de!" Diye lafa atladı Cenk.
Demir, "Siz ne yapıyordunuz burada?"
"Lunapark'a gidecektik." Dedim.
"Ne zamandan beri bizi ekip başkaları ile buluşuyorsun Eren?" Demir tek kaşını kaldırmış bana sorgularcasına bakıyordu.
Ah, başlıyoruz.
"Sizi ektiğimi kim söyledi?" Dedim alayla.
"Sabah buluşmak istediğimiz de, 'işlerim var' dedin. İşin, daha yeni tanıştığın birini bize karşı satmak mıydı?" Dedi öfkeyle.
Kaşlarımı çatıp, ona doğru yaklaştım. Fakat aramızda Cenk oturduğu için pek başaramamıştım.
"Bu seni ilgilendirmez Demir. Kiminle ne yaptığımı sana soracak ya da hesap verecek değilim."
"Hey, hey çocuklar sakin olun biraz." Dedi Cenk, aramızda dikleşirken.
Görkem kaşları çatık bir şekilde bana bakınca, "Senlik bir şey değil." Dedim.
"Eğer rahatsızlık veriyorsam gidebilirim. Başka sefere de buluşabiliriz Eren." Dedi tatsız bir şekilde.
"İyi olur." Diye lafa atladı Demir.
"Hayır, ne rahatsızlığı. Kal lütfen." Dedim, mahçupça.
Görkem, Demir'e bakıp bana döndü.
"Sorun değil, yapmam gereken ödevlerim vardı zaten." Dedi ve masadan kalktı.
"Görkem, lütfe-"
"Görüşürüz," dedi bana bakıp gülümserken.
Cenk ve Onur, bize bakarken Demir, Görkem'e dik dik bakıyordu.
"Peki, görüşürüz." Dedim ve gülümsemeye çalıştım.
Aptal Demir.
Kapıdan çıkana kadar onu izledim. Göz hizasından kaybolunca Demir'e sertçe döndüm.
"Senin sorunun ne? Ne zamandır kiminle ne yaptığıma karışma cesaretine sahipsin?"
Onur, "Kavga etmeyin.."
Cenk aramızdan çıkmış, Onur'un yanına oturmuştu.
"O çocuktan hoşlanmıyorum Eren."
"Bundan banane! Her şeyi berbat etmenden bıktım Demir. Önce sevdiğim kızı, şimdi de arkadaşlarımı elimden alıyorsun, bravo! Gerçekten bravo!" Dedim, ayaklanırken.
Kolumdan tutup, beni geri oturtunca kolumda ki elini sertçe ittim.
"Kes sesini ve otur şuraya Eren. Bir yere gitmiyorsun."
"Ha? Şaka mısın ya sen?" Dedim sinirle gülerken.
Çok ileri gidiyordu ve bende ki sabır tutamları yavaş yavaş eksiliyordu.
Cenk, "Demir bırak gitsin, sakinleşin biraz."
"Ben zaten sakinim," dedi rahat bir tavırla. Gevşek tavırları ona olan öfkemin artmasına sebep oluyordu.
Onur lafa atlayıp, "Her zaman kavga ediyorsunuz. Biraz relax abi."
"Sikeyim sizi de, alayınızı da." Dedim ve Demir'i itip masadan kalktım.
Hızlıca kafeden çıkarken, sinirle soluyordum.
Déjâ vu.
~
- upsss, Eren ve Görkem çocuğum lunaparkta eğlenecekti, niye kaos kattım ki ben? :D
- onuncu bölümden sonra instagram bölümü atacağım. Demir karakterini de değiştirdim tekrar hatırlamak istiyorum. instagram bölümünde göreceksiniz.
- votelemeyi ve yorum atmayı unutmayın.
- 💜
;)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
enchel│bxb
Teen Fiction[kizlar bunu okumak yerine dilsiz okuyun valla hayal kirikligi bu fic, duzenlemem gerek. okumayin.] Enchel'e Hoş Geldiniz! Bu oyun; izleyici ve oyuncu olarak ikiye ayrılır. İzleyiciler, oyuncuları izlemek için belirli bir miktar öder. Oyuncular, ke...