Yaklaşık iki dakikadır yaptığım gibi yine kahkaha attım. Boş ormanda sesim yankılanıyordu. Ama buna gülmeyip ne yapacaktım? Benimle dalga geçiyordu resmen, inandırıcılığı düşük seviyede de olsa, güzeldi. Bir de ciddi söylemesi beni daha da güldürüyordu.
"Gülmen sinir bozucu."
"Çıkma teklifi edeceğini düşünmem bile daha gerçekçiydi."
Gülmeyi kesmeye çalışarak yerden kalktım ve sırıtan suratımla gözlerine baktım. Amacı neydi, bilmiyorum ancak beni gerçekten çok güldürmüştü. Bunun için ona teşekkür etmeliydim.
"İnanmıyorsun, değil mi?"
Bir de soruyor muydu? Tabi ki inanmıyordum! Kim karşısına geçip 'ben vampirim,' diyen kişiye inanır ki. Taehyung belki inanırdı.
"İnanmıyorum tabi ama güzel şakaydı."
Ben sessizce kıkırdamaya devam ederken o dümdüz bir suratla bana bakıyordu. Mimiği bile oynamazken özür dileyen bakışlarımı ona yolladım. Gülmek istemiyordum fakat vampir olduğunu söylerken ki ciddi ifadesi gözümün önüne geliyordu.
"Sana kanıtlamama izin ver."
"Sahne senin," diyerek elimle gelişi güzel bir yeri gösterdim ve kenara çekildim. Ne yapacağını merakla izliyordum.
"İzle ve gör."
Önümde duran Jungkook'un yerini aniden titreşen bulanıklıkları aldığında korkuyla geriye adımladım. Nereye kaybolmuştu böyle. Aynı hızda tekrar önümde belirdiğinde yüzümün ne halde olduğunu tahmin bile edemiyordum. Bu hız insan üstüydü.
"Şimdi inanıyor musun? İstersen başka şeyler de yapabilirim." Gözleri sarıdan kırmızıya dönüştüğünde kalbimin atış hızı normalinden kat ve kat daha fazlaydı. Doğru söylüyordu.
"Siktir," demiştim şaşkınlığımı dile getirecek başka kelime bulamazken. "Sen vampirsin." Sonrasında gözlerim kararmıştı ve tek hatırladığım onun kolları arasında olduğumdu.
෴෴෴
"Hey, uyan artık."
Sarsılan bedenim gözlerimi yavaşça açmamı sağlarken dönen başımı tuttum. Bana ne olduğunu düşünürken heyecanla yerimden doğruldum.
"Jungkook, rüyamda seni gördüm ve sen vampirdin."
Gözlerimi kocaman açarak ona bakıyordum ancak onun bakışları oldukça düzdü. Rüya sandığım şeyin aslında gerçek olduğunu anlamam çok vaktimi almamıştı.
"Vampirsin, değil mi?"
Tereddütle sorduğum soruya kafasını salladı. Yeniden bayılmamak için zor tutuyordum kendimi. Bu nasıl mümkün olabilirdi? Vampirler gerçekten var mıydı? En önemlisi tüm vampirler Jungkook gibi yakışıklı mıydı? Pardon, önemli olan bu değildi. Kafa karışıklığı ile ona döndüğümde sırıttığını gördüm. Sanırım ondan biraz korkuyordum...çok az.
"Benden korkuyor musun?"
Bana zarar verecek olsa çoktan yapardı, değil mi?
"Korkmak demeyelim de, gerginim."
Yalan, bal gibi de korkuyordum.
"Bana yalan söyleme."
"Hayatımda ilk kez bir vampir görüyorum ve şu an onunla ıssız bir ormanda yüz yüzeyim. Bırak da biraz korkayım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Blood is Yours // KookMin
FanfictionKehribar rengindeki gözlerine bakarken gülümsedim. Belimdeki elini sıklaştırıp gülümseyerek karşılık verdi bana. Şimdi söylemenin sırasıydı sanırım. "Kanım senindir, Jungkook."