11. Bölüm

198 34 8
                                    

Alarm sesi ile zar zor açtı gözlerini. Biraz durup kendisine gelmeyi beklerken dün gece yaşananlar bir bir doluştu aklına. Aniden dikeldi yattığı yerden. Odanın her bir köşesinde gezdirdi gözlerini. Jungkook yoktu. Aşağıda olup olmadığını kontrol etmek için hızlıca salona indi. Mutfağa baktı. Banyoya, balkona. Ailesinin odasına bile baktı ancak yoktu. Ayrıca evde bir dağınıklık da yoktu.

"Sanırım rüya gördüm."

Üzüntü ile dudaklarını büzdü. Tekrar odasına çıkıp okul kıyafetlerini giymeye başladı. Morali bozulmuştu.

"Nasıl rüya olabilir? Her şey çok güzeldi."

Sızlanarak tüm hazırlığını yaptı ve ağzına birkaç bir şey atıp çıktı evden. Keyfi hiç yoktu. Tüm o yaşananların rüya olmuş olması canını sıkmıştı. Oysa aldığı mest edici kokuyu hala hatırlıyordu.

Okul kapısından girerek bahçede göz gezdirdi. Taehyung'u ileride Soo He ile konuşurken görerek yanlarına adımladı.

"Günaydın Jimin. "

Genç kız heyecanla konuştuğunda Jimin ona gülümsedi. Kendisinden hoşlandığını biliyordu. Hem de 1 yıldır.

"Günaydın Soo He."

"Yüzünün hali ne böyle? Keyifsiz görünüyorsun."

"Kötü bir rüya gördüm. Önemli bir şey değil."

Biraz daha konuşup sınıfa gitmek adına yol adılar. "Günaydın millet!"

Taehyung'a herkes karşılık verirken Jimin sırasına yerleşti. Dün olanlardan bahsetmeyi düşünmüyordu. Kendisi bile olup olmadığını bilmiyordu ki.

Sınıfa giren Jungkook ile gözleri onu buldu. Uzun bir süre çekemedi gözlerini üzerinden. Ta ki Jungkook ile göz göze gelene kadar. Utanarak hızlıca önüne döndü.

Aptal Jimin. Ne diye bakıyorsun ki öyle?

Hoşlandığın için.

"Yok öyle bir şey!"

Hemen yan tarafında olan Taehyung ona tuhaf tuhaf bakarken sinirle soluyarak kitabını açtı. Az önce iç sesi ile mi kavga etmişti o. İyice kafayı yediğini düşünmeden edemedi.

"Sen iyi misin?"

"Evet, neden sordun?"

"Bu sıralar sürekli kendi kendine konuşuyorsun. Korkutuyorsun beni."

Gözlerini devirerek önüne döndü. "Delirdim Taehyung."

"Bu arada dün gece o saatte neden aradın? Telefonumun sesi kısıktı duymamışım."

Kapatmış olduğu gözlerini açarak kaşlarını çattı. Eğer onu aradıysa bu dün gecenin rüya olmadığını gösteriyordu. Panikle telefonu eline aldı ve son aramalara girdi. İşte Jeon Jungkook'da oradaydı. O halde sabah neden yoktu?

"Soruma cevap verecek misin? Deli gibi gülümsüyorsun."

"Dün gece annemler gelmedi. Bize gelir misin diyecektim."

"Üzgünüm," diyerek sarıldı arkadaşına. "Uyuyordum, duymadım."

"Sorun değil o saatte aramam benim hatamdı."

Gelen öğretmen ile herkes derse dönmüştü. Jimin, Taehyung'a gerçeği söyleyemeyecekti. Jungkook'u açıklayamazdı. Saklaması en iyisiydi. Üstelik Taehyung'un yakıştırmalarını dinlemek de istemiyordu.

෴෴෴

"Jungkook!" Diyerek giden çocuğa seslenip kendisine bakmasını sağladı. Tüm gün bunu beklemişti. Onunla konuşacaktı. "Biraz konuşabilir miyiz?"

"Ne hakkında?"

"Dün gece." Diyerek sıkıntıyla nefes verdi. "Dün gece hakkında konuşmak istiyorum."

Jungkook'un sırıtmasına anlamsızca bakarken kaşlarını çatmıştı. Niye güldüğünü anlamamıştı.

"Ne olmuş dün gece?"

'Gece' kelimesini bastırarak söylemesine karşılık Jimin utandı. Niye sırıttığını şimdi anlıyordu.

"Neden gittin?"

Gitmesini istememişti. Sabah onu göremeyince çok üzülmüştü. En azından birlikte kahvaltı yapabilirlerdi.

"Kalmam için bir sebep göremedim."

Hayal kırıklığı ile adımlarını durdurup kehribar rengi gözlere baktı. Onun aksine hiçbir duygu barındırmıyor gibiydi. İçinde tuhaf bir his belirmişti. Jimin'in karnını ağrıtıyordu.

"Üzgünüm." Niye üzgün olduğunu bilmiyordu. "O saatte seni rahatsız ettim. Bir daha olmayacak emin olabilirsin."

Hızlıca konuşup aynı şekilde yürüdü. Jungkook'un bir şey demesine izin vermemişti. Yanından uzaklaşınca adımlarını yavaşlattı ve dolan gözlerini sildi. Neden böyle hissediyordu?

"Neden ağlıyorum ki? Ne bekliyordum sanki."

Kırılmıştı işte. Duygusuzca öyle demesi Jimin'i kırmıştı.

"Üzgünüm Jimin." Hızlı adımlarla yanından uzaklaşan çocuğun arkasından baktı. "Böyle olmak zorunda."

Onu üzdüğünün farkındaydı. Dolan gözlerini görmüştü. Bunu yaptığı için elbette mutlu değildi ancak yapmalıydı.

"Doğru olanı yaptın Jungkook."

Yoongi'ye ters bir bakış attı. "Bizi mi dinledin?"

"Kulak misafiri oldum diyelim."

Gözlerini devirip yoluna devam etti. Yoongi de onu takip ediyordu. Dün gece Jimin uyuduktan sonra bir süre onu seyretti. Sonrasında çuvala koyulmuş birkaç eşyayı yerine koydu. Kırılan vazo parçalarını Jimin'e zarar vermemesi adına temizledi. Tekrar odasına çıktı ve biraz daha izledi onu. Bu sefer daha yakından. Yere diz çöktü. Parmak uçları istemsizce teninde ve saçlarında gezindi. Yumuşacıktı her ikisi de.

Ne yaptığının farkına varıp gözlerini kapattı. Birkaç saniye sonra açtı. Bunu yapmamalıydı. Ona en büyük sırrını, vampir olduğunu söylemişti ancak bu kadar yakın olmamalıydı. Sarışının kendisine olan hislerini biliyordu. Bu kötülüğü ona yapmamalıydı.

Hava aydınlanmaya başladığında gencin üzerini iyice örtüp çıktı oradan. Yol boyunca aklında uyurkenki güzel görüntüsü ve kendisine sarılan sıkı kollar vardı. Kısa sürede eve varıp duşa girdiğinde bile aklındaydı. Ayrıca Jimin henüz bunu bilmese de evleri çok yakındı.

____________

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum bebekler 🥺❤️

~Maria

My Blood is Yours // KookMinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin