25

517 48 24
                                    

Beren tam bir salaktı.

Beren gerizekalının önde gideniydi.

O, her ne kadar Taha ile konuşurken kendinden emin olsa da şuan Taha'nın söyledikleri içini kemiriyordu.

Selim'in onu sevdiğini biliyordu ama 'eğer' demekten kendini almıyordu.

Eğer Taha'ya geri dönerse...

Eğer onun için geçici bir hevessem...

Eğer Taha onu elimden alırsa...

İçinden bu gibi cümleleri, düşünceleri geçirmeden edemiyordu. Onu kaybetmekten deli gibi korkuyordu, o uzun süre sonra Beren'in tekrar içten gülümsemesini sağlamıştı. Onu Taha'ya kaptırmak gibi bir niyeti yoktu.

Kantinde Asya ile otururken de bu düşünceler aklını esir almıştı. Asya da bugün üzgün görünüyordu, Taha onun bir casus gibi bir şey olduğunu sanıyordu o yüzden Asya'ya karşı mesafeli davranıyordu.

" Taha, Selim ile senin aranı mı açmaya çalışıyor?"

Beren, Asya'nın ani gelen sorusuyla şaşırmıştı. Instagram'da Taha'nın yorumu yüzünden böyle bir soru sordu diye düşündü Beren.

" Yanii, galiba?"

Asya sinirli gözüküyordu, onu bir şeylere sinirlenirken görmek nadir bir durumdu.

" O, psikopattan başka bir şey değil, Takıntılı bir psikopat! Zamanında ona yaptıklarım için pişman değilim."

Bu sözlerden sonra Asya'nın yavaş yavaş gözleri büyüdü, ağzı şaşkınlıkla açıldı ve sanki aklına bir şey gelmiş gibi kafasını hızla geriye attı.

" Hay ağzıma sıçayım benim! Nasıl anlamadım daha önce? "

Beren, Asya'nın neyden bahsettiğini anlamamış gibi ona bakıyordu, aklını kaçırmış olabileceğinden şüphelendi.

" Beren, ben galiba kiminle konuştuğumu biliyorum."

Beren'in şaşkınlıktan gözleri büyürken Asya'nın aralarındaki en zeki kişi olduğunu düşündü, kendisinin deli olduğundan şüpheleniyordu.

" Peki, şimdi ne yapmayı planlıyorsun?"

Asya'nın olmayan modu yerle bir olmuştu, hayatının en saçma durumuna düşmüştü. En yakın arkadaşının eskiden sevdiği kişiye karşı duyguları vardı ve o kişi hala eski sevgilisine takıntılıydı.

" Benim gidip kafamı duvarlara vurmam gereken konular var. "

Asya oturduğu yerden kalkıp, hantal hantal kantinin çıkışına doğru yürümeye başladı. Beren gözleriyle onu takip ederken kantine Selim'in girdiğini gördü, Selim önce kantini gözleriyle taradı sonra da Beren'in oturduğu masaya oturdu.

" Selam! "

Selim 'in morali yüksek gözüküyordu, Beren' in aksine. Beren kendini gülümsemeye zorladı, aklındaki düşünceler yüzünden bunu yapmak hayli zordu.

" Selam, ne yapıyorsun?"

Selim etrafına bakındı, eliyle Beren'e bir dakika işareti yapıp kantinden iki çikolatalı süt ve bir kutu nane şekeri aldı. Beren'in oturduğu masaya tekrar oturdu ve çikolatalı sütün birisini ve naneli şekerleri ona uzattı.

" Hala naneli şeker seviyorsun, değil mi?"

Beren bu küçük detayı hatırladığı için Selim'e minnettrardı. Aralarındaki ilişkinin Selim için önemli olduğunu o sırada anladı çünkü öz babası bir adli tıp doktoruydu. Beren daha on beş yaşlarında babasını ziyaret etmek için hastaneye gitmişti ve babasına nasıl bir yerde çalıştığını sormuştu, her zaman adli tıpçıların nerede çalıştığını merak etmişti. Babası da onu araştırma yaptıkları yere götürünce koku yüzünden kusmuştu. O zamandan beri o kokuyu unutmak için günde onlarca naneli şeker yiyordu.

" Evet, seviyorum. Açıkçası bunu hatırlamana şaşırdım."

Selim, Beren'e en güzel gülümsemelerinden birini sunmuştu. O kadar güzel gülümsüyordu ki Beren'in kalbi birden hızlanmaya başladı.

" Sevgilimin neleri sevip sevmediğini bilmem gerek, öyle değil mi? "

Beren'in kalbi yerinden çıkacakmış gibi atmaya başlamıştı, ani gelen kelimelerle neye uğradığını şaşırıyordu. Kulaklarına kadar kızarırken Selim onun çok tatlı olduğunu düşündü ve elini Beren'in saçlarına uzatıp karıştırdı.

Kantindeki çoğu bakış onlara dönerken Beren huzursuzca yerinde kıpırdandı. Herkes onların birbirinden nefret ettiğini sanıyordu, Selim'in onun saçlarını sevgiyle karıştırması onların ilgisini hayli çekmişti.

" Dursana! Herkes bize bakıyor."

Beren sessizce fısıldayarak söylediği şeyin arkasında durmak istermiş gibi yüzüne sahte bir kızgınlık maskesi yerleştirdi.

" Baksınlar, ben sadece sevgilimin saçlarını karıştırıyorum."

O sırada Beren'in yüzü bir domatesten farksızdı, Selim onun utandığında yüzünün kızarmasını çok seviyordu.

" Bak ne diyeceğim, bugün benim evime gelmeye ne dersin?"

______________________________

Selam!

Nasılsınız?

Bir daha ki bölümde işler bir hayli karışacak, üzgünüm :(

Aslında üzgün değilim heheheeh

Bir sonraki bölümde görüşürüz 🥰

Appleandbananatime

Hate Can Be Love (BoyxBoy) Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin