3 ay sonra.
Ellerim arasında tuttuğum ağır karpuzu zorluklarla ikinci kata ulaştırdım. Dişlerim ile tuttuğum koli bandı yüzünden Furkana seslenemiyordum. Koridorun sonunda ki kapalı kapıyı büyük bir azim ile açıp içeriye daldım. Furkan bir çok dosya dizdiği masadan başını kaldırıp bana baktı. Elimde ki karpuzu görür görmez endişe ile ayaklandı.
"Ağır şeyler taşımaman gerektiğini sana kaç defa söyleyeceğim?" Sesinde ki kızgınlık apaçık belli olsa da omuz silktim. Elimde ki karpuzu tek eliyle tutup karnına yasladı. Sevinçle gülümsedim.
"Ne yapacağız bunu?" dedi ağzımda ki bandı da alırken.
"Senin karnına bağlayacağız."
Önce karpuza uzaylı görmüş gibi bakıp daha sonra bana döndü. "İyi de neden?"
"Böylelikle benim ne çektiğimi kısa bir süre olsa da anlayacaksın."
"Mısra, ben zaten sana saygı duyuyorum. Bu sürecin çok zor olduğunu da biliyorum. Bu yüzden sana çok iyi bakmaya çalışıyorum."
"Olsun,"
"Bitirmem gereken dosyalar var, odana git ve uyu." Karpuzu yere bırakıp tekrar masasına yöneldi. Onun bu kadar umursamaz oluşu sinirlerimi bozdu. İnatla dizlerimin üzerine çöküp karpuzu kucakladım. Furkanın sabır dolu sesi odayı inlettiğinde köpek yavrusu gibi bakış attım.
"İstiyorum, " diye direttim. Tekrar yanıma gelip karpuzu kucağına aldı. Karnının üzerine gelecek şekilde koyup gözüyle koli bandını işaret etti.
"Çok huysuzsun," başka bir zaman olsa bu söylediğine ağlayabilirdim. Fakat şu an sevinç dansı yapmakla meşgulüm. Önce gömleğini sıyırıp kaslı karnına bakıp kendimi kaybetmeden önce karpuzu tekrar koymasını istedim. Dediğimi yaptı. Koli bandını çok sıkı olmayacak şekilde etrafında defalarca 360 derece dönerek yapıştırdım. Sırtı bile kamburlaşmamış çok kolay bir şekilde taşımaya başlamıştı.
"Sakın çıkarma," diye parmağımı salladım gözüne doğru. Elimin üzerine küçük bir öpücük bırakıp geri masasına yöneldi. Gözümden kaçmayan tek şey paytak yürümeye başlamış olmasıydı. Gülmemi tutamayıp kahkaha attım. Furkan somurtkan bir ifade ile geri sandalyesine oturup arkasına yaslandı. Daha fazla onun kızgın bakışlarına maruz kalmadan odadan çıktım.
Mutfağı birbirine katmış binbir türlü tatlı yapıp kendimi armağan etmiştim. Tezgahın üzerini beyaza bulayan unu silmesi için Furkanın tuttuğu temizlikçiden yardım istedim. Elimde tuttuğum sarı bezi önce ıslatıp hemen sonra önümde ki unlsrı güzelce temizledim. Belimi esnetmek için yavaşça geriye uzandım. O an karnıma saplanan ağrı ile ellerimi tezgaha yerleştirdim. Bir süre olduğum yerde durduğunda kirli malzemeleri bulaşık makinesine dizen Şenay'a seslendim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇOCUĞUMUN BABASI | Texting ✔
Teen Fiction| Tamamlandı | Furkan : Sana bir şey diyeyim mi? Furkan : Bence sen benden bilerek hamile kaldın. Furkan : Çünkü zenginim. 05***: Bilerek hamile kaldın? 05***: Embriyo gel sen yerleş içime 05***: diye mi anlaştım lan ben? 05***: ama haklısın çevrend...