Beren, Asya için endişeleniyordu. Konuştuğu kişinin Taha olduğunu öğrendiğinden beri daha bi dalgın olmuştu, sürekli olarak bir şeyler düşünüyor gibi gözüküyordu.
" İyi misin?"
Asya, Beren'in sesini duyduğunda irkildi, kafasını iki yana hızlıca sallayarak kendine gelmeye çalıştı.
" Yanii dün Taha ile biraz tartıştık, benim senin ajanlığını yaptığımı düşünüyor."
Asya'nın sesinde üzüntü bariz bir şekilde belli oluyordu. Beren, Asya'nın bu şekilde üzgün olmasını istemiyordu ama elinden gelen bir şey yoktu. Onları tanıştıran kendisi değildi ama suçlanan yine kendisi oluyordu.
" Sizi benim tanıştırmadığımı bilmiyor mu o asalak?"
Asya seslice ofladı, duygularının olduğu birine hakaret etmek pek de akıl karı bir davranış değildi muhtemelen.
" Hayır, ona söyledim ama o inanmadı. Selim'in onun numarasını bana verdiğini düşünmüyor, o verdiyse bile beni yalnız bırakmamak için yapmıştır diye düşünüyor."
Beren huzursuz olmuştu, Taha kendisinden çok emin gözüküyordu. Onun söylediklerinin doğru çıkma ihtimalinden bile ödü kopuyordu. Böyle şeyler düşünmesi Selim'e güvenmediği anlamına geliyordu ama o bu düşünceleri aklından atamıyordu. Paranoyaklaşmıştı, Taha ile Selim'in instagram hesaplarının her bir yorumuna bile bakıyordu. Birbirleriyle tekrar iletişime geçiyorlar mı, öğrenmek istiyordu.
" Selim ondan kurtulmak için sana onun numarasını verdi, yani ben öyle düşünüyorum."
Söyledikleri ile düşündükleri birbiriyle çakışıyordu ama Selim'e güvenmek istiyordu. Bugün öğlende Selim'in teklifini kabul etmişti, onunla içindekileri konuşmak istiyordu. Bütün düşüncelerini tamamıyla ona anlatmayacaktı ama huzursuz olduğu konuları atlamaya niyeti yoktu.
" Gel de bunu Taha'ya anlat. Dağ keçisi gibi inatçı!"
Asya, Beren'in kıkırdadığını duydu, yüzünde istemsizce bir gülümseme oluştu. Onu bu olanlar için suçlamıyordu, onun için değerli biri olduğunu biliyordu.
Son dersin bittiğini gösteren zil çaldı, Beren heyecanla yerinden kalktı. Hızlıca sırasının üzerindeki kitap defterleri çantasına attı.
" Ben Selim ile buluşacağım, akşam sana yazarım. Olanları da çok kafana takma, haydi görüşürüz!"
Asya şaşkınca Beren'e baktı ama Beren çoktan sınıftan çıkmıştı. Bu sefer onu bahçede beklemek yerine sınıfının önünde beklemek istiyordu, kendi sınıfının çaprazındaki sınıfın önünde sırtını duvara yasladı. Zil çalmasına rağmen sınıftan kimse çıkmıyordu, bir dakika sonra sınıf kapısı açıldı ve öğrenciler tek tek sınıftan çıkmaya başladı.
Selim'in sınıftan dışarı çıktığını gördüğünde sırtını yasladığı yerden çekti. Selim onu gördüğüne şaşırmışa benziyordu ama yüzünde büyükçe bir gülümseme oluştu, hızla Beren'in önüne gelip durdu.
" Burada bekleyeceğini düşünmemiştim."
Selim'in sınıfından ve koridor tarafından çıkan öğrencilerin çoğu kendilerine bakıyordu, rahatsız hissetmiyordu. Herkesin Selim ile aralarının 'iyi' olduğunu bilmesini istiyordu.
" Neden, saklayacak bir şeyin mi var? "
Şakayla karışık bir şekilde söylemişti ama bu soruyu Selim'e gerçekten ciddi bir şekilde sormak istiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hate Can Be Love (BoyxBoy) Texting
JugendliteraturKendi aralarında başlayan bu çocukça oyun birbirlerinden ölesiye nefret etmelerine sebep oldu, yoksa nefret ettiklerini sanmalarına mı demeliydim? ________________________________ Selim : Sana da selam Berencim. Selim: Neden sinirlisin ha? Beren: B...