"Günaydın Jimin ve Jungkook."
Gülümseyerek sınıfa giren Taehyung Jimin'in sırasında oturan gençlere selam verdi. Ama sonra fark ettiği gerçeklikle gözleri kocama oldu.
"Jungkook mu?"
Kendi kendine sorgulayarak ona doğru yürüdü. Şaşkın bakışları komik görünürken kendi aralarında gülüştü çift.
"Merhaba Taehyung."
"Neredeydin bunca zaman? Ayrıca neden bu kadar yakınsınız?"
Omuzlarına birbirine değen çifti göstermişti. Jimin biraz geri kaydı. Farkında değildi bu kadar yakın olduklarının. Okuldakiler bilsin istemiyordu. Hareketlerine dikkat etmelilerdi.
İkisinin de bir cevap vermediğini gören Taehyung kaşlarını çattı. "Hadi ama benden sürekli bir şeyler saklıyorsunuz. Küseceğim gerçekten."
Jimin ona elbette söyleyecekti. Ondan bunu saklamayacaktı. En yakın arkadaşıydı Taehyung onun.
"Sessiz ol. Senden bir şey saklamıyoruz sadece fırsat olmadı."
"Ne? Ne için fırsat olmadı? Çabuk olsana meraktan öleceğim!"
"Biz sevgiliyiz." Jimin'den önce Jungkook söylemişti. Gülümseyerek Jungkook'a baktı. Bunu ondan duymak o kadar güzel hissettirmişti ki.
Taehyung gözlerini devirdi. Zaten beklediği bir şeydi. Jimin'in ondan deli gibi hoşlandığını biliyordu.
"O gece neler yaşandı o kadar merak ediyorum ki."
Kendi kendine söylenmesine Jimin güldü. Kamp yaptıkları geceden bahsediyordu. O sırada sınıfa Yoongi girmişti. Taehyung onu görür görmez ellerini masaya, çenesini de ellerine yasladı. Hayran bakışları görmezden gelinemeyecek kadar derindi. Yoongi ona gülümseyip göz kırptı. Tatlı olduğunu düşünüyordu.
"Selam millet."
Selam, minik kedim.
Yoongi, Taehyung'un aklından geçeni duyduğunda kendini tutamayıp gülümsedi. Gerçekten tatlı buluyordu onu.
"Otursana."
Yoongi Taehyung'un yanına geçip oturduğunda, Taehyung ona bakmadan duramıyordu.
"Akşam bir şeyler yapalım mı?"
"Olur, ne yapalım?"
Bu fikir Yoongi'den çıkmıştı. Jimin kabul ederken Jungkook baş başa olmak istediği için dudaklarını büzdü. Taehyung ise farklı bir alemdeydi.
Sen, ben ve yatak. Müthiş bir randevu.
Yoongi aklındakini duyduktan sonra Taehyung'a döndü. Göz teması Taehyung'a elektrik çarpmış gibi hissettirmişti.
"Senin aklında bir şeyler var mı?"
Neler var bir bilsen.
Biliyorum Taehyung.
Taehyung panikle yerinden sıçrarken etrafına bakındı. Az önce ne olduğuna anlam veremedi. Sanki birisi zihninde onunla konuşmuştu.
Yoongi gülümseyerek izliyordu onu. Böyle şaşkın ördeğe dönmesi hoşuna gitmişti. Ayağa kalktı. Birazdan zil çalacak ve ders başlayacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Blood is Yours // KookMin
FanfictionKehribar rengindeki gözlerine bakarken gülümsedim. Belimdeki elini sıklaştırıp gülümseyerek karşılık verdi bana. Şimdi söylemenin sırasıydı sanırım. "Kanım senindir, Jungkook."