11.Bölüm

125 12 15
                                    

Birkaç gün ve ay atlamak zorundayım.

Bu arada artık sizlere Lummers diyeceğim. Ay çok tatlı ^.^ Bunun için tekrar @BangMeLikeADrumxxx 'a teşekkür ederim...

Ayrıca bir önceki bölüm için kullandığınızı oy ve yorumlar için de teşekkür ederim.

İyi okumalar...

31.12.2013

Dersten çıkıp uzun koridorda yürümeye başladım. Dolabıma ulaşınca kapağını açtım. Çantamdaki gereksiz kitap ve defterleri dolabıma koydum ve dolap kapağındaki Luke ve benim fotoğrafıma baktım. Uzun zamandır iyi geçiniyoruz ve aramız iyi. Bu uzun zaman boyunca düşünecek çok vaktim oldu ve Luke'tan hoşlandığım kanısına vardım. Arkadaş olarak değil, daha fazlası olarak. 

Arkadaş olduğumuz süre boyunca ona hiç açılamadım çünkü o da bana hiçbir şey söylemedi. Artık eskisi gibi değil. Bana hep arkadaşça yalaştığı için ona açılırsam aramızın bozulacağından korkuyorum. Eğer onunla bu konu ile ilgili konuşursam, onu kaybetmekten korkuyorum.

''Mutlu Noeller.'' bu ses ile düşüncelerimi bir kenara ittim ve sesin sahibine döndüm.

''Sanada, Luke.'' hafifçe gülümsedim ve dolabımın kapağını kapadım.

''Bugün iyi misin?'' beraber koridorda yürümeye başladık.

''Elbette. Ben her zaman iyiyim.''

''Eğer iyi olsaydın yanımda olurdun. Neden bugün yanımda değildin? Çok şey kaçırdın!''

''Ne gibi?'' tek kaşımı kaldırdım.

''Michael herkesin önünde kafeteryadaki masaya çıktı ve Beatrix'i Yılbaşı balosuna davet etti. Gerçekten harikaydı.'' olayı anlatırken gerçekten heyecanlı gözüküyordu.

''Bu harika. Onlar adına sevindim.'' okul binasından çıkıp beton yolda yürümeye başladık.

''Baloya geliyorsun değil mi?'' durdu ve bana döndü.

''Tabii ki de hayır.'' dedim kıkırdarken.

''Neden?''

''Bu sene Noel'i evde geçirmek istiyorum da ondan.'' onun aksine yürümeye devam ettim.

''Ama bu eğlenceli olabilir.'' bana yetişti ve yanımda yürümeye başladı.

''Hayır kelimesinin bir anlamı var Luke.'' 

''Biliyorum, bunu bana sen öğretemezsin.'' 

''O halde bir sözlük oku.''

''O zaman sen de biliyorum kelimesinin anlamını biliyor musun?'' 

''Bugün aşırı derecede sinir bozucusun.'' gözlerimi kısıp ona baktım. Neredeyse benim evime gelmiştik. Sadece birkaç sokak kalmıştı.

''Sinir bozucu olmamamı istiyorsan, baloya gelirsin.'' 

''Alt tarafı bir balo, Luke. Yaşıtımız olan insanlar ve diğerleri içki içip sarhoş olacaklar. Etraf hep kusmuklarla dolu olacak ve bir yanda da yarı çıplak bedenler birbirlerine sürtünüp dans edecek. En kötüsüde, ne zaman kafanı çevirsen insanlar açık bir alanda öpüşüyor olacak. Sence ben bunları anlatırken bile miden bulanmadı mı?'' ona karşı üzümü ekşittim.

''Hayır, bu sadece aşk.''

''Aşk değil. Onların yaptığı sadece hormonlardan oluşuyor. Tanrı aşkına, aşk zaten hormonlardan ibaret! Bu dünyaya sadece çoğalmak için geldik. İnsanlar çoğalmaktan sıkılmasın diye bilim adamları buna aşk adını koymuşlar. Bu. Sadece. Saçmalık.''

Summer RainHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin