14.Bölüm (Sevgililer günü özel bölüm)

157 12 4
                                    

Selam benim tatliş tatliş okuyucularım :)) Dün düşünecek bolca zamanım oldu vee final yapmamaya karar verdim. Kafam çok karışmıştı ve bom diye final yapmaya karar vermiştim. Moralinizi bozduysam (ki %89 bozmuşumdur) üzgünüm. Sayenizde Summer ve Luke'a o kadar bağlandıM ki, artık onları bırakamıyorum. Şuan final yapmaktan vazgeçtiysem de bu sadece Lummer'lar için ♡

Ayrıca bir önceki bölümde yaptığınız yorumlar ve kullandığınız oylar için çok teşekkür ederim...

Neyse ben sizi yb ile baş başa bırakıp gidiyorum ^_^

Sabah uykumun en güzel yerindeydim. Ta ki, camımdan bir tıkırtı gelene kadar. Gözlerimi aralayıp oturur pozisyona geldim ve bunu yapan kişiye lanet okudum. Kim bu saatte beni rahatsız eder ki?

Yataktan kalktım ve pantuflarımı giyip cama ilerledim. Camı açtım ve iç geçirdim.

"Günaydın başımın belası." gülümsememek için kendimi zor tutuyordum.

"Vay canına, sende büyük bir ilerleme görüyorum. Normalde şuan kafama bir şey yemem gerekiyordu. Öyle değil mi?" diye sordu Luke sırıtırken.

"Sanırım biri kaşınıyor." dedim şarkı söylermiş gibi.

"Ah, hayır. Bugün değil." ellerini ceblerine koydu. Etrafta sadece yaprak seslerinin çıkardığı hışırtılar vardı. Bu biraz rahatsız edici bir sessizlikti.

"Neden burada olduğumu sormayavak mısın?" diye sordu merakla bana bakarak.

"Ah, hayır. Bugün değil." dedim onu taklit ederek. Bunun üzerine gülmeye başladık.

"Biraz dolaşırız diye düşünmüştüm. Gelsene."

"Sabahın 8 buçuğunda dışarıda dolaşmak sanırım bana göre değil." dediğimde dudak büktü.

"Yani bana zorla gizli silahımı çıkartacaksın, öyle mi?"

"Bu gizli silahının ne olduğunu öğrenmeme bağlı." omuz silktim ve gülümsedim. Cebinden bir 'twix' çıkardığında ona hayır niteliğinde bir ses çıkardım.

"O zaman," diğer cebindende bir 'm&ms' paketi çıkardı. "bu?"

"Agh! Orada bekle, hemen geliyorum." hızla camı kapadım ve perdeleri çektim. Bu çocuk işini iyi biliyor.

❁ ❁ ❁ ❁ ❁ ❁

Dışarı çıktığımda Luke telefonda konuşuyordu. Yavaş adımlarla ona ilerledim ve kimle konuştuğunu merak etmeye başladım. Birkaç saniye öylece ayakta dikildik ve sonunda Luke telefonu kapadığında yüzünde üzgün bir ifade vardı.

"Her şey yolunda mı?" elindeki m&ms paketini aldım ve bir çırpıda paketi açıp yemeye başladım.

"Üzgünüm, ama bizimkiler beni çağırıyor. Skylar'ın babasıyla görüşmeye gideceğiz."

"Ciddi misin?" gideceğine üzüldüğümü anlamasın diye zayıfça gülümsedim. "Luke, buna sevinmelisin. Hayallerine yavaş yavaş yaklaşıyorsun." arkadaşça koluna vurdum.

"Hayalimin bu olduğunu nerden biliyorsun?"

"Müzik senin hayatın değil mi?" diye sordum şaşkınca.

"Evet, öyle ama... asıl hayalim bu değil." dediğinde yanaklarım hafifçe pembe bir tona büründü. Bunu hissedebiliyordum.

"Gitmelisin. Onları bekletmek istemezsin." konuyu değiştirmeye çırpınıyordum. Luke bakışlarını yere indirdi ve derin bir nefes aldı.

Summer RainHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin