" Beren'in o çocuğun yanında ne işi var?"
Asya yanında kıskançlıktan kudurmak üzere olan Selim'e gergin bir bakış attı. Kuzeni Mete'nin, Beren'e hisleri falan yoktu. Beren, Selim ile tekrar birleşmek için küçük bir kıvılcım çıkarmak istiyordu sadece. O küçük kıvılcım yangına dönüşmese bari.
" Daha önce de söylediğim gibi, onlar arkadaşlar ama yarın ne olacağı belli olmaz."
Selim, Beren ve Mete' nin oturduğu masada dolaşan gözlerini hızla Asya'ya çevirdi. Kaşlarını çatıp yumruklarını sıktı.
" Ne demek, yarın ne olacağı belli olmaz?"
Asya şu sıralar çok yalan söylediğini biliyordu; tek tesellisi söylediği yalanları iyi bir amaç uğruna yapmış olmasıydı, yani o öyle sanıyordu.
" Mete, Beren'in sevgilisi olmadığını biliyor. Her an hislerini ona açabilir, Beren de senin barışma olayına sıcak bakmadığını düşünüyor. Yani senin barışmak istemediğini düşünüyor, ona ne cevap verecek ben bile kestiremiyorum. Sonuçta Beren bu; ne yapacağını, ne düşüneceğini hiç kimse bilemez. "
Selim derin bir iç çekti, tabii ki Beren'le barışmak istiyordu ama gururu onu biraz daha süründürmesini istiyordu. Beren'i çok seviyordu ve onunla biraz daha ayrı kalırsa onu tamamen kaybedeceğinden korkuyordu.
" Peki Beren yüzde yüz Mete'nin ona olan hislerini bilmiyor değil mi?"
Selim gözlerini tekrar Beren ve Mete'nin oturduğu masaya dikti, bir şeyler konuşuyorlardı. O an onların yanına gidip Beren'i kolundan tuttuğu gibi kaldırıp dudaklarına yapışmak istiyordu. Etrafta insanların olduğunu hatırlayınca bu fikrini gerçekleştirmekten vazgeçti.
" Beren bu konuda bir şey bilmiyor, iki yıldır gayet iyi anlaşıyorlar. Beren'in başı derde girse ve ben yanında olmasam ilk Mete'ye gideceğini de çok iyi biliyorum."
Selim üst dişlerini sinirle alt dudağına geçirdi, Beren'in bir derdi olduğunda aklına gelecek ilk isim olmak istiyordu. Onun bütün sorunlarını kendisi çözmek istiyordu, o aptal oyunu oynarken bile ilk önce Beren'in iyiliğini düşünür onun için ne yapabilirim diye düşünüyordu.
" Şimdi benim Beren'i kolundan tuttuğum gibi o masadan kaldırıp Mete'den uzaklaştırmam gerekiyor değil mi?"
Selim başını Asya'ya çevirdi, tek kaşını sorgular gibi yukarı kaldırdı. Asya düşünceli gibiydi, arada bir dudaklarını gergince kemirdiği de oluyordu. Bu konuda bir şeyler sakladığını düşündü, yalan söylediği barizdi. O an aklına Taha gelmişti, Asya ile aralarında ne olduğunu merak ediyordu çünkü günlerdir Taha ona tek bir mesaj göndermemişti. Bu durum harikaydı sadece bu aralar Vodafone çok mesaj gönderiyordu ama onları da okumadan direkt siliyordu.
" Bu işi çabuk öğreniyorsun, peki onu hangi sıfatla o masadan kaldıracaksın?"
Selim karnına sert bir yumruk yemiş gibi oldu, hangi sıfatla? Eskiden olsa erkek arkadaşı olarak onu o masadan kaldırabilirdi ama şimdi hangi sıfatla?
" Aslında biz teknik olarak ayrılmadık. "
Asya ona gerizekalı der gibi baktı, bu aralar ciddi ciddi bir ilişki danışmanı mı olsam diye düşünüyordu. Selim ve Beren'in arasını yapacağım derken Taha'ya ayıracak zamanı zor buluyordu. Şimdi Taha'nın yanına gidip onun saçmalamalarını bile seve seve dinleyecek gibi hissediyordu.
