16 Eylül 2014
''Summer,'' Beatrix odama girdiğinde onu umursamamazlıktan geldim. ''Summer, uyan artık!''
Yastığımı alıp kafamın üstüne koydum ve tekrar uyumaya çalıştım. Bugün okulun ilk günüydü ve Beatrix aşırı mutluydu. Aşırı mutluydu diyorum çünkü dün akşam sevgilisinin bizim okula başlayacağını öğrendi. İnanın benim yerimde olmak istemezdiniz çünkü ev Beatrix'in sevinç çığlıklarıyla doldu.
''Yeni birgün, yeni bir okul yılı,'' dedi ve sonra bir sessizlik oldu. ''Summer, bu sene son sınıfız ve Michael'da bizimle olucak!'' sessizlik oldu kelimesini geri alıyorum.
Beatrix koşarak odamdan çıktı. Bu sırada uykumun kaçtığını fark ettim ve yastığı yere fırlatıp oturur pozisyona geldim. Homurdanarak sırtımı tekrar yatakla buluşturdum. Erken kalkmaktan nefret ediyorum. Ciddiyim, benim tüm olayım uyku.
''Okuldan nefret ediyorum!''
❁ ❁ ❁ ❁ ❁ ❁
Beatrix hazırlandıktan sonra evden çıktık ve okula yürümeye başladık. Okulun en sevdiğim yanı sadece arkadaşlarımı görüyor olmam. Onun dışında burası, duvarlarla çevrilmiş bir hapishane. Yani benim düşüncem bu yönde.
Beatrix ile beraber yürürken o bana bu yıl yapmayı planladığı şeyleri anlatıyordu ama ben onu dinlemiyordum. Çünkü o sırada Ashton'a bakmakla meşguldüm. O harika biri. Bakın bir şeyi açıklığa kavuşturalım. Aşka inanmıyorum. Ashton'a olan şey sadece bir hoşlantı. Aşk değil.
''Daha sonra Washington State üniversitesine gideceğiz ve orada harika zaman geçireceğiz.'' yürürken bir şeye çarptım ve gözlerimi Ashton'dan alıp çarptığım şeye baktım. Beatrix.
''Beni dinliyor musun?'' diye sordu kollarını göğsünde kavuşturup dudaklarını birbirine bastırırken.
''Üzgünüm.'' tekrar Ashton'a bakıp Beatrix'e döndüm.
''Ben aptal değilim. Ashton'a baktığını biliyorum.'' gülümsedi. ''Summer, sen tam bir aptal aşıksın. Bunu bu dönem fark ettiğim için kendimi tekmelemek istiyorum.''
''Kendini tekmeleme, bunu ben yapmak istiyorum.'' deyip gözlerimi devirdim.
''Selam, hanımlar!'' sesin sahibine döndüğümde ağzım açık kaldı. Bunu gizlemek içinde elimi ağzımın üzerine koydum. Bu Colin'di.
Colin, Beatrix ve benim en iyi arkadaşlarımızdan biri. O çok iyi ve gerçekten dost canlısı. Bugüne kadar, Beatrix gibi hep benim yanımda olmuştur. Fakat burada olmasına şaşırdım çünkü en son yaz tatili başlamadan önce görüşmüştük. Nedeni ise, onun bir sevgilisi var ve sevgilisi Manchester'da yaşıyor. Bu nedenle bütün yaz tatili boyunca oradaydı ve artık orada yaşayacağını düşünmüştüm. Ama yanıldığıma sevindim.
"İnanamıyorum, buradasın!" diye cıvıldadım ve boynuna atladım.
"Evet, sevgi yumağı." dedi ve kollarını belime sardı. Söylediği şeyle ondan ayrıldım. Kollarımı göğsümde kavuşturdum ve gözlerimi kısıp ona baktım.
"Sevgi yumağı sensin birkere." dedim. Böyle kavramları sevmiyorum. Gerçekten çok mide bulandırıcı bir şey.Sevgi güzel ama kavramlar berbat.
"Peki," ellerini ceplerine daldırdı. "Beatrix nerede?"
"Şey, burada..." yanıma baktım ve kimsenin olmadığını fark ettim. Nereye gitmişti? "Biraz önce buradaydı."
Colin'e döndüm ve Beatrix'in bize doğru geldiğini gördüm. Colin'i biraz kenara çekip bize doğru geldiğini söyledim. Fakat birkaç saniye sonra yalnız olmadığını fark ettim. Yanında bana tanıdık gelen birkaç kişi vardı. Yeşil saçlar, Asya'lı tip ve penguen tutkunu çocuk. İsmi Luke'tu değil mi? Evet Luke'tu.
"Selam, Colin." Beatrix Colin'e sarılırken Luke ile göz göze geldik. Bu garipti çünkü onu en son yaz tatilinde görmüştüm. Doğrusu bende garip bir izlenim bırakmıştı.
"Sen penguen kız değil misin?" diye sordu yeşil saçlı olan. Agh, yine başlıyoruz.
"Lanet olsun ki, evet." diye homurdandım. "Ama benim bir ismim var."
"Evet biliyoruz, penguen kız." diye kıkırdadı Asya'lı olanın elini beşlik çakarken.
"Çok akıllısın, gökkuşağı. Ama bu aklınla çok yaşayabileceğini sanmıyorum." dedim dişlerimin arasından.
"Evettt, Summer bu Michael. Michael, Summer." diye gösterdi Beatrix biraz önce benimle şakalaşan kişiyi. "Summer, sana bahsettiğim sevgilim, Michael'dı."
"Bende Calum." dedi Asya'lı olan elini bana uzatırken. Gülümsedim ve suratına baktım.
"Asya'lı olan mı?" diye sordum gülümsemeye devam ederken. Birden surat ifadesi düştü. Dönüp Michael ve Luke'a baktı.
"Bana Asya'lı dedi. Bana Asya'lı dedi!" kızgın ve üzüntülü bir ifadesi vardı. Neden bu kadar tepki vermişti ki? Kafasını sağa-sola sallayıp emin adımlarla yanımızdan ayrıldı.
"O iyi mi?" diye sordum garip bir şekilde gidişini seğrederken.
"Bu bir soru muydu?" sesin sahibine döndüm. Bu Luke'tu. Elini piercing ine götürmüş onunla oynuyordu.
"Üzgünüm, bay penguen tutkunu ama sizleri tanımaya çalışıyorum." dedim, bu sefer sakindim.
"Güzel." diye mırıldandı Luke. Derslerimiz başlamadan önce birkaç dakikalığına kafeteryaya gitmeye karar verdik. Ben arkada yürüyordum ve etrafta Ashton'ı arıyordum.
"Ben Luke." irkildim ve yan tarafıma baktım.
"Aferin sana." dedim ve yaptığım şeye geri döndüm.
"Ne arıyorsun?" derin bir nefes aldım ve tekrar ona döndüm.
"Senin kaybolan aklını." dediğimde gülümsedi.
"Bu doğru, çünkü aklımı alıyorsun." bu çocuk kesinlikle ukala. Durdum ve ona baktım.
"Bak Luke, seninle uğraşamam. Daha önemli işlerim var ve benimle flört etmeyi kes."
"İyi, peki o zaman. Ben uğraşırım, penguen kız."dedi ve gülümseyip kafetaryaya girdi. Söylediği şeyi düşündüm ve kendime lanet okudum. Bu işe nereden bulaştım ben?
Ben bunları düşünüp, kendimi yiyip-bitirirken yanıma Calum geldi.
"Kafetaryaya girmek ister misin?" diye sorduğunda kafamı aşağı-yukarı salladım.
"Summer," dedi insanı cezbeden aksanıyla. Dönüp söyleyeceği şeyi bekledim. "ben Asya'lı değilim"
Yorum ve oylarınızı unutmayın :) :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Summer Rain
FanfictionAşkı ararken yağmura yakalanmanın hikayesi... Bu kitap kendi şahsıma aittir ve benim iznim olmadan başka bir sitede yayınlanamaz.Tüm Hakları Saklıdır. ®