" Şimdi siz date mi yapacaksınız?"
Beren okuldan sonra Selim ile buluşacağını Asya'ya söylediğine pişman olmuştu. Yarım saattir onunla dalga geçiyordu ve bu Beren'in sinirlerini fazlasıyla bozmuştu. İyi ki dersleri boştu da onunla rahatça konuşabiliyordu.
" Gerizekalı date olması için sevgili olmamız gerekmiyor mu? "
Asya kafasını aşağı yukarı sallarken düşünceli gibiydi, belki de o konuştuğu kişiyi düşünüyordur diye geçirdi içinden Beren.
" Senin şu konuştuğun kişiyle nasıl gidiyor?"
Asya başını hızla Beren'e çevirmişti, aslında onun konuştuğu kişiyi unutacağını sanmıştı. En yakın arkadaşı hakkında böyle düşündüğü için utandığını hissetti.
" İyi gidiyor; biliyor musun konuşmamızın başlarında, birbirimizi tanıma gibi bir amacımız yoktu ama şimdi onu çok merak ediyorum, kim olduğunu , nelerden hoşlandığını ama en önemlisi nasıl biri olduğu yani sonuçta onu gösterdiği kadarıyla tanıyorum."
Beren, Asya'nın hiç biri hakkında bu denli ciddi olduğunu görmemişti. Asya anı yaşayan, dışarıya umursamaz imajı veren, duygusal olmayan bir insandı ama onun böylesine değiştiğini izlerken korkmadan edemedi. Ya o kişi Asya'nın kalbini kırarsa diye düşünmeden edemiyordu.
" Asya bak seninle o kişinin arasını açmak istemiyorum ama ona fazla güvenme olur mu? Seni bu denli değiştirebilen biri sana daha neler yapabilir bilmiyoruz dahası onun kim olduğunu bilmiyorsun, ya tanıdığın biri çıkarsa? Seni üzgün ve kalbi kırılmış vaziyette görmek istemiyorum bu yüzden lütfen dikkatli ol. Sana onunla daha konuşma demiyorum ama lütfen dikkatli ol. "
Asya'nın yüzü düşünceli bir hale geldiğinde Beren onun için yapabileceğimi yaptım gerisi ona kalmış diye düşündü. Ona ne yapıp yapmamasını söyleyemezdi buna hakkı yoktu ama onun hakkında endişelenmeden de edemiyordu. O kişinin kim olduğunu, Asya'yı oynatıp oynatmadığını bugün Selim'e sormalıydı.
Son dersin bittiğini gösteren zil çaldığında Beren karalamak için çıkardığı defterini çantasına attı ve çantasını sırtına taktı. Asya ile beraber sınıflarından çıktılar, okuldan da çıktıklarında Beren bahçede Selim'i beklemeye başladı. Asya her ne kadar onunla beraber beklemek istese de Beren onu evine gitmesi için ikna etmişti.
Beren okulun bahçesinde geçip giden öğrencilere bakarken Selim ile ne konuşacaklarını merak ediyordu, öpücük meselesini tabii ki de konuşacaklardı ama Selim'in de kendisine söyleyecek şeyleri olduğunu hissediyordu. Beren, okul kapısından dışarı çıkan Selim'i gördüğünde kalbinin hızlıca atmasına engel olamadı. O her zaman çok yakışıklıydı o; üzerindeki kareli gömleğiyle, içine giydiği beyaz tişörtüyle ne kadar sade olursa olsun Beren onun güzelliği karşısında yutkunamadı.
Selim, Beren'in önünde durdu ve onu yüzünde hiçbir utanma belirtisi olmadan baştan aşağı süzdü. Beren yanaklarının kızardığını hissediyordu.
" Az daha bak istersen, tam bakamamıştırsın."
Selim ne yaptığını şimdi fark ediyormuşçasına gözlerini Beren'in üzerinden aceleyle çekti.
" Haydi gidelim, seni bir yere götürmek istiyorum."
Beren'in gözleri meraklı bir şekilde Selim'e bakarken, Selim çoktan Beren'i arkasında bırakarak yürümeye başladı. Beren'in arkasından gelmediğini hissederken durdu ve arkasını döndü.
" Ne oldu, gelmiyor musun?
Beren, Selim'in kendisine seslendiğini duyduğunda girdiği transtan çıktı ve ona yetişmek için arkasından koştu. Ona yetiştiğinde uyumlu bir şekilde yürümeye başladılar, her ikisi de ellerini ceplerine soktuğu için kolları ara ara birbirine çarpıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hate Can Be Love (BoyxBoy) Texting
Teen FictionKendi aralarında başlayan bu çocukça oyun birbirlerinden ölesiye nefret etmelerine sebep oldu, yoksa nefret ettiklerini sanmalarına mı demeliydim? ________________________________ Selim : Sana da selam Berencim. Selim: Neden sinirlisin ha? Beren: B...