1. Bölüm

631 55 61
                                    

Söylediği onca kelimeyi dinlemiyorken, rastgele kafamı sallıyordum. O ise umursamayarak gün içinde anlattığı olayı tekrar tekrar anlatmaya devam ediyordu.

"Taehyung, nasıl güzel laf soktuğunu ve çocuğun fena şekilde morardığını gerçekten anladım."

En sonunda bıkkınlıkla söylenmeme yüzünü buruşturup benim için aldığı ikinci paket sütü önüme itmişti. Onu içebileceğimi sanmıyordum, midem dolmuştu.

"Suratını asma, üzgünüm."

Kollarını önünde bağlayıp, ben hariç her yere bakarken mızmızlanarak söylendim. Amacım onu üzmek değildi, ama aynı hikayeyi birden çok kez dinleyince heyecanı kaçıyordu.

"Bir gün boyunca kölem olursan seninle barışırım."

Hevesle sorduğu soruya gülümsedim. Bunun olabilme ihtimalini düşünüyor muydu cidden? Onun kölesi olursam ertesi güne sağ çıkabileceğimi sanmıyordum.

"En iyisi küs kalalım."

Ağzını araladığı sırada gelen gürültüyle kafamızı oraya çevirdik. Bir kız tepsisini yere düşürmüş, gözünden çıkan kalplerle kapıya bakıyordu. Kimin geldiğini tahmin etmek zor değildi.

Jeon Jungkook ve Min Yoongi

Yakışıklı, karizmatik ve ... seksi ikili.

İnsanlarla iletişimi oldukça az olan havalı yakın arkadaşlar.

Kimse onlara bulaşmaya cesaret edemezdi. Ayrılmaz ve güçlüydüler. Bazıları onları asosyal olarak tanımlasa da çoğu kişiye göre 'havalı'ydılar. Bana göre ise... Karışıktı. Pekala, aşırı yakışıklı olduklarını kabul etmek zorundaydım ve de seksi.

İkiliden sadece Yoongi ile birkaç kez konuşmuştum. Jungkook'un ise sesini bile hatırlamıyordum. Aynı sınıfta olmamıza rağmen! Tamam, abartıyor olabilirdim fakat en az seviyede, gerekmedikçe konuşmuyordu. Yoongi, Jungkook'a göre daha çok konuşsa da Jungkook'u sadece Yoongi ile konuşurken görüyordum. Sadece onunla takılıyordu. Belki de insanlarla gereksiz sohbetler içerisinde olmayı sevmiyordu. Ya da havalı olmaya çalışan ergenin tekiydi.

"Tanrım, tam bir ergen! Kızlar ona nasıl bu kadar hayran olabiliyor? Burnu havada, soğuk, egolu herifin teki."

"Dostum, biraz sakin olmaya ne dersin?"

Omuzlarımı silkerek geriye yaslandığımda masamızın önünden geçen ikiliyi süzüyordum. Düz bir ifade ile onlara bakarken Jeon Jungkook'la göz göze geldim. Keskin kehribar rengi gözleri, benim kahvelerime değdiğinde içimde garip bir heyecan oluşmuştu. Ayrıca lens bile olsa bu göz rengi onun için yaratılmış gibiydi.

"Hey, gitti artık. Arkasından bakmayı bırak."

Gözümün önünde sallanan el ile kendime gelirken boş süt kutusunu Taehyung'a fırlattım.

"Bakmıyordum."

"Külahıma anlat," diye fısıldadığını duysam da uzatmadan başka şeylerle ilgilenmeye başladım. Kabul ediyorum, arkasından bakıyordum.

Aslında bakarsanız Jeon Jungkook hakkındaki düşüncelerim sürekli değişliklik gösteriyordu.

"Selam millet, geziye katılıyor musunuz?"

Masamıza oturan Namjoon hyunga gülümseyerek selam verdim. Gezi olduğundan haberim bile yoktu. Taehyung'un da öyle olmalıydı, çünkü şu an boş boş suratıma bakıyordu.

"Ne gezisi hyung?"

"Öncelikle bir müzeye gidecek daha sonra ise 2 gece kamp yapacağız. Mükemmel değil mi?"

Taehyung sevinçle el çırparken kararsızca ona baktım. Sıkıcı görünüyordu, ancak o isterse gidebilirdim.

"Gidelim." Sızlanarak yerinde zıplamasına göz devirip kolunu tuttum. Bazen küçük bir çocuktan farkı olmuyordu.

"Tamam, tamam. Yerine otur."

Dediğimi yapıp oturduğunda derse girmemizi söyleyen zili duymuştuk. Aynı anda yeniden kalkarken Namjoon hyung yanımızdan ayrılmıştı. Bizden büyüktü. Çok yakın değildik ama uzak da sayılmazdık.

"Müzeye giderken Gucci takımlarımı giymeli miyim?"

"Tabi ki hayır!"

Taehyung gözlerini devirdiğinde haklı olduğumu bilerek sustu. Gucci takımı sıradan bir müze gezisi için abartı kaçardı. Fakat yine de Gucci bir şeyler giyeceğini biliyordum.

"Gucci ve beni kıskanıyorsun."

"Kesinlikle." Onunla alay ediyordum. Bunun farkındaydı. Gözlerini şaşı yaparak beni taklit etmesine gülerek sınıf kapısından içeri ittim onu.

"Hey, Jeon! Geziye geliyorsun, değil mi?"

Minho denilen çocuk sınıfın bir ucundan diğerine bağırarak sormuştu. Jungkook ise sadece kafasını iki yana sallamakla yetinmişti. Bu 'gelmiyorum' demekti.

Sanırım... üzülmüştüm.

"Belki de gelirim."

Kararını değiştirmesiyle kafamı kaldırıp ona baktığımda yeniden göz göze gelmiştik. Anında yanımdaki Taehyung'a dönüp farklı bir konu açmıştım.

"Çok eğleneceğiz."

Gezide ne kadar eğleneceğimizden bahsediyordu. Umarım gerçekten eğlenebilirdik.

____________

Ayy çok heyecanlıyım. İlk kez vampir temalı yazıyorum. 2021 yılında birkaç bölüm yazıp taslağa kaydettiğim bir fic. Umarım batırmam. Keyifli okunmalarrr 🥺❤️

~Maria

My Blood is Yours // KookMinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin