Chapter 5;《Jealousy》

1.8K 227 394
                                    

Bölümü düzenlemeden atıyorum, umarım beğenirsiniz.

Keyifli okumalar 💜

Sabah uyandığımda kahvaltı bile yapacak vakit bulamadan hazırlanmaya başlamıştım. Sanırsam şuan alarmı kapatıp geri uyumanın cezasını çekiyordum.

Dün gece o not üzerine uzun süre düşündüğüm için gece bir türlü uyuyamamıştım. Gerçekten pişman olup olmadığına emin olamıyordum. Eğer kendi zihnimde de pişman olduğunu kanıtlarsam belki affederdim. Ancak benden ayrılma sebebini bilmeden böyle ani kararlar da vermemem gerekiyordu.

Hemen üzerimi giyindim ve dalgalı kumral saçlarımı serbest bırakarak yeşil gözlerimi öne çıkaracak sade bir makyaj yaptım. Çantamı da aldıktan sonra hemen mutfağa gittim. En azından bir iki şey atıştırmalıydım.

Mutfaktan gelen yemek kokuları beni oradan çıkmamaya zorluyordu fakat işe geç kalacaktım. Ocağın başındaki kardeşime arkadan sarılıp yanağına bir öpücük kondurdum ve masadaki salatalıklardan birini ağzıma attım. "Günaydın."

"Günaydın. Geç kalacaksın, hızlı ol." kafamı onaylar anlamında sallarken hamur kızartmasından da bir tane aldım. Tam çıkıyordum ki arkamdan seslendi. "İstersen orda yemen için bir şeyler hazırlayabilirim?" gülümseyerek kafamı olumsuz anlamda salladım ve ne olur ne olmaz diye sepetteki elmalardan birini yıkayarak çantama attım. "Gerek yok canım. Çıkıyorum ben. Kendinize iyi bakın." diyerek evden çıktım.

Trafik o kadar yoğun olmadığı için gelmem gereken yere yaklaşık 10-15 dakika kadar geç kalmıştım. Geçen haftaki evin son halini görmek için arabamı tanıdık siyah arabanın yanına park ettim. O sırada kapıda bekleyen Jimin ile şaşırmıştım. Ne yani, ben gelmediğim için eve girmemiş miydi?

Bir sağa bir sola giden adımları beni görünce durdu ve hızla yanıma geldi. "Eun Gel, iyi misin?" endişe dolu bakışları beni süzerken başımı elleri arasına aldı ve göğsüne bastırdı. Bu adam ne yapmaya çalışıyordu Tanrı aşkına!?

Dün geceki hatayı bir daha yapmayacağıma emindim. Bu yüzden hızla geri çekildim. Bu hareketime karşılık o da şaşırmıştı fakat sonradan kendini toparladı. "Ben iyiyim, Jimin. Sadece biraz geç kaldım o kadar." benim iyi olduğuma kanaat getirdikten sonra yüzünde bir tebessüm oluştu. "Sen gelmeden eve girmek istemedim. Sonuçta ikimizin de emeği var. Hadi gel." tam elini belime atarak beni yönlendirecekti ki ondan önce davranarak eve doğru ilerledim. Ben onun oyuncağı değildim. Beni istediği zaman bir kenara fırlatıp istediği zaman oynayamazdı.

Yine istifini bozmadan hemen dibimde bitti ve anahtarı bana verdi. Derin bir nefes alıp kapıyı araladım ve gördüğüm manzara karşısında şok olmuştum.

Geçen hafta üzerinde tartıştığımız parke konusunda mutfakta kendi istediği gibi düz ahşap kullanmış fakat giriş ve diğer odalarda benim istediğim balık sırtı şeklindeki parkelerden kullanmıştı. Doğrusunu söylemek gerekirse ortaya harika bir iş çıkarmıştı. Ayrıca benim dediğim gibi yapsa bile bu kadar güzel olacağını sanmıyordum. "Jimin bu..."

"Biliyorum, senin istediğin şekilde yapmadım ama böylesinin senin de hoşuna gideceğini düşündüm. Eğer beğenmediysen başka bir-" sözlerini boynuna dolanan kollarım kesmişti. Bu ev o kadar güzel olmuştu ki heyecandan ne yaptığımı fark edemez hale gelmiştim. O da üstündeki şaşkınlığı atlatır atlatmaz kollarını belime dolayarak bana karşılık vermişti.

Kendimi öyle kolay kolay kaptırmayacağıma dair söz vermeme rağmen hemen kendimi kollarında bulmam sinirlerimi bozmuş, yaptığım şeyin farkına vardığımda boğazımı temizleyerek geri çekilmiştim. "Hadi diğer odalara da bakalım." gülümseyerek beni onaylamış ve bu sefer herhangi bir temasta bulunmadan yan yana yürümeye başlamıştık.

𝑩𝑳𝑶𝑶𝑴𝑰𝑵𝑮 𝑯𝑶𝑷𝑬𝑺 ❦ 𝑷𝒂𝒓𝒌 𝑱𝒊𝒎𝒊𝒏 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin