Chapter 2;《Disappointments》

2.1K 268 530
                                    

1487 kelimelik bir bölümle karşınızdayım canlarımm!

Bölümün güzel olduğunu düşünüyorum. Umarım siz de beğenirsiniz 💜


Tam yataktan kalkacakken odaya giren kızlarla beraber tekrardan uyuyormuş gibi yapmaya başladım. Acaba akıllarından ne geçiyordu? Sessizce fısıldaşmalarını dinledim.

"Eun Mi, eğer su dökerek uyandırırsak annemin kulağına kaçabilir, olmaz."

"Ama Mi Yeon, eğer üstüne atlayarak uyandırırsak da annemin canı yanabilir, o da olmaz." onları mıncırmamak için gerçekten zor duruyordum şuan.

Sonra birden vücudumda gezinen eller ile gülmeye başladım. Bana zarar vermemek için beni gıdıklamayı seçmişlerdi. Gerçekten de çok masumlardı. 3 yaşında olsalar bile kalpleri çok büyüktü.

O sırada yanımıza Jungkook geldi. "Bensiz gıdıklamaca, hm?" sonrasında kızlara kaş göz yaparak beni gösterdi ve göz kırptı. "Kızlar, üç deyince. Biirr.."

"İkii..."

"Üç!" ve ardından gözlerimden yaş gelene kadar beni gıdıklamaya başladılar. Daha sonra yorulmuş olacaklar ki hepsi durmuştu. Jungkook, dağılmış saçlarını elleriyle düzeltirken konuştu. "Hadi bakalım, herkes kahvaltıya!"

🔹🔹🔹🔹🔹

"Eun Mi, bebeğim o toka çok fazla olmadı mı?"

"Ama anne, böyle daha güzel değil mi? Hem belki babam bizi böyle güzel görürse eve geri döner.." derin bir iç çekerek kızıma baktım. "Peki, madem öyle diyorsun, tak bakalım." Eun Mi'yi hazırladıktan sonra Mi Yeon'un saçını yapmak için arkamı dönmüştüm ki, hala giyinmemiş olduğunu fark ettim. "Bebeğim, sen niye giyinmedin? Jungkook giydirecekti seni." sözlerimin ardından elinde tişörtle buraya gelen Jungkook'a baktım. "Güzelim, hadi beni üzmeden giysene şunu.."

Mi Yeon anında cevap verdi. "Olmaz, annem de giyinsin o zaman." küçük olduklarını biliyordum ama gerçekten işleri zorlaştırıyorlardı. Jungkook ta moralimin bozulduğunu anlamış olacak ki Mi Yeon'un yanına geldi. "Annenin biraz işi var canım. Bi dahakine gelir belki. Hem,eğer bunu giymezsen ağlarım bak..." işini gerçekten iyi bilen bir kardeşim vardı.

Yalancıktan ağlamaya başlayan Jungkook'u gören Mi Yeon, sanırım daha fazla dayanamamıştı. "Oppa, ağlama. Bak ben bekliyorum seni hadi giydir." Jungkook ta bunu fırsat bilerek hemen tişörtü kızıma giydirmişti. "Eveett, şimdi Mi Yeon'un da saçını yapalım. Birazdan babanız sizi almaya gelir.."

🔹🔹🔹🔹🔹

"Anne, babam bu sefer gelecek mi?"

"Umarım gelir. Geçen sefer işi çıkmıştı. Bu sefer çıkmaz, değil mi anne?"

Jungkook'un beni dürtmesiyle kendime gelmiştim. "Noona, tırnaklarını yemeyi bırak. Kızlar babalarının gelip gelmeyeceğini soruyor. Gelir belki, değil mi?" Başımı sallayarak onayladım.

"Üzülmeyin aşklarım. Eğer bugün gelmezse yarın gelir, hem ben onu sizin için ikna ederim,merak etmeyin." diyerek ikisine de birer öpücük bahşettim.

"Ee, Taehyung ile nasıl gidiyor, Konuşuyor musunuz?" kardeşimin sorduğu soruyla yüzümde istemsizce bir gülümseme oluştu. "Bildiğin gibi, sadece barda görüşüyoruz." birlikte söylediğimiz şarkılar aklıma gelince yüzümdeki gülümseme genişledi.

"Taehyung bile seni güldürmeyi başarabilmişken o şerefsiz nasıl senin gibi birini kaybeder, anlamıyorum gerçekten." omzuna vurduktan sonra konuştum. "Kızların yanında şöyle laflar etme diye kaç kere söyleyeceğim!" sanırım yumruğum ona etki etmemişti. Çünkü kendisi hala gülmekle meşguldü. E tabii benden üç kat daha iri olunca etki etmezdi.

𝑩𝑳𝑶𝑶𝑴𝑰𝑵𝑮 𝑯𝑶𝑷𝑬𝑺 ❦ 𝑷𝒂𝒓𝒌 𝑱𝒊𝒎𝒊𝒏 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin