46 🐚

5.5K 262 162
                                    

🖤

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


🖤

Bebeğimizin cinsiyetini öğreneli sadece birkaç dakika olmuştu ve Furkan neredeyse kanatlanıp havalara uçacakmış gibi davranıyordu. Onun bu haline kahkahalar ile gülerken birlikte hastanenin kapısından çıktık. Beni lunaparka götürmeyi teklif etse de artık çok çabuk yorulup acıkıyordum. Bu yüzden onun yerine ileride renkli tabela ile süslenmiş dükkanı işaret ettim.

"Dondurma alalım mı? Hem kızımın canı da eminim çilekli dondurmayı çok istiyor."

Elimi karnımın üzerinde gezdirip dudağımı büzerek Furkana baktım. Havanın soğuk olduğuna dair uzun bir nutuk çekmiş olsa da en son gözlerim dolduğu için pes edip dükkana girmiştik. Ufak iki masa dışında sadece dondurma dolu tezgah vardı. Camın arkasından bana gülümseyen renkli dondurmalar göz kırpıp çilekli ve vanilyalı istedim. Adam külaha büyük iki top kondurduğunda Furkan hala onaylama bakışlar ile elimde ki külaha bakıyordu. O parasını ödeyip yanıma geri döndü.

Elimden tuttu ve yavaş adımlarla dolaşmaya başladık. Arabaya gidene kadar temiz havanın tadını çıkaracaktım. Dondurma toplarının birini mideme çoktan gönderdiğimde sızlayan dişlerim ile bir süre yüzümü buruşturdum.

"Şu havaya bakar mısın Mısra? Birazdan yağmur yağıp ortalığı sel götürecek gibi. Sen ise bu havada dondurma yemek için neşeyle şakıyorsun. Ya hasta olursan? Hiç bebeğimiz düşündün mü bakayım?" dakikalarca süren cümlelerinin sonuna geldiğinde titreyen dudağıma baktı. Gözümden aşağıya bir yaş düştü. Elimde ki dondurmayı yerken kendimi ziyan işlemiş çocuk gibi hissediyordum. Beni kendine çekti ve kolunu omzuma attı. Saçlarımın üstüne bir öpücük bırakıp başımı okşadı. "Tamam, tamam ağlama. Sadece seni ve kızımızı düşünüyorum."

Beş ay zorluğun ardından geldiğimiz nokta oldukça güzel bir manzara gibiydi.

Birlikte arabaya bindik ve Furkanı ailesine doğru yola çıktık. Onları görmek istemediğimi söylesem bile nişan ve düğün hazırlıklarının hala devam ettiğini söylemişti. Onlar ile konuşmamız ve aile arasında bir nikah sonrasında şehir dışına gitmeyi düşünüyorduk. Tamamen geçmişten ve kötü olaylardan arınmak ikimiz için en iyisi olacaktı. Hatta kızımızı sayarsak üç.

Villanın gösterişli kapısından içeriye girer girmez Bi sevinçle karşılayan Furkanın annesi ziyaretimizin nedenini anlattığımızda fenalık geçirmiş evin çalışanından kolonya ile bileklerini ovmasını rica etmişti. Babası ise elinde ki gazete ile öylece kalkalmış sonrasında ise gönülsüzce fikrimiz saygı duymuştu. Furkanın üvey kardeşini ilk defa o an görmüş ve ikisinin birbirini sevmediğini daha yakından görmüştüm.

"Buna izin veremem. Bu düğün burada yapılacak ve burada yaşayacaksınız!" Annesi bayılma takliti yapıyor hemen sonra ise konuşmaya devam ediyordu. Hangi deli hastanesine düştüğümü düşündüm.

"Kusura bakma anne. Biz evleniyoruz siz değil. Fikirlerimize saygı duyacaksınız."

"Furkan!" Babasının uyarıcı kelimesi ile Furkan bana döndü. Karnımın üzerinde duran elimi tutup ayağa kalktı. Bende onunla beraber ayağa kalktım. "Ya bize saygı duyarsınız ya da evlendiğimiz anı bile göremezsiniz."

"Ya torunumuzu? Onu bizden öylece alacak mısınız?" Ortamı yumuşatmak için araya girmeye karar verdim.

"Elbette onu görmeye gelebilirsiniz,"

"Sus sen, yılan seni. Oğlumu benden aldın. Torunumu da alacaksın. Ay bana bir şey oluyor." Yüzüm düştü ve Furkanın omzuna başımı koydum. Yaptığım şey yanlış mıydı bilmiyorum. Ama şu an ki durumdan hiç birimiz memnun değildik.

"Anne ona öyle söylemeyi kes. Beni senden aldığı falan yok." Kolonyanın yarısını bitirmiş halde yattığı koltukta doğruldu. Bakımlı saçlarını geriye atıp eliyle kendisini yelledi.

"Git seni gözüm görmesin." Furkanın elinden elimi zorlukla ayırıp hızlı adımlarla evden çıktım. Furkan ise benim gittiğimi fark edip ailesi ile büyük bir tartışmaya tutuştu. Evden yeterince uzaklaştığımda bütün sesler kesildi. Kaldırımın üzerine oturup büyümüş karnıma baktım. Kızım, karnımı tekmelerken gözyaşlarımın arasından gülümsemeyi başardım. 

Yaklaşık on dakika sonra yanıma koşarak gelen Furkan önümde diz çöküp ellerini yanağıma koydu. Ter süzen alnımı cebinden çıkardığı mendil ile silip gülümsedi.

"Gideceğiz."

Ona sarıldığımda aramızda ki bebek sayesinde pek yanaşamamıştım. Ama onun varlığı sonsuza kadar burada olsa rahatsız olmazdım.

Nasılsınız ballar? Ben çok iyiyim.

Şuraya da kıcacık bir duyuru geçeceğim. Finali 3'e ayıracağım. Bu da demek oluyor ki sona yaklaştık. Bende isterdim 60-70 bölüm devam ettirelim ama bazı şeyler tadında kalmalı değil mi?

1 ay içinde final yaparız ve hemen sonra Laviniayı yayımlarım. Düşman texting ile beraber onları okuruz.

Sizleri seviyorum.

Sizce toplam kaç bölüm sürmeli kitap 🖤

ÇOCUĞUMUN BABASI | Texting ✔ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin