47 🐚

5.3K 246 237
                                    

Yazım hataları vardır elbette

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yazım hataları vardır elbette. Daha sonra düzelteceğim. 🦋

Nihayet Furkan annesinin tansiyon bahanelerini ustalıkla atlatıp nikahımız için gün almaya ikna etti. Son olayların üzerinden bir hafta geçmişti ve haftaya yapılacak nişandan önce Furkan'ın bana sürpriz yaparak deniz kıyısından aldığı eve eşya bakacaktık. 

Eşya mağazasına girdiğimizde burnumu yalayan eşya kokusu her ne kadar kötü olsa da etrafta ki renklerin güzelliği çoktan dikkatimi dağıtmayı başardı. Furkan'ın üstüne oturarak rahatlığını test ettiği beyaz koltukları görmezden gelip gri koltuklara yöneldim. Beyaz çok erken kir tutar, siyah ise içimizi karartırdı. Bu renklerin ortak olduğu tek kısım gri seçmemiz olacaktı. Yanımda benimle beraber yürüyen mağaza çalışanı eşyaların hangi maddeden yapıldığını söylerken kolunu omzuma atıp başımın üzerine öpücük bırakan Furkana gülümsedim. 

"Bunu alalım mı sevgilim?" Omuz silkip çalışanlara işaret verdiğinde kolumu onun beline sarıp televizyon ünitelerine baktık. O üzerinde kelebek desenleri olan siyah bir tasarımı seçtiğimde itiraz etmeden kabul ettim. O evde sadece ben değil Furkan da yaşayacaktı ve fikirlerine önem vermem gerekirdi. O iş yerinden gelen telefon ile görüşme yaparken halıları izledim.

"Eşiniz mi?"  Siyah etek ve beyaz gömlek ile oldukça genç yaşlarda görünen çalışana gülümsedim.

"Henüz değil," Bakışları hemen karnıma kaydığında içten içe göz devirdim. "Yakın bir zamanda evleniyoruz," diye de eklemeyi ihmal etmedim. Seçtiğim bütün eşyaların yeni evimizde görünmesi için heyecanla bekliyordum. Bir kız çocuğu her zaman gelinliğini ve gelecekte ki eşini merak ederdi. Ama kimse kocaman karnı ve tek bir numara ile hayatın evliliğe gideceğini bilmezdi.

Yanıma gelip kulağıma doğru eğilen Furkanı büyük bir ilgi ile dinledim. "Hayatım, benim gitmem gerek. Kredi kartımı sana veriyorum. Şifresini biliyorsun. Seni yalnız bıraktığım için özür dilerim."

Ceketinin devinden çıkardığı cüzdanı karıştırıp kredi kartını uzattı. Ona üzgün bir bakış attım. "Bebeğimin yatağını seçerken yanımda olmayacak mısın?"

"Üzgünüm," göz devirip kollarımı önümde birleştirdim. Dudağımdan öpecekken başımı çevirdim ve mecburen yanağımı öpmek zorunda kaldı. Saçlarımı eliyle toplayıp arkaya attı.

"At bakalım sen tribini, yarın tekrar geliriz. Daha çok şey alırız." Benim gönlümü almaya çalışsa da omuz silkip yürümeye başladım.

"Seni seviyorum!" Arkamdan gülerek bağırdığında insanlar deli görmüş gibi baktılar. Gizliden gülüp görüş alanından uzaklaştım. Yanımda benimle beraber ilerleyip sohbet eden genç kadın nihayet bebek odası takımlarını göstermeye başladı. Minicik bir yatak ve üzerinde ki civciv desenli yorganı gememek için kendimi zor tuttum. Aksi halde gün içinde 100 kez olduğu gibi acıkmış olabilirdim.

ÇOCUĞUMUN BABASI | Texting ✔ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin