Chapter 4;《Regret》

1.8K 245 347
                                    

Tekrardan merhabalar!

Dünden sonra bir de bugün bölüm atmam sizi de şaşırttı sanırım şahsen ben de kendime inanamıyorum hala dndjdnnnf

Yarın bölüm gelir mi bilmiyorum, yani hemen umutlanmayın. Zaten kitabı okuyan pek kişi yok.

Neyse, sizi daha fazla bekletmeden bölüme geçelim;

Keyifli okumalar 💙

Şaşkınlığımı atlatır atlatmaz koşarak yanına gittim ve ellerim ceketinin yakalarını kavradı. "Senin burada ne işin var!"

Yüzündeki eksilmeyen gülümseme, solması gerekirken daha fazla genişledi. Beni çıldırtmaya çalışıyordu sanırım. Başarısız olduğu da söylenemezdi.

"Seokjin hyung, bari sen söyle. Neden buraya geldiniz? Kızlar nerede?" Jungkook'un, Seokjin'e bu kadar olumlu yaklaşmasının sebebi belliydi. Seokjin'in suratı onu gördüğümüzden beri sirke satıyordu ve bu da onun buraya zorla geldiğine bir işaretti.

Avuçlarımın arasındaki kumaşı daha sıkı kavradım ve yüzlerimiz arasındaki mesafeyi en aza indirdim. "Kızlarım nerede söyle çabuk!" gözleri  dudaklarıma kaydı. Birkaç saniye orada oyalandıktan sonra bakışlarını tekrardan gözlerime sabitledi. "Uyuyorlar."

"SAKIN BANA ONLARI O LANET OLASI EVİNDE YALNIZ BIRAKTIĞINI SÖYLEME!" yüzündeki ifade 'ben o kadar aptal mıyım?!' diye bağırıyordu resmen. "Hayır tabii ki. Bir arkadaşım yanlarında duruyor."

Yakasındaki ellerimi bileğine indirdim ve onu barın çıkışına doğru sürüklemeye başladım. Jimin'in nereye gittiğimize dair sorduğu soruları es geçerek arabanın kapısını açtım. Çakır keyfi olduğu için başıma herhangi bir bela almamak adına arabaya binmesini bekledim, ardından da kendim binerek sevgili eski kocamın evine doğru sürmeye başladım.

Eve geldiğimizde koşar adım kapıya ilerledim ve var gücümle kapıyı yumrukladım. "Hey, kapıyı aç!" o sırada içeriden gelen bağırış ve ağlama sesleri, canımdan can kopmasına bir sebepti. "SANA ŞU KAPIYI AÇ DEDİM!"

Yanımda beliren Jimin'i fark edince çabucak elinden anahtarı alarak kapıyı açtım ve seslerin geldiği yöne doğru koşmaya başladım. Fakat gördüğüm görüntü yerimde donakalmama sebep olmuştu. Kim olduğunu bilmediğim bir kadın, benim kızlarıma bağırıp çağırıyordu. Hemen kadını bir kenara ittim ve var gücümle suratına tokat attım. "Sen kimsin de benim çocuklarıma bağırıyorsun!"

Kadını biraz hırpaladıktan sonra ağlayan kızlarımın yanına gittim ve onlara sımsıkı sarıldım. Onlar da anında kafalarını boynuma gömmüştü. Biraz birbirimize sarıldıktan sonra geri çekilip vücutlarını inceledim. Herhangi bir kızarıklığa rastlamamıştım zira rastlamış olsaydım o kadını hiç çekinmeden kendi ellerimle öldürebilirdim.

Kızlarımın elinden tutarak çıkışa doğru ilerledim. Az ileride adını bilmediğim kadın ile sinirli bir şekilde konuşan Jimin'i buldu gözlerim. Dişlerini sıkarak karşısındaki ile resmen tıslarcasına konuşuyordu. Onları umursamadan yanlarından geçecektim ki bileğimden tutulmasıyla duraksadım.''Eun Gel, biraz konuşabilir miyiz?'' şuan gerçekten onu dinleyebileceğimi mi düşünüyordu?

Ellerimi bileğinden kurtarmaya çalışırken konuştum. "Seninle konuşmak istemiyorum Jimin, zorlama." kızlarımı arabaya yerleştirdikten sonra tam ben de biniyordum ki tekrardan bileğimde hissettiğim ellerle gözlerimi kapatıp derin bir nefes verdim. Anlaşılan konuşmadan beni bırakacağa benzemiyordu. Ardından gözlerimi açtım ve bakışlarımı suratına çıkardım. "Ne söyleyeceksen çabuk söyle, vaktim yok."

𝑩𝑳𝑶𝑶𝑴𝑰𝑵𝑮 𝑯𝑶𝑷𝑬𝑺 ❦ 𝑷𝒂𝒓𝒌 𝑱𝒊𝒎𝒊𝒏 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin