Chapter 14;《Hard Truths》

1.1K 164 498
                                    

Veee beklenen bölüme hepiniz hoşgeldiniz! ~🥳🎉🎉😅

Açıklama yapacak kelime bulamıyorum, sadece medyadaki şarkıyla dinlemenizi tavsiye ederek sizi bölüm ile baş başa bırakıyorum 😊😇

Keyifli okumalar 🖤💙

Pişmandım.

Köpekler gibi pişmandım. Bunu daha nasıl bir şekilde anlatabileceğimi bilmiyordum.

Onun gözlerine her baktığımda ne kadar rezil ve aşağılık biri olduğum gerçeği yüzüme vuruluyordu. Onu seviyordum ama yanımda olmasını istemem tamamen bencillikti.

Bugün hayatımda geçirdiğim en güzel gündü. Gerçi onunla geçirdiğim her günün benim için ayrı bir özelliği vardı ama, ben şansımı kaybetmiştim sanırım. Şimdi de çilesini çekiyordum.

Eun Gel'i eve bıraktıktan sonra arabayı istemeye istemeye eve doğru sürdüm. Onunla geçirdiğim vakitler hiç bitmesin istiyordum fakat her güzel şeyin bir sonu vardı. Ona yaşattıklarım aklıma geldikçe kendimi öldürmek istiyordum.

Anahtar yardımıyla kapıyı açtığımda evin içinden gelen tıkırtı sesleriyle sıkıntılı bir nefes verdim. Bu kadının işi gücü yok muydu Tanrı aşkına?!

"Hayatım? Hoşgeldin." Hayır yani bu ne yüzsüzlüktü? Onu yanımda istemediğimi defalarca kez söylememe rağmen hala burada olması, üstüne üstlük bana böyle seslenmesi sadece sinirlerimi bozuyordu.

"Sana son kez söylüyorum Sarah. Bana şu şekilde seslenmeyi bırak. Ayrıca evime de sürekli gelip durma."

Söylediklerimi hiç takmadığını belli edercesine yanıma geldi ve kollarını boynuma doladı. "Hadi ama sevgilim, biraz eğlenmesek mi-" kollarının arasından sertçe kurtuldum ve var gücümle bağırdım. "Bana şöyle seslenme diye kaç kere söylemem gerekiyor!"

Bağırmama karşı korkmuş olacak ki, "Tamam, sakin ol." diyerek geri çekildi. "Eğer sakin olmazsan olacaklardan ben sorumlu olmam."

Eline bir kozum geçmişti ve bunu kullanıp duruyordu. Sıkıntılı bir nefes vererek saçlarımı elimle geriye attım. "Ne istiyorsun, yine ne istiyorsun benden!?" sanki çok masum bir şey isteyecekmiş gibi tırnaklarıyla oynarken konuştu. "Ne istediğimden önce bana vermen gereken bir hesap yok mu sence de?"

Alayla gülerek sordum. "Ah, öyle mi? Pardon da, hangi sıfatla bana hesap soruyorsun sen?" ayağını sinirle yere vurarak bana cevap verdi. "Gün boyu o kadınla vakit geçirdiğini biliyorum Park Jimin! Neredeydiniz?"

Onun sinirlenmesi benim keyfimi yerine getirmişti. "Sevdiğim kadınla ayrılsak bile bugün evlilik yıl dönümümüz olduğu için onu yemeğe götürdüm." şu an sinir küpü olmuştu ve ben aşırı eğleniyordum.

Siniri geçene kadar gözlerini kapattı ve öylece bekledi. Ardından yüzünden şeytani bir gülümseme geçti ve sordu."Sevdiğin kadına o gece yaşananlardan da bahsetseydin bari. Hani onu benimle aldattığın gece."

İşte, beni sürekli o gece yaşananlardan vuruyordu. Çünkü onun yanında kalmam için tek sebep oydu. Bu kozu kullanarak beni ondan ayırmıştı ve istediklerini yaptırmıştı. Açıkçası hala da yaptırmaya devam ediyordu.

O geceye gelirsek, aslında kolay kolay sarhoş olan biri değildim ve nedense o gün bir iki kadehten sonrasını hatırlamıyordum. Tek hatırladığım şey, sabah kalktığımda yanımda Sarah'ın olmasıydı. Ayrıca yarı çıplak vaziyetteydim.

Kendime yedirememiştim. Sevdiğim kadına bunu nasıl yaptığımı düşündükçe kendimden iğrenmiştim. Bu olaydan sonra da Sarah, ikimizi ayırmak için elinden geleni yapmıştı ve açıkçası başarısız olduğu söylenemezdi.

𝑩𝑳𝑶𝑶𝑴𝑰𝑵𝑮 𝑯𝑶𝑷𝑬𝑺 ❦ 𝑷𝒂𝒓𝒌 𝑱𝒊𝒎𝒊𝒏 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin