Chapter 25;《Revealed Facts》

885 122 208
                                    

Sanırım çoğunuzun beklediği bir bölümdü bu.

Bayağı zorlanarak yazdım ama iyi iş çıkardığımı düşünüyorum.

Keyifli okumalar ✨

Hani bazen olurdu ya, ne yapacağımızı bilemediğimiz anlar.. Bedenimizle beraber bütün hislerimizin, duygularımızın da yönlerini şaşırdıkları anlar olurdu ya. Tam da onlardan birindeydim şu an.

Duyduklarımdan sonra kulağımda bir çınlama yer edinmişti. İnsanlar.. Nasıl bu kadar cani olabiliyorlardı?

Kendimi acilen toparlamam lazımdı. Daha sabahleyin Taehyung'un suçsuz olduğunu ve Jimin'in kuruntu yaptığını kendi içimde savunurken duyduklarım, düşündüğüm her şeyi yalanlamıştı.

Tepki vermem gerektiğini fark ettiğimde hafifçe öksürerek boğazımı temizledim ve odağımı tamamen karşımdaki Taehyung'a verdim. "B-bana bunların hepsinin bir yalandan ibaret olduğunu söyle, Taehyung." ona bakarken yumuşattığım bakışlarımı yanındaki Sarah'a çevirerek konuşmama devam ettim. "Bana bu sürtüğe uyup da benim hayatımı mahvettiğini söyleme!"

"Sen ne cüretle-" benim üzerime doğru atılan Sarah'ı, Jimin tek koluyla tutup tekrardan eski yerine fırlatmıştı. "Ben buradayken onun kılına zarar verebileceğini mi sanıyorsun?"

Onların bu gereksiz tartışmasını umursamadan beklentiyle Taehyung'a bakmaya devam ettim. Her şeyin yalan olduğunu, Jimin'in bir yanlış anlaşılmaya kurban gittiğini söylemesini istiyordum. Fakat bakışları bu konuda bana asla yardımcı olmuyorlardı.

''Eun Gel, ben senden nasıl özür dileyeceğimi bilemiyorum, gerçekten-" elimin birini havaya kaldırarak onun durmasını sağladım. "Tamam, bu kadarı yeterli. Ben anlayacağımı anladım." ardından hemen yanımda duran Jimin'e dönerek dikkatimi tamamen ona verdim. "Senin bu anlattıklarını destekleyecek bir kanıt var mı elimizde?"

"Tanrım, hayır Jimin! Biz yaptığımız her şeyi anlattık. Bizi polise vermemen gerekiyor."

"Sen kes sesini adi fahişe!" iki adım atarak sanki hiçbir şey olmamış gibi fütursuzca konuşan Sarah'ın dibinde bittim. "Hiç utanmadın mı! Mutlu bir yuvayı dağıtırken, her şeyi geçtim kendi kadınlık gururunu ayaklar altına alacak kadar mı hırs bürüdü gözünü, söylesene!" sarf ettiğim laflara değil karşılık vermek, ağzını bile açamamıştı. İkimiz de haklı olduğumun farkındaydık çünkü.

Geri adım atarak derin bir nefes aldım ve dikkatimi tamamen Jimin'e vermeye özen göstererek elinde tuttuğu telefonu aldım. O da hemen videoyu oynatma tuşuna basmıştı.

Sanki yaşanılanları az önce duymamışım gibi şaşkındım. İlk videoda Taehyung'un, Jimin'in içeceğine ilaç attığı açık ve net bir şekilde belli oluyordu. Daha sonrasında ise Sarah yavaştan Jimin'e doğru yaklaşmaya başlıyordu ve video burada sonlanıyordu. Eğer anlattıkları birebir doğruysa ikinci videoyu izlemekten korkuyordum. Ama maalesef ki korkunun ecele faydası yoktu.

İkinci videoda Jimin, ilacın etkisiyle tamamen kendinden geçmiş bir haldeyken Sarah ile beraber bardaki odalardan birine doğru ilerliyorlardı. İçimden ne kadar o telefonu yere fırlatmak gelse de maalesef bu gerçekleri değiştirmezdi. O yüzden sakince izlemekle yetindim.

Sarah o odada Jimin'i çeşitli yollardan etkilemeye çalışırken Jimin değil etkilenmek, göz ucuyla ona bile bakmıyordu. Sonrasında Sarah bu duruma dayanamamış olacak ki aniden Jimin'in kucağına oturdu. Bu pozisyon gerçekten midemin kaldıramayacağı kadar iğrençti. Ama biliyordum, bu videoda Jimin'in aklı başında değildi.

Daha sonra Jimin sinirle Sarah'ı kucağından itip yatakta üstüne çıktı. Tam Sarah başardığını düşünüyordu ki, Jimin'in onun bileğini kelepçeyle yatağa bağlamasıyla yüzündeki gülümseme yavaş yavaş silindi. Jimin ise onu öylece bırakıp odadan çıkmıştı. Uyandığımda Sarah yanımdaydı demişti aslında ama, orasını izlemeye gerek bile yoktu.

𝑩𝑳𝑶𝑶𝑴𝑰𝑵𝑮 𝑯𝑶𝑷𝑬𝑺 ❦ 𝑷𝒂𝒓𝒌 𝑱𝒊𝒎𝒊𝒏 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin