Chapter 8;《A Beautiful Day Without Jimin》

1.4K 187 448
                                    

Yeni bir bölümden selamlar!

Açıkçası bu kitabın bu kadar ilgi göreceğini düşünmemiştim. Bu yüzden oy ve yorum yapan herkese en içten teşekkürlerimi iletiyorum.

Bir sonraki konu, biliyorsunuz ki bu aralar Nymphe'in sınırları çok hızlı bir şekilde dolmakta. O yüzden biraz ona yoğunlaşmak istiyorum. Size bu kitaba bölüm gelmeyecek demiyorum, sadece biraz gecikmeli gelebilir, o kadar 🙃

İyi okumalar 💚

Hayat nasıl ilerlerdi? Planladığımız gibi mi? Yoksa kader devreye girip bizi hiç beklemediğimiz yerlere mi koyardı?

Bu soruların cevabını artık biliyordum. Hayat asla planladığımız gibi gitmiyordu. Mutlaka seni şaşırtacak bir hamlede bulunuyordu ve kendini hiç ummadığın bir yerde buluyordun.

Şahsi konuşacak olursam bana böyle olmuştu. Kim benim bu noktaya geleceğimi tahmin edebilirdi ki? Aşık olduğum adamdan çok basit bir sebepten dolayı -ya da ben öyle sanıyordum- boşanacağımı ve üstüne üstlük başka birinin ani bir sinirle bana aşk itirafı yapacağını.

Kusura bakma ama, sevdiğim kadına istemediği bir şeyi yaptırmana izin veremem...

Şu an ne yapacağımı şaşırmış halde öylece duruyordum. Taehyung'un sesi kulaklarımda çınlıyordu. Jimin de bunu beklemiyor olacak ki o da donup kalmıştı. Kendini benden önce toparlamıştı sanırım, Taehyung'un üstüne atlamasının başka açıklaması olamazdı.

Taehyung'un üstüne atlayan Jimin ve onları ayırmaya çalışan Jungkook'u izledim bir süre. Ardından gözümden bir yaş aktı ve elimi ağzıma kapayıp koşarak kızlarımın odasına gittim.

Şu an ağlamaktan başka ne yapabilirdim bilmiyordum. Ağlamadığım bir gün bile geçmez olmuştu ve bu durum gerçekten de çok sinir bozucuydu.

Taehyung'a bir şans vermeli miydim, hala bu konuda kuşkularım vardı. Eğer verirsem beni çok mutlu edeceğini biliyordum fakat Jimin vardı. Ona olan duygularımı geçtim, Taehyung ile birlikte olmamam için elimden geleni yapacak kapasiteye sahipti.

Sahi, ben ne ara Jimin'e karşı olan duygularımı arka plana atacak kadar soğumuştum ondan?

Taehyung gibi birinin sevgisine ihtiyaç duyduğum için mi?

Yoksa Jimin'in peşinde koşmaktan yorulduğum için mi?

Ben bunları düşünürken açılan kapı sesini duydum ama arkamı dönmedim. Eğer arkamdaki kişi Taehyung ise, ona bir şans verecektim. Çünkü hak ediyordu. Benim için savaşıyordu ama ben bunu sürekli görmezden gelmiştim. Ben Jimin için savaşırken onun beni görmezden gelmesine yakınırken, aynı şeyi benim Taehyung'a yapmam büyük haksızlık olurdu.

"Eun Gel.." tanıdık sesi duyunca gözlerimdeki yaşı bir çırpıda sildim ve arkamı döndüm. O da benden cevap beklemiyor olacak ki, konuşmasına devam etti. "Eun Gel ben.. Ben çok özür dilerim, bu şekilde öğrenmeni istememiştim. Ama lütfen bu söylediklerimi duymamış gibi yap. Aramız bozulsun istemiyorum. Senin hala Jimin'i sev-" işaret parmağımı ağzına koyarak susmasını sağladım. Tanrı aşkına! Bana sanki kırılacak bir porselenmişim gibi davranıyordu. Ve bu hissin bu kadar güzel hissettirdiğini unutmuştum.

"Lütfen, Taehyung. Onun adını duymak bile istemiyorum. Hem.. Sen az önce söylediklerinde ciddi değil miydin yani?" tam parmağımı dudaklarından çekecektim ki elimi yakalayarak avuç içimi yanağına bastırdı ve gözlerini kapattı. "Anlamıyorsun, değil mi?" gözlerini açtığında oluşan o karanlık kuyu,her insanı içine düşürecek cinstendi. Ardından yanağındaki elimi alarak kalbine bastırdı. Kalbi.. Ne kadar da hızlı atıyordu...

𝑩𝑳𝑶𝑶𝑴𝑰𝑵𝑮 𝑯𝑶𝑷𝑬𝑺 ❦ 𝑷𝒂𝒓𝒌 𝑱𝒊𝒎𝒊𝒏 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin