enchel│bxb

otuz iki

halsey - control

~

Ağzımız açık yanımıza doğru gelen Göktuğ'ya bakıyorduk. Kuyruğu ve kulaklarını çıkartmıştı.

Az önce o..

"Nasildi?" diye sordu hevesle.

"S-sen.. Nasıl?" diye geveledi Görkem.

"Kötü müydü?" diyip suratını astı.

"Hayır, hayır sadece şaşırdık. Gayet güzeldi." dedi Demir.

Göktuğ memnuniyetle gülümsedi.

"Direk dansı yapmayı nereden öğrendin? Yok, asıl soru bu değil. Neden direk dansı yapmayı biliyorsun?" dedi Onur şaşkınca.

"Dans etmeyi çok sever ben. Çoğu dans çeşitini bilirim. Eğitim aldim.''

"Ben bir tuvalete gideyim." dedi Görkem. Yanakları kızarmıştı.

Cenk anında bir kahkaha patlatırken, "Kalktı." dedi.

Göktuğ Görkem'e bakarken, Görkem hemen itiraz edip yanımızdan hızlıca ayrıldı.

"Gençler size bir haberimiz var." dedi Demir bana bakıp gülümserken. Aynı şekilde gülümsedim.

"Ne haberi?'' dedi Onur.

Demir ağzını açıp bir şey diyecekken susması için elimi havaya kaldırdım. 'ne oldu' dercesine baktı. Havadaki elimi eliyle birleştirip, sıkıca tuttum.

Elimize bakıp aptalca sırıtmaya başladı. Bizimkilere dönüp, tepkilerini ölçtüm.

Aynı şekilde ellerimize bakıyorlardı.

"Sonunda lan!" diyip üzerimize atladı Onur.

"Yavaş amına koyayım." dedi Demir üzerinden itmeye çalışırken.

"Ben çok kiskandim. Görkem gel buraya citir!" diyip tuvalete doğru ilerledi Göktuğ.

Kahkahalarımın arasından zorla konuştum. "Göktuğ baya hızlı çıktı."

"Senin aksine.'' dedi Demir laf çarpıtarak. Gözlerimi kısıp ona kötü kötü baktım.

"Tek düz biziz galiba Cenk." dedi Onur kolunu Cenk'in omzuna atarken.

Cenk, Onur'un kolunu itti. "Kendi adına konuş."

"Ne?"

Cenk ona cevap vermeyip, oturdu. Masadaki bardağı eline alıp, içmeye başladı.

Onur gözlerini kırpıştırarak ona doğru bakıyordu.

"Nasıl yani Cenk?" dedim.

O da mı eşcinseldi?

"Duydun işte oğlum.''

"Haydaaa," dedi Demir 'a' harfini uzatarak.

"Cidden mi?" dedi Onur afallayarak.

"Neden bu kadar şaşırdın anlamıyorum."

Onur hızla yanımızdan çekip, gitti. "Ne oldu şimdi buna?'' dedim anlamaya çalışarak.

''Söylemediğim için kızgın olmalı." dedi omuz silkerek.

"Biri beni kurtarsın!"

Yanımıza koşan Görkem, ortamdaki gerginliği almıştı.

"Kaçmasana benden!'' diye peşinden gelen Göktuğ ile tekrar gülmeye başladık.

***

"Erennnhmmm." diye mırıldandı Demir yarı ayık bir şekilde. Sarhoş olmuştu.

Tek kolunu omzuma atmış sersem adımlarla yürümeye çalışıyordu. Daha doğrusu çalışıyorduk. Ağırlığını üzerime yüklendiğim için benimde yürümemi zorlaştırıyordu.

Diğerleri yanımızdan çoktan ayrılmıştı. Şimdi de Demir'i evine bırakmaya gidiyordum.

"Demir.. Biraz daha düzgün yürü." dedim son anda yere düşmekten kurtularak.

"Ne yürümesi?" dedi yüzüme boş boş bakarak.

Ofladım. Bir süre sonra apartmanın merdivenlerinden çıkmaya başladık. Zor bela Demir'in dairesinin önüne gelebilmiştik.

"Anahtarını ver."

"Dondurma istiyorhmmm.'' dedi Demir dudaklarını öne büzüp.

"İşi zorlaştırmak zorunda mısın, gerçekten?" diyip elimi pantolonunun cebine attım. Anahtarı alıp kapıyı açacağım sırada üzerime yıkıldı.

"Taşısana beni~~~" diyip kollarını boynuma sardı.

"Ne yapacağız seninle." dedim gülerek. Bacaklarını kollarımın altından geçirip ayağımla kapıyı iteledim.

"Ağırsın.'' dedim kan ter içinde kalarak.

Demir kucağımda salak salak sırıtırken onu banyoya soktum. Üzerindeki kıyafetleri boxeri hariç çıkartıp, küvete yerleştirdim. "Yaa, niye bıraktın?" dedi küçük bir çocuk gibi somutarak.

"Babacık, oğlunu yıkayacak da ondan."

"Ne-" demesine kalmadan soğuk suyu yüzüne tuttum. Ayılması gerekiyordu. Çok fazla da içmemişti zaten.

"Dur, dur, dur. Üşüyorum." dedi elleriyle vücudunu gizlemeye çalışarak.

Onu dinlemeyip soğuk suyu saçlarına tuttum. İyice yıkadığımdan emin olduktan sonra havluyu elime alıp, açtım.

"Gel bakalım buraya."

Demir titreye titreye havluya sarıldı. "Ç-çok kötüsün." dedi.

Güldüm. "Biliyorum."

~

- size aşığım hadi sevişin.