Donup kalmıştım. Luke ise arsızca gülümsüyor ve onu öpmemi bekliyordu. Onu öpücek miydim? Yoksa hızlıca buradan gidecek miydim?
Şuan parçalara ayrılmış durumdayım. Bir yanım Beatrix'e kızgındı. Diğer yanım buradan gitmemi ve birkaç gün okula da gitmememi söylüyordu. Bir diğer yanımda Luke'u öpmemi söylüyordu. Hiç hissetmediğim şeyler hissediyordum. Karnım kasılmıştı. Daha önce birçok kişiyle çıktım ama kimse bana Luke gibi hissetirmemişti. Ona aşık değildim. Her aşk üzücü sonla biter. Hani o Disney prensesleri falan varya, aslında onların hikayeleri daha sonra ermedi. Mutlu son diye bir şey yok.
"Summer." bu ses beni düşüncelerimden sıyırdı. Dönüp Beatrix'e baktım ve gülümsediğini gördüm. Belkide bana iyilik yapmaya çalışıyor. Tabii iyilik bunun neresindeyse.
Derin bir nefes aldım ve yavaşça Luke'a yaklaştım. Ona o kadar yakındım ki, nane kokusu burnuma kadar geliyordu. Luke benden önce davranıp dudaklarıma yapıştı. Piercinginin soğukluğunu hissettiğimde irkildim. Bu gülümsememe neden oldu.
"Pekala, şimdi ben döndürüyorum." Calum'un sesiyle Luke'tan ayrıldım ve ellerimi yanaklarıma götürdüm. Midem bulanıyordu çünkü midemde bir şeylerin uçuştuğunu hissediyordum. Sanırım bunlar iğrenç mutluluk kelebekleriydi.
❁ ❁ ❁ ❁ ❁ ❁
"Summer!" yorganın üzerimden çekilmesiyle bir soğukluk hissettim. "Summer, hadi uyan!
Parmaklarımı anlamsızca oynatıp yastığımın altındaki telefonumu aldım. Telefonun ekran parlaklığı çok fazla açık olduğu için bu gözlerimi kısmama neden oldu. Saate baktım ve Beatrix'e döndü.
"Çık odamdan, daha saat sabahın 7'si ve bugün Cumartesi!"
"Anlaşılan biri bugün ters tarafından kalkmış." kıkırdadı.
"Sayende."dedim ve kafamı yastığımın altına soktum. Beatrix yastığımı yere fırlattı ve kolumdan tutup beni çekiştirdi. Buna engel olmaya çalışırken dengesini kaybetti ve beraber yere kapaklandık.
"Artık akşam yatarken kapımı kitleyeceğim." dediğimde yerden kalktı ve üstünü düzeltti.
"Seni aşağıda bekliyor olacağım. Beraber spor yapıp markete gideceğiz. Eğer gelmezsen sonuçlarına katlanırsın." son olarak sinsice gülümsedi ve odamdan çıktı. Eğer bir ev arkadaşınız varsa mutlaka odanızın kapısını kitleyin ve benim yaptığım hataya düşmeyin.
❁ ❁ ❁ ❁ ❁ ❁
"Beatrix, dur. Lütfen!" nefes nefese kalmıştım. Kenarda gördüğüm ilk banka oturdum ve nefes alışlarımı düzene sokmaya çalıştım.
"Ne kadar çabuk yoruluyorsun." yanıma geldi ve başımda dikilmeye başladı.
"Beatrix, hangi aptal bu saatte koşu yapmaya çıkar? Tabii ki de biz!" diye cırladım. "Yatağımı özledim."
"Pekala, o zaman biraz ileride market var. Oraya gidebiliriz. Hadi." kolumdan tutup beni kaldırdı.
Hiç bitmeyecek sandığım bir süre zarfında markete varabildik. İçeriye girdiğimizde Beat bir market arabası aldı ve cebinden alınacaklar listesini çıkardı.
"Bolca çikolata ve şekerleme mi?" bana garipçe bakmaya başladı.
"Ne var? Listede bir şeyler eksik diye düşündüm ve onlarıda ekledim."masumca gülümsedim. Beatrix genelde eve fazla çikolata ve şekerleme sokmazdı. Neden bilmiyorum ama çok sevmiyor.