" Gerizekalı, ara verelim lafıyla ayrılalım lafının bi farkı yok. Ha ara verelim demişsin ha ayrılalım demişsin, ikisi de aynı."
Karşı masadan gülüşüme sesleri gelince Selim kafasını hızla o tarafa çevirdi ve artık bu görüntüye uzaktan bakmak istemediğini hissetti. Oturduğu sandalyeden kalkıp başını kendisine ne yapıyorsun der gibi bakan Asya'ya çevirdi.
" O zaman tekrar teklif etmem gerekecek desene. "
Adımlarını hızla Beren ve Mete'nin oturduğu masaya yönlendirdi. Masanın önünde durdu, Beren 'i kolundan tutup nazikçe onun kalkmasını sağladı ve bakışlarını Mete' ye çevirdi.
" İzninle."
Mete'nin ne diyeceğini umursamadan Beren'in canını yakmamaya çalışarak onu kantinin çıkışına doğru çekiştirdi. Bodrum kata inip, kullanılmayan müzik sınıfına girdiler.
" Selim ne oluyor, neden buraya geldik?"
Selim yavaş bir şekilde öğretmen masasının yanına gitti ve vücudunu Beren'e çevirdi.
" Konuşmamız gereken yarım kalmış bir meselemiz vardı."
Beren'in gözleri şaşkınlıktan büyüdü, içinden barışmak için en iyi yol kıskandırmak diye geçirdi.
" Zamana ihtiyacı olan kişi sendin, bize ne olacağını iyice düşündün mü?"
Selim gözlerini Beren'den kaçırıp ayaklarına odakladı, bir süre önce ne yapacağına zaten karar vermişti. Gözlerini tekrar Beren'e çevirdi.
" Dün hasta numarası yaptığını biliyorum. Mete'yi beni kıskandırmak için kullandığını da biliyorum. "
Beren üst dişlerini alt dudağına geçirdi, Selim'in zeki bir insan olduğunu biliyordu ama yaptığı tüm şeyleri bilebileceğini düşünmemişti.
" Seninle barışmak için çabaladım. "
Selim bunu zaten biliyordu, Beren'in yaptığı tüm şeylerin onunla barışmak için olduğunu biliyordu. Beren tekrar birlikte olmak için aklına gelen her yolu denemişti, Selim onu affetmezse daha da büyük şeyler yapacağını biliyordu.
" Bana düşünmem için zaman verdin ve ben de kararımı verdim."
Beren beklentiyle Selim'e bakmaya başladı, onu çok seviyordu ve tekrar birlikte olmalarını her şeyden çok istiyordu. Selim durduğu yerden harekete geçti ve Beren'e doğru ilerledi. Beren, Selim'in yanındaki kapıdan çıkıp onu bir başına bu boş sınıfta bırakacağını sandı ama Selim tam önünde durdu.
" Seninle barışmak istiyorum, kaldığımız yerden devam edebilir miyiz?"
Beren'in yüzünde büyük bir gülümseme oluştu ve başını aşağı yukarı salladı. Selim, elini Beren'in ensesine atıp dudaklarını birleştirdi. Dudaklarını hafifçe oynatınca Beren hiç beklemeden karşılık verdi, özlemle birbirlerini öpüyorlardı. Bir süre sonra dudakları ayrıldığında alınlarını birbirine yasladılar.
" Bir daha hiç ayrılmayalım."
" Her zaman birlikte olalım."
_________________________________
Selam!
Nasılsınız?
Beren ve Selim'in barışmaları hakkında ne düşünüyorsunuz? Selim, Beren'i affederek doğru kararı mı verdi?
Yorumlarınızı bekliyorum...
Appleandbananatime
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hate Can Be Love (BoyxBoy) Texting
Teen FictionKendi aralarında başlayan bu çocukça oyun birbirlerinden ölesiye nefret etmelerine sebep oldu, yoksa nefret ettiklerini sanmalarına mı demeliydim? ________________________________ Selim : Sana da selam Berencim. Selim: Neden sinirlisin ha? Beren: B...