Peygamberler Neden Hep Arap Yarımadası'nda?

6 1 0
                                    

Sual: Peygamberlerin hep Arap Yarımadası’nda var olması, dünyanın diğer uçlarına vazifelendirilme olmamasının nasıl bir mânâsı olabilir? Arabistan ve Afrika peygamberler ile dolup taşarken ve neredeyse her kavme bir bildirici olarak peygamber gönderilmiş iken Amerika yahut Avustralya, Grönland’ta bir peygamber bulunmamasının nasıl bir açıklaması olabilir? Bu bir adalet midir?

El-Cevap: Kardeşim bu adalettir. “Adil olmak” da ihtiyaca göre gereksinimi karşılamak demektir. Bir adamın iki evladı olup da biri 5 yaşında diğeri de 20 yaşında olur ise, küçüğe 5 lira verildi diye büyük olana da 5 lira verilmez yahut da büyük olana 50 lira verildi diye de küçük olana 50 lira verilmez. Belki büyüğe 50, küçüğe de 5 lira vermek daha doğru ve adil olur. Çünkü herkese ihtiyacı kadar verilir, adillik budur ve adalet kavramını iyi bilmek lüzum gerektirir.

Demin verdiğim misal çerçevesinde de İnsanoğlu Arap Yarımadası’na ilk ayak bastığı ve oraya yerleşmiş, çoğalmış ve zamanla yavaştan yayıldığı için kendisine gönderilecek peygamberlerin de oradan olması pek muhtemel ve adil bir şeydir.

Düşünülmeli ki insanlık daha en fazla Kuzey Afrika’da iken gidip de kutuplara peygamber gönderilmez. Gönderilmiş olunsa ise hiçbir tebliğ edecek bir kavim olmadığı için hikmetsizlik olur.
Hem tarih şeridine bakınca İnsanoğlu yeni yerler keşfetmeye çok çekingen davrandılar. Amerika gibi bir kıta keşfedileli daha pek bir süre geçmemiştir, üzerinde yaşayan milletler dâhi yenidir, çoğu başka milletlerden yaklaşık en fazla dört-beş asır önce göçmüş kimselerdir. Yerlileri olan kızıl derililer de bir teori olarak da dersem yedinci asırda kavimler göçü ile Asya’nın Amerika kıtasına en yakın olan kısımdan Alaska’ya geçmiş olabilirler. Arada ne kadar okyanus da olsa mesafe olarak yaklaşık olarak 4 kilometredir. Ufak bir salla geçip de orada yaşamlarını sürdürmüş olabilirler. Yahut da başka bir kaynaktan duyduğuma göre kış mevsiminde okyanusun o yakası buz tutarak iki kıta kavuşmuş olabilir. Böyle dâhi düşünsek son peygamber çoktan gelmiştir ve yine Amerika kıtasına bir peygamber gelemeyeceği delil ile ispatlanmış oluyor; en iyisini ALLAH-u Teâlâ bilir.

Ayrıca bu soru vesile ile ayet karşıtları kimselerin Kur'an'a hakaret ettiği bir ayet-i kerimeye değinmek arzu ediyorum; Kur'an Hz. Zülkarneyn'den(a.s) bahsederken "Nihayet güneşin battığı yere varınca, onu kara bir balçıkta batar (gibi) buldu. Orada bir kavme rastladı."(KEHF/86) buyruluyor. Bunu tabii tefsir açmadıkları için anlamakta zorluk çekip akıllarına teşbihsiz sokmaya zorlamaları neticesinde akla muhal fikirler çıksa da Diyanet'in Kur'an Yolu Tefsiri "“Kara bir balçık” diye tercüme ettiğimiz aynin hamietin tamla­ma­sı farklı iki okunuşa göre “siyah balçıklı göze, sıcak göze” anlamlarına gelir. Her iki kıraat da güneşin batışı esnasında okyanusta ve başka bazı denizlerde meydana gelen manzarayı tasvir eder." diye açıklar.

O zamanlarda insanların bulunduğu yerleşkelere de bakacak olursak bu Afrika'nın Akdeniz'e bakan Kuzey Batısı yahut direkt Atlas Okyanus'una bakan Batısına yahut da uzak bir ihtimal olarak Avrupa kıtasının Batısı olabilir. Yani ayetten anlaşılacağı üzere aslında insanlığın vardığı sınıra kadar peygamberler de gönderilmiştir.

Deist Arkadaşa Tebliğ MektubuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin