17. Bölüm
Eski gazete parçalarını ait oldukları yere ; ahşap kutuya sıkıştırıp yatağın altına sakladım.
Çalan zil beraberinde rüzgar ile perdeleri hareket ettirdiğinde ayaklanıp göz yaşlarımı sildim. Koridor boyunca sadece dış kapının camından insan silüeti görmüştüm.
Bir adım...
Bir adım daha...
Kapının önüne ne kadar süre dikildi bilmiyorum. Furkanı gelmesinden mi korkuyordum? Kapıyı yavaşça aralayıp gelen kişiye baktım. Siyah gözleri ile kesişen gözlerimiz ardından kapıyı itti ve içeriye elinde ki poşetler ile beraber girdi. Her zaman ki gibi sustum ve sadece arkamı dönüp gitmeye yeltendim. Lakin annemin beni bırakacak huyu yoktu. Saçımdan tuttu ve sertçe beni çekip kendine çevirdi.
Tabii anne demeye bin şahit lazım.
"Uzun zamandır ses soluk yoktu. Bilmediğim bir şeyler mi var yoksa?" Üstüne sinmiş sigara ve bira kokusu ölü bir ceset gibi ruhuma sinerken ellerinden kurtulup ona doğru döndüm.
"Sana ne? Ha sana ne?!" Artık sessiz kalmayacak bebeğimin başına bir şey gelmesinden sakınacaktım. Refleks olarak karnıma giden elim aynı anda anneminde karnımı bulması ile geri çekilmişti.
"Neden karnını tutuyorsun? Neden karnın son gördüğümden bu yana biraz daha büyümüş?" Üzerime doğru adım atıp elini karnıma uzatmıştı ki fevri bir hareket ile onu itip yaklaşmasına izin vermedim.
"Sen yoksa..." Kaşları her saniye daha çok çatılıyor sıktığı dişleri çene kemiğini kıracak gibi belli ediyordu. İtiraz etmedim ve sadece olacaklara boyun eğdim. Saklasam nereye kadar gidecekti?
"Sen o adamın yanına gitsene. Burada ne işin var? Leş gibi o adamın bira kokusunu getirmişsin eve. Yazık değil mi ha bana da?" Artık göz yaşlarım durmak bilmeksizin akıyor sonlara doğru sesim titriyordu. Hiç bir zaman anne olarak kabul etmediğim bu yabancı bir annelik görevini dahi bunca zaman yapmamıştı. Ayda yılda bir eve gelir sadece beni döverek giderdi. Elimde ki bütün parayı almaktı amacı.
Attığı tokat ile devrilen bedenim bir süre yüzüme gelen saçları çekemedi ve sadece kollarımı karnıma sardım. Benim canımı acıtmasına alışmıştım. Fakat bebeğimin canını acıtmasına göz yumamazdım. Başımı kaldırıp baktığında havada asılı kalan elini tutan bir el ve arkasına Furkanın bedeni. Saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırdım ve ayaklanıp kan sızan dudağımı kazağımın kolu ile sildim. Yabancı kadın Furkana döndü ve elini kurtarıp bir adım geriledi.
"Sen de kimsin?" Furkan şaşıracağım bir hamlede bulunarak kolumdan tutarak beni arkasına aldı.
"Ben onun sevgilisim, ya sen kimsin?"
Yüzünü göremesemde başımı kaldırıp gür siyah saçlarına baktım. O kadar yorulmuştu ki bedenim hiç düşünmeden başımı Furkanın sırtına yasladım sonrası ise bilmediğim bir şekilde karanlıktı.
***
🦋Bu bölümü yazarken ve tekrar gözden geçirirken o kadar canım acıdı ki... Böyle insanlar ne yazık ki var etrafımızda. Çocuğunu döver bakmaz onu savunmasız bırakır dünyanın kötü insanlarına karşı.
Oysa ki bir çocuk babasına aşık olur ilk. Annesiyle yapar ilk pastasını. Annesi ile babasının etrafda ki insanlara yardım etmesi ile o da bilinçlenir. Geleceğin mükemmel bir genci olup çıkıverir. Lakin o kadar az ki bu iyi çocuk yetiştiren aile sayısı henüz yedi yaşında arkadaşına zorbalık yapan bir çocuk görürüz. Neden? Ya ailede şiddet görüyordur ya da ailesi çocuğu acımasız yetiştiriyordur.
Lütfen sizler geleceğin iyi anne ve babaları olun. O kadargüzel çocuk yetiştirin ki henüz 6 yaşında bile bir yoksul insana yardım etmek isteyebilsin.
Sizleri seviyorum. Oy vermeyi unutmayın. 🦋
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇOCUĞUMUN BABASI | Texting ✔
Teen Fiction| Tamamlandı | Furkan : Sana bir şey diyeyim mi? Furkan : Bence sen benden bilerek hamile kaldın. Furkan : Çünkü zenginim. 05***: Bilerek hamile kaldın? 05***: Embriyo gel sen yerleş içime 05***: diye mi anlaştım lan ben? 05***: ama haklısın çevrend...