"Ben gidip çikolata ve şekerleme bakacağım. Sende listedeki o diğer sıkıcı şeyleri al. Benim alacaklarım şahsen daha iyi." gözlerini devirdiğinde kıkırdayıp abur bucurların bulunduğu reona ilerledim.
Markette en sevdiğim bölüm bu taraflardı. Sizce de harika değil mi? Genel olarak Beat ile markete geldiğimizde abur cuburları ben alırım. Onun zevkini de bildiğimden bu oldukça kolay oluyor.
Raflara baktığımda direk olarak m&ms'lerin bulunduğu tarafa ilerledim. Tam bir paket alacaktım ki, kafamı birine çarptım. Acıyla inlediğim sırada mavi gözlerle karşılaştım. Bu bir anlık şoka uğramamı sağladı.
"Londra'da başka market yoktu değil mi?" bu soruyu genelde ben sorardım ama bu sefer Luke sordu. Sanırım rolleri değiştirmiştik.
"Hayır, asıl Londra'da başka çarpışacak biri yoktu değil mi?" diye düzelttim onun sorusunu.
"Haklısın, gidip başkasına çarpacağım." ciddi adımlarla ilerlerken onun kolunu tuttum. Bunu neden yaptığımı bilmiyorum ama hemen bunu yapmayı kestim. Bana döndü ve söyleyeceğim şeyi bekledi.
"Beni öpüyorsun ve ortadan kayboluyorsun. Neden beni hiç aramadın?" diye sordum.
"Teknik olarak sen beni öptün, ayrıca neden ben seni arıyorum? Bana o kadar şey söyledin ve sonra benden seni aramamı mı bekliyorsun?" merakla bana bakmaya devam etti.
"Sen beni öptün!"
"Ama cesaretlilik dedin ve zaten o gerçek bir öpücük değildi!" söylediği şey karnıma bıçak gibi saplanmıştı. Neden bu kadar kırıcıydı.
"Haklısın, zaten biz arkadaşız değil mi?"
"Evet, biz arkadaşız."bu sefer sakin bir ses tonuyla konuştu. Ona biraz yaklaştım ve sarıldım. Nedense onda beni çeken bir şey var.
"Biz sadece arkadaşız." dedim kısık bir ses tonuyla.
Birkaç saniye daha sarıldık. Daha sonra beraber bir şey aldık ve Beatrix'i bulduk. Kasada beni bekliyordu. Luke ile ona doğru geldiğimi görünce şaşırmıştı. Aldıklarımızın parasını ödedikten sonra marketten çıktık. Marketin çıkışında Michael ve Calum ile karşılaştık. Peluş oyuncak kapmaya çalışıyorlardı.
"Hadi Calum! O pony'i istiyorum!" dedi Michael kararlı bir şekilde. Calum makinaya para attı ve kolu çevirmeye başladı. Düğmeye bastı ve demir kol pony'i yakaladı ama tam havaya kaldıracakken pony düştü. Bunun üzerine Michael ağlıyormuş gibi yaptı.
"Neyse biz gidiyoruz. Görüşmek üzere." dedi Beatrix. Luke ile vedalaştıktan sonra Beatrix ile beraber yürümeye başladık. Beat onlardan uzaklaştığımızdan emin olunca bana yaklaştı ve koluyla beni dürttü.
"Eee, ne oldu? Çabuk anlat."
"Hiç. Bir şeyler aldık işte." dedim omuz silkerken. Bunun üzerine Beatrix nefesini dışarı verdi.
"Onu demiyorum! Ne konuştunuz diyorum!"
"Biz sadece 'arkadaşız' " dedim.
"Ne, ama öpüştünüz!" dedi kafası karışmış bir şekilde.
"Evet, öpüştük ama arkadaşız."
"Summer, bu böyle devam edemez. Bir düşünsene, beraber sevişiyorsunuz ve sen inlerken ağzından şöyle bir şey çıkıyor 'biz sadece arkadaşız, Luke.' "
"Kapa çeneni, Beatrix!" dedim dişlerimin arasından. O haklıydı ama olması gerekende buydu.
Yorum ve oylarınızı unutmayın... :-)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Summer Rain
FanfictionAşkı ararken yağmura yakalanmanın hikayesi... Bu kitap kendi şahsıma aittir ve benim iznim olmadan başka bir sitede yayınlanamaz.Tüm Hakları Saklıdır. ®