Geri kalan kısmı biraz özet hâlde anlatacak olur isek Hz. Âdem Cennet’te yaşar iken ona bir yoldaş ve zevce olaraktan kaburga kemiğinden yaratılan Hz. Havva meydana geldi ve beraber Cennet’e koyuldular. Buna delil olarak “Ey Âdem! Sen ve eşin cennette kalın. Dilediğiniz yerden yiyin. Fakat şu ağaca yaklaşmayın. Yoksa zalimlerden olursunuz.”(A’RÂF/19) ayet-i kerimesi gösterilebilir. O ağaç ve yasak meyve ise insanoğlunun imtihan edilişinin bir sembolü olarak tarih boyunca bahsedilecektir. Bu anlatılanlar Hz. Âdem’in Cennet’ten çıkarılmasının ilahi kanıtlarıdır.
“İblis (ona lânetler olsun), Hazret-i Âdem (a.s.) sebebiyle melûn olunca Allah’ın rahmetinden ümidini kesti. Hak Teâlâ ondan yüzünü çevirdi. Cennet hazinedârlığından koğuldu. Bu yer mülkünü ondan aldı, Âdem'e (a.s.) verdi. Cennet hazinedârlığını Rıdvan’a sundu. İblis Cennet'e girmek için dört yanı dolaşırdı. Fakat giremezdi. Çünkü yeni Cennet muhafızı Rıdvan onu girmekten alıkordu. Yılan o zamanlar Cennet kapıcılarındandı. İblis ile onun arasında tamam dostluk vardı. ALLAH-u Teâlâ, İblis'e lânet edince, bütün melekler, Cennet'in kapıcıları ondan yüz çevirmişlerdi: Ama yılan uzaklaşmamıştı. Yine önceki gibi onunla dost kalmıştı. İblis her zaman Cennet kapısına gelir, yılanla konuşur, sohbet eder, Âdem'in (a.s.) durumundan sorardı:
"O, yasaklandığı ağaçtan yedi mi?" derdi. Yılan da:
"Henüz yemedi!" diye cevap verirdi.
Rivayet edilmiştir ki, İblis yılanı aldatmıştı. Ona: "Bana yol ver, Cennet’e gireyim. Âdem’in yanına varayım!" dedi. Yılan
"Melekler seni görürlerse hâl nice olur?" diye sordu. İblis:
"Ağzını aç, içine gireyim. O Meleklerin yanından, görünmeden geçeyim!" dedi. (Yine rivayet edilmiştir ki, yılan çok güzel tüylüydü ve dört ayağı vardı .) İblis'i ağzına aldı. Cennet'e girdi. Öyle ki meleklerden hiçbiri İblis'i görmedi. Ve o tâ Adem'in (a.s.) yanına kadar geldi. Âdem'le Havva yan yana duruyorlardı. Hâllerini sordu. Âdem (a.s.), Allah'a şükretti, tesbihte bulundu.”(Tarih-i Taberi, cilt 1, sayfa 93)Görüldüğü gibi İblis yine yapacağını yaptı. Kendisine yasak olan Cennet’e girmek için her yolu denedi. Güzel tüylü ve gösterişli yılana sokuldu, ikna etti ve başkalarının gözlerini alan o ihtişamlı tüylerini sergileyen yılanın ağzında Cennet’e girecek bir yol buldu. Yine kendisi süs ve gösteriş ile etkileyip de sinsi planını sergilemeyi başardı. Yılan ise belki o sebepledir ki rivayetlerde anlatıldığı an çok hoş ve sıcakkanlı gelse de şimdi bize ve çoğumuza yanına yaklaşılmaz ürkütücü gelmesinin bir sebebi de bu sayılabilir. Kaldığımız yerden de devam edecek olur isek;
“(Sonra) Bu nehyi ilâhiyi müteakip (şeytan, ikisini de) Hazreti Âdem’e(a.s) de, Havva'ya da (onların kendilerinden örtülmüş olan çirkin yerlerini) avret mahallerini (onlara açıvermesi için) bu mahallerin inkişafile onları mahcup bir durumda bulundurması maksadıyla onlara (vesvese vermeğe başladı.) onların kalplerini o ağacın meyvesinden yemeğe imale edecek surette onlara ilkaatta bulundu veya onlara bir suretle yaklaşarak kendilerine gizlice lâkırdılar sarf etti. (Ve) Dedi ki: (Rabbiniz sizi bu ağaçtan) Bunun meyvesini yemekten (nehy etmedi, ancak) ikiniz de(iki melek olacağız veya ebedî) Cennet’te (kalacaklardan bulunacağınız için nehy etti dedi.) yani: Bundan yediğiniz takdirde ikinizin de melek olacağınız veya ikiniz de ölmeyip Cennet’te ebedî kalacaksınızdır. Cenab-ı Hak ise sizin böyle melek olmanızı Cennet’te ebedî kalmanızı istemediği için sizi o ağaca yaklaşmaktan men eyledi. (Ve) Şeytan, Hazreti Âdem ile Havva hakkında dost göründü, vesvesesinin bir güzel niyyete mukarin olduğunu göstermek için (onlara yemin etti ki: Ben muhakkak sizin için elbette hayırhah olanlardanım.) sizin öyle ebedî bir nimete nail olmanızı istediğim içindir ki, size o ağacın meyvesinden yemeyi tavsiye ediyorum, diyerek hıyanetini, suikastını gizlemeğe çalıştı.”(Ömer Nasuhi Bilmen/Kur’an-ı Kerim’in Türkçe Mealisi ve Tefsiri, cilt 2, sayfa 1002, A’raf/20-21 ayet-i kerimelerin tefsiri)
İblis yüksek ilmi ve insanoğlunun saflığını kullanarak ve içinde fıtraten bulunan bekâ’lık isteği inkişaf edince yalan dolu ve yeminle aldatmalı bu sözlere inanıldı.
(İblis,) “Bu sûretle onları kandırarak yasağa sürükledi. (Hz. Âdem ve Hz. Havva) Ağaçtan tattıklarında, (Cennet elbiseleri kayboldu,) kendilerine avret yerleri göründü. (Durumlarına hâyâ edip de utandılar,) Derhal üzerlerini Cennet yapraklarıyla örtmeye başladılar. Rab’leri onlara, “Ben size bu ağacı yasaklamadım mı? Şeytan size apaçık bir düşmandır, demedim mi?” diye seslendi.”(A’RÂF/22)Bulundukları durum ve Rabb’lerinin suali onları çok mahçup duruma düşürdü. Pişmanlık hissetmişlerdi, ama ortada gerçekleşmiş bir durum vardı.
“Dediler ki: “Rabbimiz! Biz kendimize zulüm ettik. Eğer bizi bağışlamaz ve bize acımazsan mutlaka ziyan edenlerden oluruz.”(A’RÂF/23)Bir yakarış ve pişmanlık vardı ortada, İblis hain planını sergilemiş ve insanoğlunu zor ve müşkül bir duruma düşürmüş, işlettirdiği günahtan sonra hemen uzaklaşmıştı oradan. Lâkin uzaklardan bir yerden elbette ki neticeyi bekliyordu.
“Allah, dedi ki: “Birbirinizin düşmanı olarak inin (oradan). Size yeryüzünde bir zamana kadar yerleşme ve yararlanma vardır.” Allah, dedi ki: “Orada yaşayacaksınız, orada öleceksiniz ve oradan (mahşere) çıkarılacaksınız.”(A’RÂF/24-25)Bunu okuyanlar “Birbirinizin düşmanı” hitabını görerek hemen galeyana gelmesinler. Diyanet’in mealinde dipnot olarak; “Burada sözü edilen Hz. Adem (a.s) ile Hz. Havva arasında değil, onların soyundan gelecek insanlar arasında meydana çıkacak düşmanlık ve hasımlıklardır. Ayetten, dostluk ve kardeşlik ilişkileri gibi, düşmanlık ve sürtüşmelerin de yeryüzü hayatı için bir imtihan olarak takdir edildiği anlaşılıyor. Hür iradesini Allah’ın gösterdiği yönde kullanan; nefsine değil, vahye ve vicdanlarına kulak verenler, zulüm ve haksızlıktan, düşmanlık ve sürtüşmeden kaçınanlar bu imtihanı kazanmış olacaktır.”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Deist Arkadaşa Tebliğ Mektubu
EspiritualKYK'da kaldığım ve üniversiteye yeni başladığım zamanlarda odamdaki bir arkadaşın deist olmasını öğrendikten aylar sonra yazılmış GERÇEK BİR MEKTUPTUR 😊